Hafif ve düzenli bir sarsıntı ile uyandım. Bir atın üstündeydim ve yüzümü ipeksi bir yere yaslamıştım. Bu bir kadının teniydi. Bir anda irkildim ve az daha attan düşecekken kadın beni yakaladı. Hayatımda gördüğüm en güzel kadındı ve hayatımda gördüğüm en güzel yerdeydim etrafımdaki ağaçların sanki kendine has türleri vardı dünyada eşi benzeri görülmemiş guzelliktelerdi. Her şeyin rengi daha canlıydı, farklı gözlerle görüyor gibi hissediyordum. Sağıma baktığımda Troy' u gördüm. Onu görmek bana huzur veriyordu. Kendimi ne olursa olsun güvende hissediyordum. Sanki içim ilahi bir huzurla dolmuştu. Ağaçlarım arasından dev bir saraya doğru gidiyorduk. İçeriden delicesine çığlıklar ve kılıç sesleri gelmesine ramen içimdeki huzurda hiç bir değişiklik olmuyor hatta gittikçe artıyordu. Sanki içeride dönen savaş bana sadece mutlak huzuru getiriyordu.
Sarayın dev kapıları önünde bizi indirdiler. Kapılar ağır ağır açıldı. İçeride kan gövdeyi götürüyordu. Yine de herkes çok mutluydu. Buranın neresi olduğunu sadece okuduğum bir kaç mitoloji kitabından biliyordum. Burası büyük salondu. Sadece savaşda ölen erkek ve kadınlar bu salona kabul edilirdi. Akşama kadar savaşır sonra Odin'le aynı sofraya oturur domuz eti yer ve şarap içerlerdi. Burası Valhala' ydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ İKİZLER LANETİ
FantasíaŞeytan ve tanrının elçisi dünyaya yıllar önce 12 çocuk yolladı. Yalniz iki tanesi kendi yaradılışına karşı geldi ve iki çocuk yaptı. Çift yumurta ikizi bir erkek ve bir kız çocuk. O çocuklar çok uzun yaşamadı ve kendi aileleri tarafından kurhan edil...
