Balodan 125 Gün Önce

106 6 0
                                    



Kısır Döngü Karşıtı Günlük,

Geçen hafta okulun en sakin haftasını geçirdim. Mor saç vakasıyla herkese dersini vermemin başarısı olarak düşündüm bunu. Eh, o kadar saçımı kestirip mora boyamanın güzel bir karşılığı olmalıydı. O karşılık da buydu. Tüm hafta boyunca yılan Janset'ten ve yandaşlarından en ufak hakaret işitmemiştim. Her şeyin artık değişeceğinden emindim. Ama ben bu saf düşüncelerle kendimi kandırırken bu defa darbe hiç beklemediğim bir yerden geldi.

Bugün aslında Yiğit'le konuşmaya karar vermiştim. Çünkü bir haftadır pek konuşamadık ve açıkçası nedenini ben de bilmiyorum. Tamam, ben konuşmak için bir hamle yapmamıştım ama şimdiye kadar konuşamadığımıza göre demek ki Yiğit de hala bir hamle yapmamıştı. Ama bunu sorun etmedim. Her zaman ilk hamleyi erkeklerden bekleyecek değildim.

Ben de öğle arası erkenden sınıfa gelmeye karar verdim ve Mahşer grubunun oturduğu arka iki sıranın yan tarafında Yiğit'i beklemeye başladım. Oturup kafamın içinde Yiğit'e ne söyleyeceğimin provasını yaparken sınıfın kapısı açıldı. Ama şansıma sınıfa ilk giren Bora oldu.

Bora Mahşer grubundan biri. Kilolu ve gözlüklü bir çocuk... Evet, onun hakkında bildiğim her şey bu kadar. Ama eminim, retinası zarar görmemiş herkes de Bora'ya bakıp ilk saniyede bu özelliklerini keşfedebilirdi.

Her neyse...

Bora yanımdan geçip sırasına oturdu ve defterini çıkardı. Ben de sessizce Yiğit'i beklemeye devam ettim. Ama sınıfta sadece ben ve Bora böyle sessizce birbirimize yakın durunca biraz tuhaf kaçabileceğini düşündüm ve en azından Yiğit gelinceye kadar belki biraz Bora ile sohbet edebilirim diye düşündüm.

Ne kadar akıllıca bir fikir değil mi?

Hadi herkesin seninle dalga geçtiği sınıfta hiç tanımadığın bu çocukla sohbet et Menekşe. Ne ters gidebilir ki?

Pek çok şey.

Sonuç olarak sohbet etmek için bir bahane aradım ve birden Bora'nın çantasından çıkardığı siyah bir defterin üzerindeki büyük beyaz harflerle yazılı "DEATH NOTE" yazısını gördüm. Son birkaç yıldır ufak ufak animelere merak saldığım için bunun "Death Note" animesindeki ölüm defterinin replikası olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Böylece Bora ile sohbet etmek için gerekli bahaneme de kavuşmuş oldum.

"Death Note sever misin?" diye sordum Bora'ya, konuşacak bir konu bulabildiğim için sevindiğimi gizlemeyi beceremeyip ufaktan sırıtarak.

"Hımm," diye onayladı Bora yüzüme bile bakmadan. Ben de utangaç olduğu için böyle cevap vermiş olabileceğini düşündüm. O yüzden şevkimi hiç kaybetmeden konuşmaya devam ettim.

"Misa serideki en sevdiğim karakterdir," dedim.

İşte o zaman bıkkın ve kibirli bir şekilde dönüp bana baktı. Önce beni tiksinti dolu bir ifadeyle süzdü. Sonra da "Öyle mi?" dedi. "Halbuki sana bakınca en sevdiğin karakterin Ryuk olmasını beklerdim. Hem daha çok ortak noktanız var."

"Na-nasıl yani?" dedim yüzüm düşerken ama bunu sorar sormaz aslında cevabını duymak istemediğimi fark ettim.

"Fiziksel olarak yani. Yüzleriniz bile o kadar benziyor ki, kardeş olduğunuzu söyleseler şaşırmazdım."

Böyle söyledi ve şeytani bir gülümsemeyle tekrar sırasının üzerindeki defterine döndü.

Beni çürümüş bir ceset gibi görünen bir ölüm meleğine benzetmişti. Halbuki böyle asabi bir karşılık vermesini gerektirecek hiçbir şey yapmamıştım. Ne diyeceğimi bilemedim ve kıpkırmızı bir şekilde sırama geçtim.

Biraz sonra ders saati yaklaşırken tüm sınıf yavaş yavaş içeri girdi. Yüzümün haline bakarak iyi olup olmadığımı soran Pınar'a dönüp cevap verecekken Mahşer grubunun ve Janset ile birkaç arkadaşının bir araya gelip Bora'nın anlattığı bir şeye kahkahalarla güldüklerini gördüm. Janset onlara baktığımı fark edip telefonundan açtığı Ryuk'un resmini bana gösterdi ve gülmeye devam etti. Beyinsiz Bora'nın aptal esprisi yüzünden yine alay konusu olmuştum.

Tüm gruptan bir tek Yiğit, Bora'nın benimle ilgili anlattığı hikayeye gülmüyordu. Gerçekten komik bulmadığından mı yoksa umurunda bile olmadığından mı, bilmiyorum. Sadece gülmüyordu. Ama Yiğit'in orada sessizce oturup hiçbir şey yapmaması, diğer hepsinin alaycı kahkahalarından daha çok üzdü beni.

ESAS KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin