6

789 71 3
                                    

Sonunda korku seansı gibi geçen yemekten sonra bana yeni verilen odama döndüm. Hayatımdaki en dehşet verici şeyler kanlı ve canlı olarak az önce gözümün önünde yaşanmış olsa da bunu şu an için  yadırgamıyordum. Kadının dünyadaki en korkutucu şeye dönüşmesi ve ya ardından tehtit etmesinin korkusundan çok içimde binlerce soru vardı. İkizlerden birisi gerçekten ben miydim ? Noćna Mora ne demekti ? Bütün yaratıkların özelliklerini ben mi taşıyordum ? Bir daha ailemi ve ya Troy'u görebilecek miydim ? Odanın içine ilerleyip kendimi yatağın üzerine attım. Burada bunları mı giymem gerekecekti ? Ben burada neydim ve ya kimdim ? Bunların hepsi aklımdaki binlerce sorudan yalnızca birkaçıydı. Ayağındaki ayakkabılardan birini çıkarıldığını hissederken yataktan sıçradım. Yine Silviya'ydı.

"Ayakkabılarımı kendim çıkartabilirim. Teşekkür ederim. "

Dedim beni dinlemeden ayağımdaki ayakkabımın diğer tekini de aldı.

"Siz bu dünyanın gelecekteki sahibisiniz. Size hizmet etmek benim için bir zevk."

"Nasıl yani ?"

Dedim. Kadın ayağa kalktı ve oturmak için izin istedi. Mavi elbisesinin eteğini altına alarak yatağa oturdu.

"Ben bir kara büyücüyle vampirin çocuğuyum. Türler oluştuktan sonra birbirine karıştı ve melez çocuklar dünyaya geldi. Şu an ki kraliçemiz temel altılıdan Baron'nun bir kurt kadından olan çocuğu. Burada kan herşeydir. Altılıdan hiç biri kendi kardeşleriyle bir çocuk yapmadılar ve ya diğer doğa üstü türlerle. Onları hep küçük gördüler. Baron dışında. Siz ise hem en büyük melez hem de en saf kansınız. Taht bir gün sizin olacak. Köyde şimdiden dedikodular başladı. Kan her zaman hak ettiğini alır. Lütfen bu söylediklerimden kimseye bahsetmeyin."

"Elbet- elbette ama ben bir yerin hükümdarı olabileceğimi sanmıyorum. Özellikle kötüler dünyası gibi bir yerin. Yani kötü bir insan olduğumu bile sanmıyorum. Bu arada başka Karanlığın Elçisi var mı?"

"Evet. Elbette var bu jenerasyon yaklaşık 20 tane. Onlar temel altılının insanlardan olan çocukları. Ölümlü ama en güçlüler. Ayrıca buradaki hiç kimse kötü değildi. Annenizin kız ve erkek kardeşleri buraya işkence ettiler. Yine de sizi asla suçlamıyorum. Annem annenizin bu dünyada en saf kalmış varlıklardan biri olduğunu söylemişti. Yine de yediğiniz yemekler bile size tüketmeye başlayacak. Henüz ana öğününüzü yediğinizi sanmıyorum. Artık sizi yatıralım."

Dedi ve yataktan kalkıp giyinme odasına gitti ve bu sefer elinde siyah ipek bir gecelikle döndü. Üzerimdeki elbiseden sıyrılırken Slviya nin duvardan çıkan plastik bir borunun ucuna birşeyler taktığını gördüm. Üzerimi değiştirip yatağa oturdum.

"Bu nedir ?"

"Ana öğününüz majesteleri."

Dedi. Kolumu tuttup iğneyi sokarken neler olduğunu sorgulamadım. Siyah sıvı borunun içinde ilerleyip kanımla buluştuğu anda uykunun en derin yerine daldım...

MELEZ İKİZLER LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin