1.bölüm

32.1K 671 63
                                    


Kitap kesinlikle çalıntı değildir.kendi kurgum Arkadaşlar benim ilk hikayem
Umarım beğenirsiniz.

Sabah gözlerimi vuran güneş ışığıyla yüzümü yastığa biraz daha bastırıp kendime gelmeye çalıştım. Sabahtan beri beni kaldırmak için yoğun bir çaba sarfeden annem, uyanmıyacağımdan emin olan annem, perdeyi sonuna kadar çekerek odadan çıkmıştı. Sabah uykusunda doyduramadığım gözlerimi yorgun ve isteksiz bir şekilde aralayarak oturma pozisyonu aldım. Baş ucumdaki çekmecenin üzerine dün yatmadan önce okuduğum kitabımı alarak içine sakladığım fotoğrafı bulmaya çalıştım.  Sayfaları bir bir, karıştırarak içindeki yıpranmış eski fotoğraf çıkardım. Fotoğraf deyince öyle bildiğimiz fotoğraflardan değildi tabii. Geçen sene büyük iş adamlarından biriyle iş yapan genco aşiretin, o esnalarda çekilmiş bir gazete fotoğrafıydı. Baran ağa olan kısmını kesip almıştım. Öyle yakışıklı bir adamdı ki, yolda gören dönüp tekrar bakıyordu. Genco aşireti Mardin'in en saygın değer aşiretlerden biriydi. Öyle ki bende imkansız bir aşkın pençesine takılmıştım. Olmadık bir adama aşık olmuş ve olmadık şeyler istemiştim. Fakat aşktı bu, olmadık kişiyle kesiştirirdi yolunu. Elimdeki gazete parçasını tekrar kitabımın arasına sıkıştırarak yataktan kalktım. Banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya tekrar gelerek yeşil diz altına kadar inen elbisemi giydim. Uzun dalgalı siyah saçlarımı gelişi güzel özensizce bıraktıktan sonra odadan çıkmıştım. Mutfaktan yükselen yemek kokusuyla annem buradayım der gibiydi. Yönümü mutfağa dönerek, kahvaltı hazırlayan annemin arkasından sarılarak yanağına kocaman bir öpücük kondurdum bunu beklemeyen annem irkilerek bana döndüğünde gülümsedim.

"Günaydın ana"

"Günaydın güzel kızım" yüzünden oluşan tebessümde bir kes daha öptüm. Anneme yardım ederek hazırlamış olduğumuz masaya oturup kahvaltımızı ettikten sonra ortalıklarda görünmeyen Ahmet abimle babam, işime gelsene anneme söylemeden bir yere gidemezdim.

"Ana babam ve abim nerde" diye sorduğumda annem çağından bir yudum daha alarak,

"Sabah erkenden çıktılar kızım işe gittiler"dedi.

Evde olmadıklarına sevindim en azından ne zamandır görnediğim arkadaşımı göre bilir ve evden biraz uzaklaşa bilirim diye düşündüm ama tabii önce annemden izin almam gerekiyordu.

"ana asya'nın yanına gide bilirmiyim" dedim birden gözleri gözlerimle buluştuğunda sıkıntılı bir nefes vererek çayını masaya bıraktı.

"yavrum baban eve gelip seni görmese çok kızar biliyorsun " dedi. Kahretsin! Biliyordum. Eğer beni evde görmese anneme ve bana yapacaklarını da biliyordum. Fakat uzun zamandır evden çıkmadığımdan duvarlar üstüme üstüme geliyordu.

"Söz ana geç kalmıyacağım, lütfen gitmeme izin ver onlar eve dönmeden gelirim" dedim
Dudagımı büzerek, yalvarır gibi bakıyordum anneme. Kısa bir süreliğine düşünür gibi yaptığında omuzlarım düşerek izin veremeyeceğine kanat getirdiğimde.

"peki kızım geç kalma"dedi. Oturduğum yerden sevinçle kalkıp annemin yanağını öptüm ve evden çıktım. Asya gilin evleride bizim evim on dakika ilerisindeydi. Yakın olmamıza rağmen o gelemdiğ sürece ben pek gidip göremiyordum, babam evden değil çıkmama başımı çıkarmamak bile izin vermiyordu. Serdar abi her seferinde bizi korumak için her şeyi yapıyordu. Ne acı değil mi insanın babasından korunması? Yani kısacası Serdar abim benim koruyucu meleğimdi. Ahmet abimle babama benzemiyor her istediğimizi yapmaya çalışıyordu. Fakat Ahmet abimle babam öyle değildi. Kadın onlar için köleden farksızdı. Aslında Ahmet abiminde kimseye zararı olmazdı ama babam onu kışkırtarak üzerimize salardı.

Sende Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin