Kafenin kapanış saatinde geldiğinde, Kerim'in kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gece boyunca gönlünü kaptırdığı kızla birlikte zaman geçireceklerdi. Üzerini değiştirip, duş almak için eve uğraması gerekiyordu. Cemre'yi fazla bekletmek istemiyordu.
Murat'la beraber dükkânı kapadılar ve eve doğru yürümeye başlamışlar.
"Kıza bu kadar belli etme istersen. Gözünü korkutmanı istemeyiz. "
"Murat, benimle uğraşmaya başlama yine."
"Tamam tamam. Sevgiline laf söylemek yok. "
"Biz henüz sevgili değiliz. Birlikte vakit geçireceğiz sadece ... "
"Kızın sana nasıl baktığını görmedin sanırım."
"Evet, görünüşe göre ikimizde birbirimizden hoşlandık."
Kerim eve vardığında acele duşunu aldı. Sabah olduğu gibi kıyafetlerinden hayıflanarak, mümkün olduğunca şık bir şekilde giyindi ve uzamış saçlarına şekil verdi. Saçları, gence oldukça yakışıyordu. Yüz hatları çekici gazimizin, yakışıklılığı üzerindeydi. Arkadaşı, bu gece onları baş başa bırakacaktı.
Yunus, evlerinin nerede olduğundan daha önce bahsetmişti. Eve doğru yaklaşmaya başladığında, Kerim Cemre'yi telefonla aradı. Cemre'de bu gece için çok heyecanlıydı.
"Tamam hazırım. Aşağıda görüşürüz. "
"Anlaştık, bekliyorum."
Cemre gece için hazırlanırken, en az Kerim kadar özenmişti. Kumral güzelimiz, o iri yeşil gözlerini ön plana çıkaran bir göz makyajı yaptı. Bedenini saran siyah deri pantolonun üzerini beyaz bir gömlek ve siyah deri ceketle tamamlamıştı. Sadece kokusu dahi, karşısındaki delikanlıyı baştan çıkarmaya yetebilirdi.
Aşağı inerken merdivenleri ikişer ikişer inmemek için kendisini zor tuttu. Her ikisi de birbirlerine, bu kadar kısa sürede bu denli yoğun duygular beslemelerinin şaşkınlığını yaşıyorlardı.
"Selam ... Nasılsın"
Kerim Cemre'yi gördüğünde bir kez daha vuruldu.
"Sen, sen epey ..."
"Epey, ne?"
"Epey, yani bilirsin ... Güzelsin. Sen çok güzel olmuşsun. Yani zaten güzeldin. Ama bu gece ... Beni susturur musun? Daha fazla saçmalamama izin verme lütfen. "
"Hey, lütfen. Devam et. Ben şu an, hayatımdan gayet memnunum. "
"Demek istediğim; Ceren, sen bu dünya üzerinde gördüğüm en çekici kadınsın. "
Genç kadın, işveli bir gülümsemeyle birlikte, başıyla onay verdi.
"Teşekkür ederim bayım. Sizde fena sayılmazsınız. "
Gülümsediler ...
"Bu gece ne yapmak istersin peki? Seni nereye götüreyim? "
"Senin için özel olan bir yere."
"O halde, şu karşıda duran bankta yan yana oturalım."
"Hım. Özel olma sebebi nedir oranın? "
"Senin yanında oluşum, yeterli bir sebep gibi göründü bana ..."
"Sen çok tatlı birisin. Bunu biliyorsun değil mi?"
"Aslında, her zaman böyle tatlı olduğum söylenemez. Genelde asabi biriyimdir. "
Gençler, yürürken diğer taraftan da çifte kumrular gibi muhabbet etmeye devam etmekteydiler. İlk dakikadan sonra, bir çekim oluşmuştu ve bu çekim yerini sevdaya bırakıyordu.
Bir taksiye atlayarak, İzmir'in meşhur mekânı Asansör'e doğru yöneldiler. Bilmeyenleriniz için; burası, İzmirlilerin uğrak yeri olmasının yanında, dışarıdan gelen konuklarında, ilk ziyaret ettikleri duraklardan biridir. İsminden de anlayacağınız gibi, bir asansör eşliğinde İzmir'in muhteşem manzarasını seyrederek tepeye çıkar, tepeden elit mekânda, manzaraya karşı içeceğinizi yudumlarsınız. Aslı önemli ayrıntı ise, camlı asansörden çıkarken size Tanju Okan'ın muhteşem şarkılarının eşlik etmesidir.
