***

441 39 0
                                    

Akşama doğru odama döndüm ve akşam yemeğimi odamda yedim. Plemana ya bir hayat borcum vardı artık. O olmasaydı muhtemelen Troy kürkümü yüzecekti. Hayatımda uğradığım en büyük ihanetti ve bununla yaşamak istemiyordum. Gerçek dünya ile olan son bağım da kopmuştu. Artık burada ölsem de ölmesem de kimsenin umurunda olmayacaktı ve ben savaşmak istemiyordum.

"Slviya beni Plemana için hazırla."
"Efendim daha yeni büyük bir yaralanma geçirdiniz. Sağlığınız için uygun olmayacaktır."
"Ne diyorsam onu yap."

Dedim ve yataktan kalkıp makyaj masasına oturdum. Slviya beni hazırlarken ona sormam gerekenleri soracaktım ve ardından gidecektim. Tamamen...

"Hiç Plemana Smitri'nin odasına girdin mi ?"
"Buradaki insanların gücü yetmese de en azından herkesin bir gece gittiği bir yerdir orası majesteleri."
"Yani gittin."
"Evet majesteleri."

Dedi yüzü kızararak.

"Plemana' nın yatağı hakkında ne biliyorsun ? Hani şu bir sürü kadının yattığı."

" Krevet za sunčanje anlamı güneşin tutulduğu yatak. Bu aslında biraz sizinle ve ailenizle ilgili bir hikaye. Anneniz Prvo Moon ile babanız Prvo Sun ın ikizlere sahip oldukları yatak o yatak. Söylenene göre aşkları ve ruhları o kadar güçlüymüş ki enerjileri maddeyi büyülemiş. Söylenene göre yatak sadece o anki sahibi tarafından kontrol edilebilir. O yatağa giren kişinin zihnini hep hayalini kurduğu hayatla doldurur. Yatakta yattığı sürece istediği kişi olarak kalabiliyorsunuz majesteleri."

Dedi. Bizim dünyamızdaki alkoliklerin ve uyuşturucu bağamlıları gibi olmaktı bu. Yine de alkolden ve uyuşturucudan daha etkili olmasıyla birlikte kısıtırdığı yer daha dardı.

Slviya bana yine siyah gotik tarzda bir elbise giydirmişti. Odadan çıkarken gözüme takılan son şey bana bakan Pamuk Şeker oldu. Onu kucaklayıp öptüm ve yerine tekrar koydum. Hiç yapmadığı bir şekilde havlamaya başladı. Eteğime dişlerini geçirdi ve beni çekiştirmeye başladı. Sanki ne yapacağımı biliyordu. Yere eğilip onu kucağıma aldım. Bana sokulup patilerini göğsüme koydu. Onu biraz daha sevdim ve ışıkları kapatıp onu yatağımın üzerine koyup onu uyuyana kadar sevdim.

Pamuk Şeker uyuduktan sonra odamdan çıktım ve Plemana nin odasının kapısını çaldım. Kapı açıldığında atmosferin tanıdıklığı bu sefer farklı geldi. Yatağa yürüdüm. İşte orada etrafındaki kadınlarla birlikte yatıyordu. Ben geldiğimde gözleri açıldı.

"Konuşabilir miyiz ? "
"Sürekli rahatımı kaçırıyorsun."

Dedi. Gözlerim doldu. Tek çarem buymuş gibi hissediyordum. Plemana beni almazsa ne yapacağımı bilmiyordum. Herşeyin yükü göğüs kafesimin üzerine oturmuş taşlar gibi üstüme yükleniyordu.

"Lütfen."
"Bir sigara al ve odama git."
"Bu gece biraz kendimde kalmak istiyorum."
"Git bir sigara al ve odama in."

Dedi tekrar. Sesi oldukça kontrollüydü. Dediğini yaptım ve barın üzerindeki bardaklardan bir sigara alıp aşağıya indim. Etrafta çakmak yoktu. Bu yüzden ben de sadece parmağımda çevirmekle yetindim. Birkaç dakika sonra Plemana gelmişti. Arkamdan dolanırken ensemde bir batma hissettim. İğne batması gibiydi.

"O da neydi ?"
"Bu geceye özel olarak kendinden geçmemeni sağlayacak."
"Oyuncak dükkanın sahibi gibisin."
"Ben zaten oyuncak dükkanının sahibiyim."

Dedi elimdeki sigarayı yakarak.

İçime bir nefes çektim. Vücudumun her hücresi sanki bir havuz kadar büyümüş de bütün hücrelerimin içine çeşmelerden siyah doluyor ve taşıyor gibiydi. Anın etkisiyle bir anda nerede olduğumu unutmama ramak kalmıştı ki kendime Plemana nin sesi beni kendime getirdi.

"Ne istiyorsun ?"
"Yataktaki insanlardan biri olmak."
"Hahahah. Ne kadar da komiksin küçük kuş. Okulu bitmemiş bir saraylıyı yatağıma almamı istiyorsun öyle mi ?"
"Ben..."
"Sadece aptalsın."
"Okula gitsem de dinleyebileceğimi sanmıyorum. İyi değilim. Bu bedenin içinde bu kadar fazla şeyken nasıl ölüneceğini de bilmiyorum."

Dedim. Bir süre sustu ve sigarasını içmeye devam etti.

"Bana birçok ömür boyunca borçlu olmaya hazırsındır umarım. Bedelleri ucuz olmayacak."

"Hazırım..."

MELEZ İKİZLER LANETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin