Eve döndüklerinde, Kerim duşa girmek istediğini söyledi. Bir zaman öncesine kadar, iş bulmasından ötürü umutları yeniden doğan genç, şu an bilinmezlikler içerisinde sürükleniyordu. Dostunun endişelenmemesi için, yüzünde zoraki takındığı gülümsemeyi daha fazla sürdürmesi imkansızdı. Bu anlamda, duşa girmek, onun için bir kaçış yoluydu. Şimdi hayatında kendisini nelerin beklediği hakkında, en ufak bir fikri dahi yoktu ve durum onu panik içine almıştı. Sıcak suyun altında, kaslarının biraz olsun gevşemesini umarken, bunları düşünüyordu.
"Neden, her şey yoluna girecek derken, bir şeyler ters gitmek zorunda sanki?"
Buharla dolan banyo ve akan su genci kısa bir süreliğine de olsa düşüncelerinden uzaklaştırmaya yetmişti.. Çiçek kokulu sabunun etrafında yaydığı mis koku, onu yarın başlayacağı işin umuduna tutunmaya yardımcı oldu. Tam bu sırada banyoda bir tıkırtı duydu.
"Kim var orada mı Murat sen misin?"
Tıkırtı duyduğuna emindi. Duştan akan suyun sesine rağmen, birinin kapıyı zorladığını işitmişti.
Çeşmeyi kapatarak, duşakabinin kapısını araladı. Havlusuna uzandı ve bedenine geçirdi. Kimse yoktu. Evet Murat her zaman mizahtan hoşlanan bir insan olmuştu, ama böyle bir şey yaparak,arkadaşını, hele bugün asla huzursuz etmezdi. Aklındaki düşüncelerle holden odaya doğru ilerledi. Can dostunun yanına vardığında, onu bıraktığı yerde buldu.
"Az evvel banyoda bir ses duydum. Buna çok eminim. Resmen kapı zorlandı."
"Senin sinirlerin yıprandı. Muhtemelen sana oyle gelmistir. Birini gördün mü peki?"
"Hayır, seslendim, cevap veren olmadı. Gün içinde yaşadıklarımızı düşününce, şaşırmam gerekir mi bilmiyorum ama o sesi duyduğuma neredeyse eminim. İnan bana ..."
"Hadi şimdi git üzerini giyin. Bende sana ıhlamur yapayım. Sinirlerini yatıştırır. Sonrada durumla ilgili neler yapabiliriz, bir konuşuruz. Ayrıca yarın erken kalkman lazım. Unutma artık bir işin var."
Aslında Murat haklıydı. Yine de yirmi dört saat içinde yaşadıkları ağırdı. Kahramanımız, ıhlamur hazırlamak üzere mutfağa giderken, birinin geçtiğini fark etti. Kerim'e hissettirmeden, durumu kontrol altına almalıydı. Belli ki, az evvel banyo yapan genç, tıkırtı duyduğunu söylediğinde yanılmamıştı. Gördüğü adam siluetinin bulunduğu odaya yönelirken Kerim'de giyinmek üzere odasına gitmekteydi.
"Dostum, mutfak o tarafta değil, bana söylüyorsun ama asıl senin kafan yerinde değil .. İstersen ıhlamurla falan uğraşma... Ben giyindikten sonra biraz laflarız. Sonrada ben uyumaya giderim."
"Hayır sorun değil, ben dalmışım. Şimdi hazırdıryorum çayını."
Murat'ın yapabileceği bir şey yoktu. Olayları akışına bırakmaya karar verdi. İnsan silueti görmesi konusunda yanılmadıysa, az sonra sıkıntılı zamanlar yaşanabilirdi. Çayı hazırlanırken, diğer taraftan kendisini olabilecek şeylere hazırlamaya karar verdi. Bu esnada, Kerim odasına giyinmeye gitti. Dolabından önce giysilerini aldı ve giyinmeye başladı. Kapının buzlu camının arkasında gördüğü karartının Murat olduğunu düşündü. Arkadaşı yine holde geziniyor olmalıydı. Fakat bu karartının sahibi şimdide banyoda olduğu gibi kapıyı zorluyordu.
"Kim var orada? Murat bu bir şakaysa hiç komik değil bilesin."
Murat Kerim'in sesini işitir işitmez hızlıca hole doğru ilerledi. Evet, gerçekten de orta boylarda, esmer bir erkeğin ruhu kapıyı zorluyordu. Giyinmeyi yarıda kesen genç, eşofman altıyla kapıyı sinirli bir şekilde açtı. Gördüğü görüntüsü karşısında şok geçirdi. Daha önce hiç görmediği bir adam, evinde burnunun dibinde ona bakıyordu. Şaşkınlığını attığında, Murat'ta geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Dostum
ParanormalÖlümün dahi ayıramadığı iki dostun, sıra dışı duygu yüklü hikâyesi ... Kerim ve Murat'ın sayfalara sığdırılamayacak kadar derin dostluğu ve diğer tarafta Cemre'yle yaşadığı fırtınalı aşk yolculuğu... Oldukça severek yazdığım bu öyküyü, beğenerek...