Zaman kavramını unutmuştum ve her ne kadar sinirim geçmiş olsa da bu sefer bu kadar kolay kurtulamayacaktı. O kızla yatmıştı ya!
Hızla kendimi geri çektim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdım ve az önce ben arabayı çizerken dönüp bakmayan insancıkların gözleri şuan üzerimizdeydi.
"İmge, tamam kızgınlığını anlıyorum ama o zaman seni tanımıyordum bile. Umarım 'beni nasıl aldatırsın' demezsin" Şuna bak, savunmaya bak? Acaba arkamdan gelene kadar laflarını mı hazırlamıştı çok merak ediyorum ama ben de İmge'ysem haklıyken haksız durumuna düşmem.
"Peki o içerdeki laflarına ne demeli? Yok erkeklerin ihtiyaçlarıymış da, yok bilmem neymiş de" Az önce yüzü hayli ciddiyken birden aptal aptal gülmeye başladı. Bazen gerçekten soruyorum kendime 'sevgilim ne tür bir psikopat' diye.
"Ne gülüyorsun?"
"Sanki sen beni biraz kıskandın gibi geldi de" Tek kelime ile U-KA-LÂ
"Ne kıskancam be, kim kıskanıyor yaa" diye bağırdım.
"Yok, yok sen baya bi kıskanmışsın beni"
"KISKANMADIM"
"Ya, hadi itiraf et. Kıskandın işte..." Birden omuzlarından arkaya doğru ittirdim onu. Yine de biraz sendelemesine rağmen pek etki etmedi. Ve daha çok bağırmaya başladım.
"Kıskandım amk lan kıskandım. O gerizekalı götle mi yattın yani?" Dedim ve az öncekinin aksine sesimi daha sıcakkanlı, şirin tutup "Hayır, benimle sevgili olmasan ne kadar zevksiz olduğunu söylicektim ama ordan kurtarıyorsun işte. "
Tam sarılacaktı ki geri kaçtım.
"Mete, hiç yaklaşma sinirim geçmedi" diye bağırdım yine.
"Ama..."
"Zaten yemekde yiyemedim"
"Tamam o zaman gel bir pizzacıya gidelim" dedi ve hiçbir şey olmamış gibi arabaya bindik. Yine kurtulmuştu!
İsteğim üzerine Little Caesars'a gidiyorduk. Ama illa ki Mete'yi sinir edicektim...
"Umuyorum da burda da eskilerinle karşılaşmayız" dedim ve sesim o kadar imalıydı ki.
Ben bunları derken ondan bakıyordum ama o 2 saniye bile gözlerini yoldan ayırmamıştı. Sadece gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.
"Arabayı boyatmam gerekiyor, istediğin bir renk varsa söyle" U-KA-LA U-KA-LA TAM-BİR-U-KA-LA
"Bence hemen boyatma. Yani sürekli böyle bir yerlere gidersek ve senin haremindekiler de oralara dağıldığı için uğraşma bence. Daha çok çizilcek bu araba" dedim ve yine zafer! Her ne kadar cümlelerimi toparlayamamış olsam da kapak olmuştu aşkım..
.
.
.
"Sinemaya gidelim mi?" En sevimli halimle sormuştum.
"Hangi filmler varki?" Hunharca gülüyorum sana Mete.
"Tabikide Aynı Yıldızın Altında"
"Olmaz"
"Yaa neden"
"Olmaz çünkü" dedi ve bahane aramaya başladı... Her ne kadar şuan gıcık olmuş olsamda o kadar tatlıydı ki bir yandanda elimi tutuyordu.
"Çünkü, sen filmde ağlarsın, kıyamam"
Ayyyy aşkııımm yerim seniii dememek için kendimi zorunda tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U-KA-LA
RomanceBence her şeyin en kötü yanı onu kaybetmem değildi. Kendimi kaybetmemdi.