Berçem'den
"Genco aşiretinden kızım haber yolamışlar seni görmüş beğenmiş oğuları bak güzel yavrum baban seni elinde sonunda para uğruna verecekti biliyorsun ablana da kıydı ama ben derim ki bu aile bildiğimiz iyi temiz ailelerden birisi ben sadece senin mutlu olmanı İsterim, kızım"dedi
Genco aşiretin'den mi...!
Halla duyduğum şeye inanamamıştım
Genco aşiretinden baran'da beni seviyor muydu yani? Kalbim göğüs kafesimi parçalamak istercesine hızlı çarpıyordu.
Annemin söylediği son sözler gün boyu aklımdan dönüp, dolaşıp durdu üzerimde ki şoku atlatmış sayılmazdım. halla inanamıyordum. Hayali bile imkansız olan adam da beni görmüş beğenmiş miydi yani? Bu öyle bir histi ki, yerimde duramıyor midemde kelebeklerin uçmasını neden oluyordu. Sitersten mi bilmem ama sabahtan beri gerginlikten hata ve hata mutluluktanda olabilirdi durmadan bir ayağımı durmadan oynatıyordum.
Allah'ım ben ne gibi bir iyilik yaptım da beni bu güzel adamla ödülendiriyorsun. kalbim dayana bilirmiydi peki bu güzel habere aklımda dolaşan düşüncelerle odamın içinde dolaşarak sitresten tırnak etlerimi soyuyordum nasıl sitres yapılmaz ki böyle bir durumda ne zaman dan beri hayalı bile imkansız olan gerçek oluyordu. Sevdiğim adam da beni seviyordu...
Kendime gelmek için kısa bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup çıktım odadan mutfakta ki anneme yardıma gittim,
misafirlerimiz akşam yemeğin den sonra gelecekleri için babam ve abimde geldikten sonra erkenden yemeğimizi yiyip kendi odama geri gidip hazırlanmaya çalıştım. Keşke asya'da burda olsa diye geçirdim içimden en azından mutluluğumu paylaşırdım...
dolabın karşısına geçip. Akşama uygun güzel bir şeyler bulmaya çalıştım. Bugün benim için çok özeldi. sevdiğim adam tarafından seviliyordum. artık uzaktan sevmiyecektim onu,
gözlerinin içine bakıp içimde ona karşı büyütüğüm aşkı dile getire bilecektim. Ellerinden tutup, avuç içimim onun sıcaklığıyla terlemesini izin verecektim. İpeksi güzel saçlarını okşardım belkide. Gece onun için uykumun kaçtığını ve sabahlara kadar fotoğrafı ile konuştuğumu anlatacaktım. Gülecekti belkide. Kim bilir belki dalga bile geçerdi. Fakat ben yinede bozulmadan ona hissettiğim Herşeyi söyleyecektim.
ve aradığımı bulduktan sonra giymeye karar verdiğim elbisemi elime alarak giyinmeye başladım.
elbisem şifon kırmızı tam üzerime oturan ve ortaya muazzam görüntü çıkaran çinstendi saçlarımı salıp arkaya doğru bıraktığımda kalçama kadar inen siyah gür ve şekil vermemi gerektirmeden kendi şekline giren saçarıma memnuniyetle baktım. Misafirlerimizden önce odadan çıkıp salonda oturan annemin yanına gittim. Annem beni görünce gözleri dolu dolu beni baştan aşağa süzüp ayağa kalktığında boynuma sarıldı.
"Çok güzel olmuşsun berçem'im"deyip Yüzümü elleri arasına aldı benimde ondan farklı yanım yoktu, ağlamamak için kendimle verdiğim mücadeleye yenik düşerek gözümden bir damla süzüldü. bu gün ağlamak yok, bugün mutlu olacaktım yüzümü ıslatan yaşları elimin tersiyle sildim. beni annemden kapı sesi ayırdı.
Kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu babam abimle kapıyı açmak için odadan çıktıklarında bizde de peşlerinden gidip duvar dibinde durduk heycandan kalbim duracak gibi oluyordu, heycanımı bir nebzede olsa azaltmak için elbisemi avcumun içine alıp sıktım babam kapıyı açınca reşit ağa'nın elini öpüp içeriye davet etti. arkasından gelen eşi zelal hanım da geldiğinde babama başıyla selam verip annemle tokalaştılar sıra bana gelince çekingen tavırlarla ellerinden öptüm. Kaybetiğim sesimi bulup
"Hoş geldiniz hanım ağam"dedim biraz kenara çekilerek geçmesine izin verdim hemen arkasından gelen şiyar ağayla göz göze gelince gülümsedi. Ellerindeki çiçek ve çikolatayı bana verdiğinde anlamsızca durakladım, bunların baba baran'ın vermesi gerekmiyor muydu? Ellerindeki aldıktan sonra içeriye geçince arkasından baran, gelmiştir diye baktığımda yoktu. gelmemişti nedenini merak etsemde susmaktan başka birşey yapamadığım için arkalarından içeriye girdim baran'ın gelmemesi belli belirsiz içimi kaplayan huzursuzluğa engel olamıyordum.
