***

526 42 1
                                    

O agün bütün tenefüslerde Mreža ve Mjesečev ile birlikteydim. Ardından bir kaç  boyuncaki her tenefüslerde de öyle. 

Birkaç gün  boyunca keyfim hiç yerine gelmedi. Sadece çevirip çevirip kaıtta yazanları okudum. Okudukça hem kalbim hem de cesaretim kırılıyordu.

Geceleri kabus alma konusu bir kaç günlüğüne de olsa üst üste çekilmez bir hale gelmişti.  Beslenmek için diğer tek yolun sigara olduğunu biliyordum ama oraya gitmek istemiyordum.  Zaten iki gecem kayıptı. Yenilerini eklemek istemiyordum.

Bu gün diğerlerinden çok daha farklıydı. Duygularım adet dönemlerinde olduğundan bin kat daha yoğun hissediyordum tabi daha çok asabiydim. Bu gece dolunay vardı. Dün Mjesečev ile konuştuklarıma göre ilki biraz can yakarmış . Bu biraz can yakma tabirinin eski zamanlarda kızgın demirlerle yaraları kapamadan önce söylediklerini hayal edebiliyordum.

Bunu babasının anlattıklarından hatırladığını söylemişti. Uzun süredir yok olduğunu düşündüğüm korkumu bu gün biraz biraz hissedilebiliyordum.

Gerçekten filmlerdeki gibi tüm kemiklerim kırılacak mıydı ? Ve ya Homlock Grove daki gibi mi olacaktı.

"Felaket şekilde açım... Lanet olsun Slviya."

Dedim Slviya beşinci parça bonfileyi önüme koyarken. Uyandığımdan bir saat sonra acıkmaya başlamıştım ve kesinlikle duramıyordum. Ben ağzıma etten ağzıma sığdırabileceğim kadar büyük parçalar kesip yemeye devam ederken kapı çaldı. Slviya,  Mreža ve Mjesečev a kapıyı açtı. İçeri girdiklerinde ikisi de bana dik dik bakıyordu.

" Ne bakıyorsunuz.  Olursanıza."

Dedim ikisi de anında geçip oturdular.

"Bu gece ne yapmayı planlıyorsun ?"

Diye soru Mjesečev.

"Bilmiyorum. Burada kurt adamlar ne yapıyorlar ?"

"Dolunay gecelerinde herkes evde olur. Kurtları rahatsız etmemek için. Bilirsin yani siz dev gibisiniz ve dişleriniz de dev gibi.  Ayrıca vampirler ölmek istemiyor. "

"Vampir mi öldürüyorlar."

"Hayır. Yani evet. Bilinçli olarak değil. Yani bir hayvana dönüşüyorsunuz. Siz köpeksiniz onlar da kedi. Yani tamamen iç güdüsel."

Dedi Mreža. Bir hayvana dönüşmek istemiyordum. Salyalı ve tüylü olmak. Pamuk Şeker in 90 kat büyüğü olacaktım. Muhtemelen onun kadar sevili de görünmeyecektim.

"Belki de hiç dönüşmeyeceksin. Bunu bilmiyoruz. Mesela annem hiç dönüşmüyor."
"Saçmalama. O tam olarak bütün türlerin saf kanı. Bence onu Stadog Vuka'ya götürmeliyiz. "

"Ben gelemem. Biliyorsunuz kurtlar annemden nefret ediyor. Tabi herkes ediyor.  Beni gördüklerine sevinmeyeceklerdir."

"Oraya beni alacaklarını düşünmüyorum. Bu gün pek iyi sayılmazlar."

"Bir şeyler ayarlamaya çalışacağım."

Dedi Mjesečev ve odadan çıktı. Bir anda Mreža ile odada  baş başa kalmak beni garip hissettirmişti. Şu aralar aramız oldukça iyiydi ve bana çok destek oluyordu. Aramızda ki  küçük kıvılcımları hissedebiliyordum. İçerideki sessizlik biraz boğuculaşmaya başlamıştı ki Mreža sonunda ayağa kalkmaya karar verdi. Kalkmasıyla düşmesi bir olmuştu.

"B-ben artık gideyim."

Dedi ve ayağa kalkıp odadan çıktı. Hayatımda yaşadığım en garip anlardan birini yaşamıştım. Acaba utanmış mıydı ? Onu durdurma ihtiyacı duyuyordum. Odamın kapısını açtığımda ise karşımda Plemana Smitri duruyordu. Kapıyı açtığım gibi odaya dalarken burada ne işi olduğunu merak ediyordum.

"Küçük kız kardeşimin belli bir bedel karşısında benden istediği şey için seni götürmeye geldim."

"Nereye ?"

"Stadog Vuka' ya..."

MELEZ İKİZLER LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin