Balodan 139 Gün Önce

157 7 0
                                    


Halden Anlar Günlük;

Bugün yeni okulumda ilk günümdü. Bu unutulmaz günü tek bir kelime ile özetlemem gerekseydi, o da şu kelime olurdu: BERBAT!

Pekâlâ... Aslında yeni sınıfımdaki sırama oturana kadar işler fena gitmiyordu. Sabah, okul evimize uzak olduğu için babamın şoförü beni okula kadar bıraktı. Yoldayken yanıma aldığım makyaj malzemeleriyle kaşımı ve kirpiklerimi siyaha boyadım. Mor peruğun üstüne bir de kırmızı renk kaş ve kirpiklerle iyice bir renk cümbüşüne dönüşmek istemedim. Arabadan inmeden hemen önce de, bir tanecik(!) kardeşime söz verdiğim gibi mor peruğumu taktım. Neyse ki biraz geç kaldığım için okul müdürünün ilk gün konuşmasını atlatmıştım. Dışarıda sıra olan öğrenciler müdürün son cümlesini tamamlamasının ardından isteksizce alkış çalmışlardı ve artık sırayla okula giriyorlardı.

12-A. Sınıfım buydu. Kalabalığın arasına karışıp (mor peruğumla artık ne kadar karışabilirsem) sınıfımı aramaya koyuldum. Okulun için aydınlık ve tertemiz olmasına rağmen katlar arasında labirent gibi bir düzen vardı. Birkaç dakika sonra sınıfımı bu labirentte kendi kendime bulamayacağımı anlayıp, koridordan geçen birine sormaya karar verdim. Şanslıydım ki, sınıfımın yerini sorduğum ilk kişi de benimle aynı sınıftaydı. Kız, mor peruğuma şaşkın bir bakış attıktan sonra beni sınıfa kadar götürdü. Hatta sınıfta oturduğu sırasının yanı da boşmuş. Birlikte oturabileceğimizi söyledi.

Biz sınıfa girip ön taraflardaki bir sıraya oturduktan sonra sınıf da yavaş yavaş dolmaya başladı. Sınıfa giren herkes mor peruğuma bakıp aralarında fısıldaşıyorlardı. Bu beklediğim bir tepkiydi. Sonuçta kim yeni okulunun ilk gününde mor peruk takardı ki? Ama sınıfa en son giren kahverengi gür saçlı kız saklamaya bile gerek duymadan bana bakıp sesli gülünce gerçekten moralimin bozulduğunu hissettim.

Kabarık saçlı kızı boş verip yanımdaki kızla konuşmaya başladım. Kızın ismi Pınar'mış. Anladığım kadarıyla konuşmayı çok seven bir tip ama iyi birine benziyor. Biraz konuştuktan sonra ben de adımın Menekşe olduğunu söyleyince arka taraftan büyük bir kahkaha sesi duydum. Arkama döndüm. Yine aynı kızdı. Tam ağzımı açıp kıza bir şey söyleyecektim ki ilk dersin öğretmeni (müdür yardımcısı da olabilecek derecede seyrek saçlı ve göbekli bir adamdı) kapıdan içeri girdi ve ben de sınıfın geri kalanıyla birlikte yerimden kalkıp öğretmene selam vermek zorunda kaldım.

Tekrar yerimize oturmuş, öğretmeni dinlemek için sessizce bekliyorduk ki, öğretmen "Evet, Janset?" deyip, arka sırada parmağını kaldıran birine söz verdi. Bana gülen kızdı yine. İsmi de Janset'miş.

En azından artık "Janset" ismini "gelecekteki çocuklarıma koyabileceğim isimler" listemden silebilirim. Tamam, öyle bir liste yok aslında; ama olsaydı, şu an "Janset" isminin üzerini keyifle karalıyor olurdum.

"Hocam! Sınıfımıza yeni bir arkadaşımız geldi," dedi Janset yalandan gülümseyerek. "Belki tanışmak istersiniz diye düşündüm."

"Elbette," dedi müdür yardımcısı olma potansiyeli yüksek öğretmen, potansiyeline yakışır bir bıkkınlıkla.

"Arkadaşımızın ismi," diye devam etti Janset. "Ah bir dakika! Unuttum," dedi. Ama sinsi bakışlarını görünce, aslında iki dakika önce kahkahalarla güldüğü ismimi unutmadığını anlamıştım. Kızın bir şeyler planladığını bir tek ben fark ettim sanırım. Ama artık onu durdurmak için çok geçti.

"Bir dakika! Şimdi aklıma geldi sanırım," dedi sahte bir gülümsemeyle. "Yeni arkadaşımızın adı bir bitki adıydı, yanlış hatırlamıyorsam. Taktığı peruk gibi mor renkli bir bitkinin adı. Evet! Şimdi hatırladım. Yeni arkadaşımızın adı PATLICAN!"

Tüm sınıf kahkahalarla gülmeye başladı. Janset'in arkasındaki iki sıra boş olmasına rağmen en yüksek kahkaha sesi onun tarafından geliyordu.

Jöle beyinli cancan Janset!!!

Patlıcan mı!? Komik bile değildi ki. Çocukçaydı. Yine de bu saçma espri on dakikalık teneffüs arasında bile ışık hızıyla yayıldı ve tüm günüm zehir oldu.

Ama eminim tüm bunlar birkaç güne unutulur. Hem ben de haftaya mor peruğumu çıkartmış olacağım zaten.

Eminim her şey daha iyi olacak. Janset'in kalitesiz espri anlayışı ve seksenlerden kalma iğrenç kabarık saçı dışında her şey tabii.

ESAS KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin