19.bölüm

8.7K 310 19
                                    

"Belki bugün öleceğiz. Yarın için üzülmeye değer mi?"

"Oğlum biraz daha kalsaydın keşke"
Dedi. Zelal hanım mervana

"Yok anacığım işler bekler beni, tekrar gelirim." dediğinde bardağından bir yudum su aldıktan sonra göz ucuyla zilana bakmıştı. Zilanla göz göze geldiklerinde birbirlerine aşkla bakıyorlardı. Ama bu aşkın ikisinin sonu olacaklarından habersizdi. Sevmek her şeyi göze almak, değilmiydi zaten.

"Bu ne acele mervan sabahı bekleseydin" diyen Baran olmuştu. Zilan iştahsızca yemeğiyle oynarken mervanan gidecek olması onun canının sıktığı belliydi.

"Böylesi daha iyi. Hem haletmem gereken işler var" dediğinde Baran arkadaşının kesin kararına başını onaylar biçiminde saladı.

Belkide aşk sadece uzaktan sevmekten ibaretti. Dokunmadanda seve bilmektir, belkide Sadece iyi olsun uzaktanda severim demek için Allaha yalvarmaktı.

Konuşma terasta devam ederken, mervan kolundaki saate baktıktan sonra derin bir iç çekerek,

"Benim artık kalkmam gerek" diyerek ayağa kalkınca herkes mervanı uğurlamak için ayağa kalkmıştı. Konak kapısında bekleyerek mervanı uğurlarken Zelaln hanım

"Yine gel oğlum burada bir evinin olduğunu unutma" dediğinde mervan sıcak bir tebessümle zelal hanımın elini öperek, sarıldı.

"Gelirim tabi ana bir baktın, burada ev almış mardin'e yerleşmişim" deyip Zelal hanımdan ayrılmıştı. Herkesle vedalaştıktan sonra sıra yan tarafımda duran zilana gelince teretütle elini uzatarak,

"Hoşçakal "dedi. Zilan elini uzatınca gözlerine bakmamıştı.

"İyi yolculukları" diyip elini çekmişti. Mervan bu sefer bana bakarak

"Her şey için sağol" dediğinde sadece başımı salladım. Mervanı Hasan abi götüreceği için Baran ve devran arabaya kadar uğurlamıştı. Ne kadar itiraz etselerde mervan tek gideceğini söylemişti. Zilan odasına gidince bende kendi odama gelmiştim. Dolaptan uyumak için rahat bir şeyler çıkarıp giyindikten sonra yatağa girip, kendiliğinden kapanan gözlerime daha fazla işkence yapmayarak kendimi uykunun kollarına teslim etti...

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Dolap sesinden gözlerimi açtığımda baranın sırtı bana dönük bir şekilde gömleğini giyiyordu ona beyaz o kadar yakışıyordu ki gözlerimi kırpmadan izliyordum. Ve son olarakta ustalıkla kravatını bağlayıp yakasını düzelti.

"Sıkılmadın mı?" dediğinde kiminle konuştuğunu merak ederek gözlerimi sonuna kadar açtım. Çünkü beni görmüyordu sırtı dönüktü.

"E_efendim ağam" dedim titrek bir sesle

"Sıkılmadın mı? Dedim." dediğinde yataktan doğrularak iki elimle yüzüme düşen saçlarımı geriye savurarak,

"Yok Sıkılmadın yeni uyandım zaten" dedim. Baranın sırtı bana hala dönüken gür bir kahkaha atı,

"Onu demiyorum beni izlemekten Sıkılmadın mi?" dediğinde asalak gibi baka kaldım. Yok bu olamazdı Baran sabahtan beri onu izlediğimiz vitrinin aynasından görüyordu. Ben hala salak gibi ona bakmaya, devam ediyordum. Şu an utancımdan ölebilirdim.

Bir şey söylemiyerek, başım yerde olacak şekilde baranın yanından geçerek bana ait olan dolaptan elime giren ilk mavi eteği ve beyaz gömleği alarak banyoya doğru gittim. Evet Baran hala bana gülüyordu. Onu izlerken kendimi nasıl kaybettiğimi hesabını içimdeki utanmaz berçeme soracağımı bir kenara not ederek banyoya geçerek kapıyı kapatım. Elimdeki kıyafetleri bir köşeye indirdikten sonra musluğu çevirerek avcuma suyu doldurup, yüzüme soğuk suyu vurdum. Yüzümü kuruduktan sonra, getirdiğim kıyafetleri giyindim. Son olarakta birbirine girmiş saçlarımı. tarayıp şekilendirdikten sonra banyoda çıkıp odaya geçtim. Baran gitmişti. Ayağım düne göre daha iyiydi, en azından topalıyarak yürümüyordum çok az sızıntı olsada iki güne geçer diye ümit ediyordum.

Sende Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin