64.Bölüm

53K 2.2K 641
                                    

Baktı Melike hanım önünde uzanan yollara baktı.10 gün 10 gündür hastanedeydi gitmek istemesine rağmen doktorlar izin vermemişlerdi.
Gelmiyordu ne kadar ağlasa bağırsa çağırsada kızı gelmiyordu.Oğlu şimdi elinden sıkı sıkı tutmuş ona destek oluyordu ama bu yarayı hiç birşey sarmıyordu.Yüreği soğumuyordu ve bir an gitmiyordu kızının görüntüsü gözlerinde sesi kulaklarından gitmiyordu.

Suçluydu seneler önce kızını bu inlardan kuratarmalıydı onun yüzünden ölmüştü kızı.Buna kendini inandırmış hiç konuşmuyordu.Ege defalarca yalvarmış ellerine kapanıp ağlamıştı oda onunla birlikte ağlamıştı ama tek bir kelam etmemişti.Bekliyordu biran önce kızına kavuşmayı bekliyordu dünya kalan bu bedeni artık azrailin gelip almasını bekliyordu.

Araba durduğunda kapısı açıldı Ege hemen inmiş annesine elini uzatmıştı.
Yavaşca oğlundan destek alıp indi arabadan iner inmezde evine baktı.
Artık mezarı olarak gördüğü evine baktı.Babası ah o zalim adam neler yapmıştı ona kimse Naci Aslan ömrünü çalmıştı ondan hayatını dirhem dirhem çalmıştı.Yüreğide yavaş yavaş ölmüş elvatlarına tutunmuştu.Ama hiç unutmamıştı ne ona yapılanı ne evladına yapılanları hiç unutmamıştı.

Ne kadar çabalasada Selim beyden nefret edemedi.Oda kurbandı oda onun gibi bi kurbandı hatta zamanla alışmıştı.Söz vermişti Selim beye eğer kızı onunla kalırsa onu sevmeye çalışıcağına söz vermişti.Selim beyde ona söz vermişti o sözünde durursa Selim beyde kızını kimseye vermiycekti.Vermedide, Hazalı sevmedi sevemiyordu ama ona bişey demiyor yapmıyordu.Ahmet Selimi öğrendiğinde anlamıştı niye sevmediğini sevemediğini.

Bir gün eve sabaha karşı 4 de geldi içmişti Melike hanım ilk kez onu öyle görmüştü.Bitik, tükenmişti sanki kötü bir şey olduğunu düşúndü aklına ilk işlerin kötüye gittiği geldi ama öyle değildi.Kendini koltuğa atınca yanına gidip nasıl olduğunu sordu.Kahve istedi Selim bey hemen gidip kahve yaptı.Bu arada Hazal ağlayınca hemen odasına gidip onu kucaklayıp salona gitti.Hazal bir buçuk yaşında artık konuşuyordu Selim beye doğru uzanıp baba diyince Selim beyin gözlerinin dolduğunu gordü.
Onu ilk ve son kez öyle gördü bir daha asla ona içini açmadı.Hazalı kucaģına aldı başını okşadı Hazal uyku sersemi onun gögsüne kafadını dayadı.
Melike hanım şaşkınlıkla izleri olanları Selim bey asla böyle yapmazdı çünkü.

"Benim oğlum bana baba demiyor ama sen diyorsun..............ben böyle kaderin............."dedi Selim bey.

"Sen..........sen ne dedin.........senin oğlunmu var"dedi Melike hanım şaşkınlıkla kafasını salladı ve gözlerinden iki damla yaş yanaklarına düştü.

"Varya........beni görünce tanımayan ama komşunun oğlunun kollarından inmeyen bi oğlum var..................baba ditti diyen bir oğlum var..............beni görünce benden korkan bir oğlum var"dedi Selim bey.

Melike hanım şaşkınlıkla o gece daha da bir şey sormamıştı.Ertesi sabah Selim beye uzun uzun bakınca Selim bey.

"Bu konu hiç konuşmadık sende duymadın bilmiyorsun Melike kimseden duymıycam"demiş onu uyarmıştı.

O günden sonra Selim beyede kızamamıştı hele o gece evladı için söylediklerini hiç unutmadı.O andan sonrada Hüseyin bilmemesine sevindi bilseydi oda çok üzülücekti.Düşünceleeini bölen oglunun sesi oldu.

"Annem soğuk hadi artık girelim"diyip onu yürüttü yavaş yavaş merdivenlerden indirdi.Havuzun yanından geçip kapıya geldiler kapı daha onlar gitmeden açılmıştı.Yılların emektarı gözleri dolu dolu Melike hanımı karşıladı.

"Hoş geldiniz"dedi kadın ama Melike hanım bişey sòylemedi başını salladı.

Yalıya adımını atar atmaz kızın sesi yankılandı birden merdivenlerden koşuşu annem diyip boynuna sarılışı,masadaki kahkahaları kullaklarında çınlamaya başladı.

ÖMÜR BOYU BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin