İnanamıyorum.. Umay!! Olamazdı!! Umay henüz bizden bir yaş küçükdü ve ya acaip şekilde kilo almıştı ya da hamileydi. Kimi kandırıyorum ben! Kız hamileydi işte! O an ağlamak geldi içimden. O kız daha 10. sınıfa gidiyor. Pardon! Bu haliyle okula gidemezdiki.. Kesinlikle okulu bırakmış olmalıydı. Bana baktı yaklaşıyordu iyice. Ne yapacağımı bilemedim ve şaşkınlığımı anlamış olmalı ki
"Biliyorum bu şaşırtıcı ve komik bi durum"dedi.Ne diyecektim ki, böyle bi durumda ne cevap verilirdi. Ama hâlâ şoku atlatamadığım için
"U-Umay" diye kekeledim. Ve bi anda koluma girdi o halde olmasına rağmen kocaman bir gülümsemeyle
"Gel hadi ya bi cafeye gidelim ya da seni evine bırakalım ve orda konuşalım. Ayak üstü konuşulacak bir şey değil bu"
"Eve gidelim. Daha rahat" dedim. Ve taksiye bindik. Zaten Utku Bey tenezzül edip de çıkmamıştı bile. Ama biz yan yana oturalım diye rahatını bozup ön koltuğa geçmişti. Ben her şeyi çok merak ediyordum ama Umay'la nasıl konuşcağımı kestiremiyordum. Şu kadarını söyliyeyim ki onun yerinde ben olsaydım ya cesaretimi toplayıp bebeği aldırırdım ya da tüm korkaklığımla bi uçurumdan atlardım. Merakımı anladı ve imalı bi şekilde gülümseyip "eve gidince" diye fısıldadı. İnanamıyorum, hamilelik bu kızı ne kadar da olgun yapmıstı. Ben tüm şaşkınlığımla olayları hazmetmeye çalışırken eve gelmiştik bile. Allah'tan Utku evi biliyordu yoksa şuan hiç yolu tarif edecek havamda değildim.
Kapıyı açtım. Her şeyi dinlemek istiyordum. Hava kararmıştı. El yordamıyla ışığı buldum. Hemen içeri girdik ve şunu anladım ki Umay'ın rahatlığı abisine çekmişti. Direk bir koltuğa yayılıvermişti ikiside. Merakım daha da arttı ve "dinliyorum" dedim.
"Bak İmge sana olayların hepsini anlatıcam ama Utku'ya verdiğin sözü duymak istiyorum. Bana yardım edecek misin?" Söz üstüne söz bu ne ya. "Söz Umay, yardım edicem. Hadi anlat artık."
"Geçen yaz arkadaşlarla bi cafede oturuyoduk. Sonra Gizem diye bir kızın arkadaşı geldi masaya. Mete. Bakıştık, konuştuk. O kadar samimi, güvenilir ve yakışıklıydı ki... O kadar güzel gözleri vardı ki kendime engel olamıyordum. O her gülümseyişinde ortaya çıkan gamzesi, dudakları... Ona yenik düştüm.Kısa zamanda aramız çok iyi oldu ve sevgili olmaya başladık. Sonra ben 1 hafta onda kaldım vee..." daha fazla devam ederse Utku'nun onun hamile olmasına bakmadan döveceğini anladım ve "anladım" diye susturdum. Utku'nun öldürücü bakışlarına ragmen devam etti. Aslında bana dürüst davranması hoşuma gitmişti.
"Bak... Bebeği aldırmayı çok istedim amaa... Utku! İzin vermedi.. Eğer şuan yaşıyorsam Utku gibi bir abim ve Mete'ye karşı beslediğim nefrettir tek sebebi." duygulanmıştım. Umayla biraz daha konştuk ve Utku beni kapımı kilitlemem için yeterince uyardıktan sonra gittiler. Akşam olmuştu da. Saat 8 e geliyordu. Acaba teyzem kaçda gelecekti? Odama çıkıp yatağıma uzandım.
Düşünüyordum. Ne yapabileceğimi, yüzüme bakmayan bir çocuğa nasıl olup da oyunlar oynayabileceğimi düşünüyordum. Ama takıldığım bir nokta vardı. Çok saçma geliyordu ki Umay bebeği aldırmamıştı. O benden bile küçüktü. Yani 1 yaş bile olsa ama yine de bu çok saçmaydı. Artık her şeyi daha detaylı biliyordum ama anlayamıyordum.
Zil sesiyle irkildim. Teyzem olamazdı çünkü onun anahtarı vardı. Aşağı indim. Kapıya yöneldim ve delikten baktım çok karanlıktı ama gelenin teyzem olduğunu anlamak zor değildi. Açtım kapıyı ama teyzem çok garip duruyordu. İçgüdüsel olarak sarıldım ve elimde bir ıslaklık hissettim. Ne olduğunu anlayamadığım bi anda teyzem konuştu "Bir şey sorma, içeri girelim artık." önünden çekildim. Kolunda kan vardı. Kanıyormuydu? Hayır ama bu onun kanı olamazdı, görünürde yarası yoktu. Kapıyı kapattım. Şaşkınlığım yerli yerindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.