"Muhteşem bir seçim. Burası en sevdiğim yerlerden birisidir. Ne zaman nefes almak istesem, buraya kaçarım. "
"Doğru yerden yakaladığıma sevindim. Umarım yanımda alacağın bu nefesler, ömrüne tatlı hatıralar katar. "
"Ben şimdiden çok iyi vakit geçiriyorum. İnan bana ... "
Kerim ve Cemre Asansörden yukarı doğru çıkarken, tek kelime konuşmadılar. O an tek yaptıkları bakışmaktı. Bakışlarında birbirlerine olan, tüm hisleri yakalayabiliyorlardı. İki genç, yıllardır birlikteymişçesine, yakınlık hissiyorlardı. Yukarı çıktıklarında açılan kapıdan kafeye doğru ilerlediler. Kendilerine önerilen masaya geçmeden evvel, İzmir'i tepeden seyrederek, ortamın romantizmini içlerine çektiler.
Masaya geçtiklerinde, garson siparişlerini aldı. Kış ayları olmasına rağmen, şehrin eşsiz güzel havasında, bahardan kalma bir gece yaşıyorlardı.
"Eee ... Kendinden bahset biraz. Yurt dışında hayat nasıl gidiyor? Neler yaparsın, nelerden hoşlanırsın? "
"Psikoloji okuyorum. Bir ev arkadaşım var. İsmi Pelin. Oda, benim gibi okumak için memleketinden uzakta anlayacağın. Birbirimizi bir çok konuda tamamlıyoruz, anlıyoruz. Hiç olmayan kardeşim gibi oldu o. "
"Ne güzel. Çok şanslısın o vakit. "
"Senin böyle yakın bir arkadaşın, dostun yok mu?"
"Olmaz olur mu, var. İsmi Murat. "
"Öylemi? Ne zaman tanıştırıyorsun? "
"O şehit düştü. Benim yaralandığım gece. "
"Çok özür dilerim Kerim. Acını hatırlatmak istememiştim. Bilmeden üzdüm seni. "
"Hayır. Bilakis, benim için hatırası hep taze. Hala en yakın dostum. Ölüm, bizi ayıramaz ve ayıramadı da zaten. "
"Hatırasını taze tutman çok özel."
"Emin ol. O bunu fazlasıyla hak eden biri. Tanısan sende çok seversin. "
Cemre, Kerim'in arkadaşı hala yaşıyormuş gibi konuşmasının altında, daha derin bir travma olduğunu anlamıştı. Davranışları ve konuşmaları kendini ele veren gencin hali, onu oldukça üzmüştü. O dakika, vurulduğu bu gence yardım etmeye karar verdi. Bu şekilde Kerim'in, içinde bulunduğu yalnızlığı ve o kötü gecenin izlerini silebilmesi mümkün olabilirdi.
"Eminim severdim."
"Peki, Amerika'da bir erkek arkadaşın var mı?"
"Hayır, yok bayım."
"Bu gece duyduğum, en romantik söz buydu."
"Peki senin? Görüştüğün biri var mı? "
"Aslına bakarsan, oldukça büyüleyici gözleri olan bir kadınla görüşmeye başladım sanırım."
"Hım. Bana biraz ondan bahsetmek ister misin? Mesela, bu hoş kadın, sana neler hissettiriyor? "
"Yanında kendimi dünya dışında hissediyorum. Uzun zaman önce yitirdim sandığım kalbimin yerini hatırlattı bana. "
"Şanslı kadınmış desene ..."
"Bence, ben daha şanslıyım."
Kerim, Cemre'nin elini tuttu. Genç kadın bu duruma karşı koymadı. Bundan cesaret alan delikanlı, elini dudaklarına yaklaştırıp, avuç içine bir öpücük kondurdu. Artık onlar iki sevgili olmuşlardı. Hem de birbirlerine oldukça yakışan, iki sevgili ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Dostum
ParanormalÖlümün dahi ayıramadığı iki dostun, sıra dışı duygu yüklü hikâyesi ... Kerim ve Murat'ın sayfalara sığdırılamayacak kadar derin dostluğu ve diğer tarafta Cemre'yle yaşadığı fırtınalı aşk yolculuğu... Oldukça severek yazdığım bu öyküyü, beğenerek...