34.bölüm

4.9K 202 14
                                    

Keyifli okumalar...

Belkide tüketmekte olduğunuz ömrünüzün geri kalanın kendinize ayırmalısınız. Bu güne kadar çok şey yaşamış olabilirisniz. Fakat sizde kendinize değer verdiğinizin ve kendinizi gerçekten önemli biri olduğunuzun farkındasınız. Bugüne kadar ne yaşadıysanız gözden geçirin ve ne zaman kendiniz için birşey istediğinizi farkına varacaksınız. Örneğin konuyu biraz daha açıyorum; hayatınızdan birilerine çok kötü birşey olduğunu düşünün, aslında o insan için üzüldüğümüz doğrudur. Fakat ben o insanlardan çok kendimize üzüldüğümüze inanırım. Mesela "Bu günden sonra onsuz nasıl yaşarım." Deriz. Burada "o hayatını yaşıyamadı." demekten çok "ben onsuz nasıl yaşarım." deriz ve burada kendinizi nasıl sevdiğinizi gösterir. Belki bunu farkında değiliz ve hisseder gibi oluyorum şu an tamda şu yazıyı okuyan sizler bunu hissediyorda olabilir. Siz kendinizi bu kader severken başkalarının sizin hayatınızdan sizi bekleyen güzel genlerinizi çalmalarına sizin vermeyin! Kendinizi sevin ve benim için kendize birkes daha iyi bakın...

Ellerimdeki titremeyi hissedebiliyordum. Avuçlarma batan tırnakların keskinliğini, ısırdığı dilindeki metalik tadı ve bunları gizlemek için çabalarken sinir uçlarıma vurun mızraları. Defalarca zihnımde yankılanan o iki kelime
'Zilan kaçtı." cehennemin yansımasını baran'ın gözlerinde gördüm buda demek oluyordu ki bunu ona yapanın hayatını cehenneme çevirecekti. Öyleki onu zaptedememiş ve Baran duyar duymaz silahını alıp çekip gitmişti. Devran arkasından gideceği sırada onu durdurup onunla gideceğini söylemiştim. Gitmeliydi. Baran'ın yanlış birşey yapmasından korkuyordum.

"Hayır buke sen gelme! Abimi durdurmalıyım gitmem gerek" dediğinde ondan önce davranıp kapıyı açtığım gibi arabaya bindim.

"abini durduramasın bunu için benimde gelmem gerek! Hadi devran gidelim." dediğimde başını sallayarak baran'a yetişmek için gaza yüklensede bu mümkün değildi. Baran yetişmeden gitmemiz ve onu durdurmamızı gerekiyordu. Aksi taktirde Baran elini kana bulayıp, töreyi yerine getirirdi. Baran arabadan inerek mervan gilin konağın önünde bizden saniyeler önce içeriye girdi. Devran koşarak içeriye geçtiğinde bende ağır adımlarla ona yetişmeye çalıştım. Korkudan ve uzun zamandır ayakta durmaktan kasıklarımdaki ağrı çoğalmıştı. İçeriye geçtiğimde yüksek gökgürültüsü gibi çıkan sesler beynimde bana tuzak hazırlarken Baran'ın sesini sürdüm kalabalığın arasından

Mervan zilan'ın önüne geçerek kendini Baran'ın silahını hedefi haline getirmişti. Zihnimde oluşan kötü senaryoları def etim. Baran katil olmayacak ve biz burdan evimize gidecektik.

"Seni geberteceğim! Kardeşimi kaçırmanın bedelini ödeyeceksin." dedi. Zilan ağlayarak abisine yalvarıp, sevdiği adamın canını bağışlamasını söylüyordu.

"Beni öldüreceksen öldür! Ama sakın zilan'a dokunma." dediğinde hala Baran'ın yanında kardeşi hakkında onu sahipleyici ve sanki abisinden daha çok düşünüyormuş gibi görünüşünde Baran'ın daha çok öfkelenmesine neden olmuştu.
Yalvarışlarım ve onu bu kararından vazgeçmeye çalışma çabalarım hep olumsuz olmuştu.

"Baran yapma ben çocuklarımı babasız büyütmek istemiyorum." dediğimde Baran bir kaç Saniye öylece yüzüme baktı. Tekrar mervan'a döndüğünde yüzündeki öfke çukuru büyüdü. Çocuklarımı onsuz büyütmek istemediğimi söylediğimde bunların hepsinin sebebinin mervan olduğunu ve hayatının onun yüzünden mahvolacağını kanat getirmişti. Cehennem ateşi Baran'ın gözlerinden alevlendiriyordu sanki. Baran'a ne söylesem boştu biliyordum o kafasına koyanı yapardı. Ama bu sefer böyle olmamalıydı. Silah yüksek bir sesle patlayınca gözlerimi sımsıkı kapattım. Avluda çığlık sesleri yükselince boğazıma dizilen yumruklaru yutmak adına yutkunsamda olmuyordu.

Sende Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin