Bankın büyülü çekimi, Cemre'yi de sarmalamıştı. Genç kadın, aldığı o tatlı öpücüğün arkasından, başını sevgilisinin omuzuna yasladı. Beraber bir süre sessizlik içinde denizi seyre daldılar. İzmir'in havası ayrı, denizi ayrı, kızları ayrı ve yaşanılan doludizgin aşkları ayrı güzeldi elbette ... Kerim, şu anda tüm bu güzelliklerin tam ortasında bulunuyordu. Ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Onu ne olursa olsun kaybetmemeliydi. Dostunun ardından, hayatına anlam katan yegâne şey oydu.
Kerim bunları düşünüp, Cemre sevgilisinin güvenli kollarında kendinden geçmişken, gevrekçi bir çocuk yanlarına doğru yaklaştı ...
"Sevgilim, acıktım. Gevrek istiyorum. "
"İstersen, seni bir yerlere götürebilirim bebeğim."
"Hayır. Burası çok dingin, burada kalalım. "
"Tamam. Hemen alıyorum. "
Kerim, orta boylardaki gevrek satan delikanlıyı yanına çağırırken, kadınının da birçok kişiye basit gelecek o bankı büyülü bulmasına tatlı tatlı gülümsedi. Çıtır çıtır tazelikteki gevrekten iki tane alarak, birini yeşil gözlü dilbere uzattı. Cemre, ufak çocuklar gibi mutluluk içinde kendisine uzatılan gevrekten ısırmaya başladı. Kerim delikanlıya ücreti uzatırken, uzaktan birlerinin onları izlediğini fark etti.
En azından ona öyle gelmişti. Bu kişiler Tolga ve Cem değildi. Ama pekâlâ kendilerini takip ettiriyor olabilirlerdi. Bir yolunu bulup, Cemre'ye kendisine dikkat etmesi gerektiğini söylemeliydi. Ve bunu söylemenin tam sırasıydı.
"Aşkım, seninle konuşmam gereken bir konu var."
"Seni dinliyorum."
"Hani kısaca bahsetmiştim. Şu akraba tartışması ... "
"Evet."
"Aslında konu biraz daha karışık. Akraba tartışması değil. "
"Bunu anladım zaten."
"Anladığını biliyorum. Üzerime gelmediğin için, ayrıca teşekkürler. Söylemeye çalıştığım şey şu; bazı adamlar var. Bana kötü şeyler yaptırmak konusunda oldukça ısrarcılar. Kabul etmediğimden ötürü, tehdit ediliyorum. "
"İnanamıyorum. Hayatın tehlikede mi yani? "
"Ben umurumda değilim, aslını istersen. Adamlar bunu anladıkları içinde, kafayı sana takmış durumdalar. "
"Nasıl yani?"
"Seninle beni yan yanayken görmüşler ve beni seninle tehdit ediyorlar. Sana zarar vermekle, gözümü korkutuyorlar. "
"Beni de korkutamazlar. Endişe etme lütfen. "
"Endişe ediyorum sevgilim. Kendine dikkat etmelisin. Pislik adamlar bunlar. "
"Tamam. Kendime dikkat ederim. Söz veriyorum. "
"Yanımdan ayrılmamaya gayret göster. Ben olmadığım zamanlar, babanla vakit geçir. "
"Benim işime gelir bu. Sürekli senin yanında olmak, kulağa hoş geliyor. "
"Aşkım, stresimi azaltmaya çalıştığını biliyorum. Ama lütfen bu konuyu önemse. Dediğim gibi, pislik adamlar bunlar. Saçının teline zarar verirlerse ya da seni üzerlerse, onları öldürürüm. "
"Tamam. Sakinleş. Senden ne yapmanı istediler? "
"Ne kadar az şey bilirsen, seni o kadar korumuş olurum. Ama en azından şundan emin ol. İstedikleri şeye bulaşmaya hiç niyetim yok. "
"Buna eminim. Söylemene bile gerek yok. "
"Hava soğumaya başladı. Seni eve bırak mı ister misin? Ya da kapalı bir yerlere gidelim, ne dersin? "
"Senin evini görmek istiyorum. Baş başa kalmak ... "
"Nasıl istersen bebeğim. Evim yakın. Yürüyelim mi, taksiye mi binelim? "
"Yürüyelim hayatım."
Kerim ayağa kalkarken, ilk işi şüphelendiği kişileri kolaçan etmek oldu. Ortalık tenhaydı. Anlaşılan boşa bir şüphe içine düşmüştü. Sevgilisine sıkı sıkı sarıldı. Beraber konuşa konuşa eve vardılar.
Kapıdan girdiklerinde, Cemre ayakkabılarını ve montunu çıkardı. Kerim de kapıyı kilitleyip, onu takip etti ve montlarını koltuğun birine bıraktılar.
"Ne içersin?"
"Varsa bir bira alırım."
"Hemen getiriyorum."
Kerim, buzdolabından 2 soğuk bira aldı. Açtığı biralardan birini üçlü koltuğa kurulan güzel kadına uzattı.
"Yanıma gel."
Kerim, Cemre'nin ses tonunda bile oldukça etkileniyordu. Evde baş başalardı ve alkol almak üzerelerdi. Aralarındaki karşı konulmaz tutkuda hesaba katılırsa, bu çok iyi bir fikir gibi görünmüyordu. Ama reddedilmesi imkânsız bir teklifti. Yavaşça Cemre'nin yanına oturdu.
Cemre, sevgilisinin avuç içlerinden öptü ve birasından bir yudum alarak sehpaya bıraktı. Sonrasında, Kerim'in elinden de birasını alarak yavaşça sehpaya doğru uzandı.
Kerim, aşkının bu edalı hallerine daha fazla kayıtsız kalamadı ve dudaklarına dudaklarını kenetledi. Cemre'nin elleri yakışıklı genç adamın saçlarında gezinirken, ikisi de bedenlerini aşkın tutkusuna teslim ettiler.
Kendilerine geldiklerinde, her şey olup bitmişti. O kadar mutlulardı ki, dünya yansa umurlarında olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Dostum
ParanormalÖlümün dahi ayıramadığı iki dostun, sıra dışı duygu yüklü hikâyesi ... Kerim ve Murat'ın sayfalara sığdırılamayacak kadar derin dostluğu ve diğer tarafta Cemre'yle yaşadığı fırtınalı aşk yolculuğu... Oldukça severek yazdığım bu öyküyü, beğenerek...