Medya'da Baran var.
Keyifli okumalar...
Sabah gözlerimi açtığımda etrafa göz gezdirdim baran gelmemişti. Gelmemesi bir yandan iyi olsada, diğer yandan canımı yakıyordu. Benim bir Başkasına aşık olduğumu ve abisinin ölümünden sorumlu olduğumu söylemişti. Benim onu bukadar çok sevdiğimi bilse yinede böyle dermiydi.?
Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakıp aşağıya inmem gerektiği için
Yataktan kalkıp banyoda elimi yüzümü yıkadıktan sonra dolabın karşısına geçtim.
uzun bir elbise alıp giyinidim. saçlarımıda düzeltikten sonra aşağıya indim. Çok utanıp korkuyordum. hiç tanımadığım ve bana yabancı olan evdeki ilk gecemdi. buna alışmam gerektiğini iyi biliyordum, ama kolay olmuyordu işte.Korkak adımlarla merdivenlerden inerek mutfağa gittim. Fatma abla kahvaltı malzemelerini hava güzel olduğu için teras masaya taşıyordu.
"Günaydın abla" diyince beni yeni fark edecek ki güzel yüzüyle
"Günaydın berçem neden erken uyandın rahatsız mısın.?" dedi panikle
"Yok iyim uyku tutmadı." dedim
Yardım edip mazemeleri masaya taşımasına yardım ederek. Tam işimiz bittmiştiki merdivenlerden inen devran beni görünce yerinde dona kalmıştı sanki beni beklemiyormuş gibi. ya oda zelal hanım ve baran gibi beni suçlarsa ne yapardım o zaman nasıl yaşardım bu evde aklı başına yeni gelmiş gibi ensesini kaşıyarak aşağıya inip yanıma geldi. Çok korkuyordum aynı şeyleri yaşamaktan.
"Hoşgeldin buke" diyince rahatlamıştım. Oda abisi gibi beni suçlamıyormuydun yani. allahım sana şükürler olsun. Ama sesinde durgunluk kırgınlık vardı.
Tanıdığım devran gittmiş yerine bambaşka bir gelmişti.
O eski güler yüzünde eser yoktu."Hoşbuldum devran nasılsın." dedim
Nasıl olduğunu merak ediyordum. onların kötü olmalarını istemiyordum. Söylediğim sorudan Ne kadar korksamda söylemeden edememiştim.Devran tam ağzını açıp birşeyler söyliyecekti ki, yukarda bizi izleyen zelal hanım iğneliyici sesiyle konuştu
"Berçem ne dikiliyorsun orda kahvaltı hazırmı devran işe gidecek şimdi."
dedi başımı olumlu anlamda salayıp mutfağa koştum gözümdeki yaşları silerek mutfaktan eksikleri alıp masaya gittim. Herkes masadaki yerini almış oturuyorlardı. Ama baran ve zilan yoktu. Herkesin çayını doldurup bir sandalyeye oturdum. Herkes kahvaltısını yaparken masadaki tek ses çatal sesiydi.
Devran kahvaltısını bittirip ayaklanınca reşit ağanın sesiyle durdu.
"Devran baran nerde dün gecede eve gelmemiş söyle şuna akşam eve gelsin onun artık karısı var. bir daha böyle birşey istemiyorum.
Deyince zelal hanım tükürür gibi bakıyordu. reşit ağanın sesi net ve soğuk çıkmıştı.
Devran başını 'tamam' anlamında salayıp gidince reşit ağayla zelal hanım salona geçti.
Bende fatma ablanın yardımıyla masayı toparlayıp mutfağa geçtim mutfağa girince sekizli yaşlarda bir erkek çoçuğu oturmuş önündeki deftere birşeyler çiziyordu. Beni fark edince başını kaldırıp bana baktı. O kadar tatlıydıki kapkara gözleriyle beni izliyordu yanına gidip baktığımda defterine resim çiziyordu."Sen kimsin." diyince saçını okşayıp onun hizasına eğilerek cevap verdim
"Berçem senin adın ne bakalım" diyince şaşırmış gibi bakıyordu.
"Harun. Sen artık burdamı kalacaksın"deyince tebesum ettim sadece.
"Evet oğlum berçem ablan artık bizimle kalacak." Diyen fatma abla oldu. Fatma ablanın bir tane oğlumu vardı yani...