32.bölüm

6.6K 223 9
                                    

Keyifli okumalar...

Ağlayacağım diye bağırarak titreyen dudaklarımda dudaklarını hissetiğim an kolları da geriye sendeleyen bedenime sıkıca sarılmıştı.

Gerginlikten bilmiyorum.. Hata mutluluktan yada bozulan sinirlerimden de olabilirdi. Göz yaşların dudaklarımızın arasından sessizce akıyordu.

"Berçem.." diyerek kısa bir nefes alma ihtiyacından sonra tekrar dudaklarını dudaklarıma sürtü. Bu sefer daha yumuşak ve daha yavaş daha çok alıyordu tadını. Göz yaşlarım hala akıyordu sıkışan göğsüm ve yaşadığım şeylerden pay çıkarmış diğer yanım, inatla gülümseyerek çektiğim acıdan sonra bana küçük bir armağan sunmuş gibi zevkle tatmamı istiyordu. Yılların acısını çıkarmamı bundan sonra yaşayacağım hayatın hatırına mutlu olacağımı vurgulamıştı. Baran, ben ve bebeğimiz.

"Göz yaşlarına kurban olduğum kadın." dudakları körpecik kemiğimin altında hasarlı bir noktaya denk geldiğinde aldığı zevki sindirmeyen nefesim acı bir inlemeyle karışarak kulağıma çınladı. Baran tekrar aynı noktaya dudaklarını sürtüğünde acıyan yeri umursamadan önüne geçen tüm engelleri dağlayarak dudaklarıma kapandı. Elleri saçımı dağıtmakta meşgulken o an varla yok arasında duyduğum sesle baran'ın göğsüne ellerimi koyarak onu engelledim. Avuclarımda yankılanan güçlü vuruşlarını dudağımı sert bir şekilde emerek bırakıp nefes almaya başladığında dahada şiddetlenen arsusuyla,

"Kapı" tahriş olmuş dudaklarımda baş kaldıran tatlı sızı ve baran'ın gözleri hala dudaklarımdayken esra ablanın sesini birkes daha duydum.

"Ağam" dediğinde baran istifini bozmadan tekrar dudaklarıma dudaklarını bastırdığında kendimi biraz olsada geri çekerek ona engel oldum. Benim sıcaklığıma alışan bedeni soğuğu tatığında yüzünün aldığı ifade beni güldürsede şu an esra abla kapıdayken onu sinirlendirecek, hiç birşeyi yapmak istemediğimden dudaklarını birbirine bastırarak gülüşümü gizledim.

"Söyle Esra!" sesi az önceki hareketimden dolayı olsa gerek buzdan bir kılıç kadar keskin bir o kadarda yumuşak tutmaya çalışsada başarılı olamamıştı.

"Mervan ağam size ulaşamayınca ev telefonunu aradı ağam, sizinle mühim birşeyi konuşacakmış" dediğinde baran mervan yüzünden bölmüş olduğu işi için ağzının içinden

"Leşini sikeceğim senin" diyerek  mervan okalı bir küfür savurduğunda esra ablanın duymamasını dileyerek baran'a gülümsedim baran'ın gözleri hala  bendeyken kapıda bekleyen esra ablanın bilincinde olan baran

"Tamam esra ona ulaşacağımı söyle" diyerek esra ablayı başından atı ve şu an tek odağı bendim.

"Sen az önce bana mı güldün?" diyerek bir gözünü kısarak dudağını paralel yaptığında dahada bozuk sinirime yenik düşerek güldüğümde aynı şekilde dudaklarımı birbirine bastırıp, bir elimi havaya kaldırarak 'yookk' der gibi saladığımda baran hala onunla oynadığımı düşünerek yanıma yaklaştığında bu oyunuda sürdürmek boynumun borcuydu.
Bana hala küçük adımlarla yaklaşmayı sürdürdüğünde bende aynı şekilde ondan uzaklaşarak geriye doğru yürüdüm.

"Yok yok, sen bana gülüyorsun." dedi artık benim için yolun sonuna gelmiş bulunmaktaydı son adımda sırtım duvara yasladığımda baran aramızdaki tüm mesafeyi geride bırakarak dibimde bitti.

"Bir de.." dedi. Gözlerinden yükselen sert bir dalga bana ulaştığında iki kolumu kavrayan elleriyle beni kendine doğru çekti. Duvarla bedeni arasında sıkışan bedenim onun sıcaklığıyla afallayan hüçrelerim, söyledikleriyle aklımdan çıkıp gitti.

"Bir de.." diyerek söylediği şeyi tekrarladığımda aralanan dudakları heyecan ve panikle dengesiz aldığım nefesim sayesinde kuruyan dudaklarını diliyle ıslatığında sessiz bir şekilde yutkundum.

Sende Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin