28.bölüm

6.3K 262 23
                                    

Keyifli okumalar...

İçimizdeki tüm anlatılmaz duyguları bir şekilde karaladığınız kağıdı yazıp yazıp, atığını zamanlar olur; aslında yaşadığınız iyi kötü tüm duygulardan bu şekilde kurtula bileceğimizi düşünürüz. Yazmak her zaman iyi gelmiştir. Kimi zamanda kafesteki kuşla yada akvaryumdaki balıklarlada paylaşırız. Bu şekildede kendimizi iyi hissederiz. İçimizden bir çok anlam gelir.

Bazen yolu bilirsin fakat yürüyecek gücü bulamazsın. Bir yere ulaşmak, bir şey istemek için tutku olmalı yürekte. Ona önce kendi içinde ulaşmalı insan. Bilmek sonradanda olabilecek bir iş. Ama tutku... O başka bir şeydi. Onda tükenmeyen bir enerji vardı. Kendi kendini besleyen bir ateş... Verdiği cevaplardan sonra ortalığı bir sessizlik kaplıyordu. Ve asıl o anlarda birbirimizin ruhuna inebileceğimizi anlıyordum. Sessizliğin yoğun anlamlara açtığı bir boyutaydık o sabah. Bir eski zaman aynası bulmuştuk sanki; ve o sihirli ayna bize en yanlız haliyle sadece kendimize değil. Birbirimizede gösteriyordu. İşte bu anları seviyordum. En insan halimizle, en aşık halimizle bu anın sonsuza dek sürmesinin istiyordum...

Evet, ulaştım. Geldim ve bir şeyler tamamladı. Ya sonra... Sonra bir boşluk oluştu sızlayan bir boşluk.

Devran anlatığı şeylerle herkesin dikatini kendine çekmeyi başarmıştı.

"Sen ne dersin oğul! Ne aceleniz var." diyen zelal hanım olmuştu.

Oğlunun bu kararına şaşırmıştı. Çünkü oda biliyordu ki devran'ın çok kızla ilişkisi olmuştu. Böyle büyük bir kararı alıp sonradan pişman olmasını istemiyordu. Çünkü aşiretler evliliklerinin ancak ölümle sonlandırıldığın iyi biliyordu. Şimdi oğlunun bu kararına endişeliydi sonuçta bu evlilik kolay bir şey değildi.

"Geç bile kaldık ana. Ben asya'yla evlenmek istiyorum artık." diye sitem eti devran. Onların kararlarına mutlu olmuştum ikisinin adına, kardeş bildiğim bana elti olacaktı. Belkide bu konakta ikimizin çocukları tıpkı bizim gibi kardeşçe büyüyecekti.

"Acele falan değil. Mademki kardeşim görmüş sevmiş bizede gereğini yapmak düşer."

baran'ın ağzından dökülen sözler devran kadar benide mutlu etmişti. Reşit ağada herkes gibi oğlunun mürmetini görmek istiyordu. Belkide ilk defa davranın bu kadar ciddi görmesi onu şaşırtmıştı ama oda en az baran kadar istiyordu.

"Yaşa be aslan abim. Ağzından bal damlıyor." Baran kardeşini mutluluktan yerinde duramamasına gülünce baran'a minnetle baktım. Belkide babam ve ahmet abimde bana bu şekilde destek olsaydı yaşadığım hiç bir şeyi yaşamamış olacaktım. Ama şimdi Baran bana hem baba hem abi hemde koca olmuştu.

"Ben bu evliliğe karşıyım! Böyle bir şey olamaz devran unut bu saçmalığı...!"

reşit ağa çatmış olduğu kaşlarını ve sinirli yüz ifadesiyle söylediği şeyle herkesi hayrete bırakırken, davran'ın az önceki halinden eser kalmamıştı. Devran sandalyesini geriye doğru çekerek ayağa kalktığında tam ağzını açıp itiraz dolu bir niğdayı serbest bırakacaktır ki. Reşit ağa daha fazla dayanamıyarak kahkahasını tüm konağa duyurmuştu.

"Ah baba! Sen beni öldürmek mi istiyorsun. Ödüm kıçıma kaçtı" herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Yanlız devran hala reşit ağanın az önceki halinde takılı kalmıştı.

"Gel buraya eşek sıpası büyümüşte babasına posta koyuyor." devran babasını açmış olduğu kanatlarının altına girerek sevincini onunla paylaşınca baran ayağa kalkarak kardeşine sarıldı. Bende ayağa kalkarak devran'ın mutluluğuna ortak oldum devran zelal hanımın elinde öptükten sonra zilan sinirle ayağa kalkarak odasına doğru gideceği sırada devran'ın sesiyle durmuştu.

Sende Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin