"Sensizliğin alev aldığı kentin, külerinden sesleniyorum sana. sesini çok özledim..."
Sabah ürkülerek uyandığımda, terler içinde kalmıştım.
Gene herzaman ki gibi kabus görmüştüm. Gün geçtikçe yüküm ağırlaşıyordu sanki. dün yorgunlukta gelir gelmez uyumuştum.
Yataktan kalkacağım sırada, yatağın sağ tarafında çekyata uyuyan baran'ı görünce şok olmuştum. Uyurken o kadar masum görünüyordu ki...Dün giymiş olduğu kıyafetler vardı hala üzerinde bir kolunu başının altına almış diğeride göğsünün üzerindeydi. ve yüzüne düşen gür saçlarıyla mükemmel görünüyordu.
Ne zaman gelmişti ne ara burada uyumuştu.? ve ben nasıl uyanmamıştım. Bilmiyorum ama baran'ın reşit ağanın zoruyla buraya gelip uyuduğunu iyi biliyordum. Yoksa baran buraya gelip uyuyacak adam değildi. Baran'a bakmaya doyamıyordum ama aşağıya inip kahvaltı hazırlığına yardım etmem lazımdı. Saate baktığımda 08:36di Yataktan inip dolaptan ses çıkarmamaya dikkat ederek bir iki parça kıyafet alıp, parmak uçlarıyla banyoda giyinmeye başladım.
Elbisem parmak uçlarımda biten sarı renkte elbiseydi. Kolarıda danteler vardı ve kol dirseğinde biten bir elbiseydi. Saçlarımıda gelişi güzel at kuyruğu yaptım.
Banyo kapısını açacağım sırada kapı ses çıkarınca baran yüzünü ekşitip uyandı. Yuh ya bir insanın uykusu bukadar hafif olur mu?. Odaya doğru yürüdüğüm zaman baran kaşları çatılı beni izliyordu. Beni izlediğini bilmem bile kalbimin yüzsüzce hızlanmasına neden oluyordu. Kendime gelip aşağıya ineceğim sırada baran'ın sesiyle yerimde kala kaldım.
"Nereye gidiyorsun bana giyecek birşeyle ayarla duş alıp çıkacağım." dedi.
iğneliyici sesiyle başımı olumlu anlamda saladıktan sonra baran banyora girdi. Bende dolabın karşısına geçip barana giyecek birşeyler aramaya başladım. Biraz dolabı kurcaladıktan sonra Siyah takım ve ona uygun saat birde ayakkabıyı da hazırlayıp arkamı dönmüştüm ki baran beline havlu sarıp çıkmıştı banyodan o kadar dalmıştım ki geldiğini farketmemiştim bile onu bu halde yarı çıplak karşımda görünce utançtan yüzüm kızarmışt, Sesizce yutkundum. Hafif uzun ıslak saçlarından su damlıyordu. Geniş omzu ve ortaya çıkan kaslarıyla harika görünüyordu. Benden bu kadar nefret ettiğini bildiğim halde gün geçtikce nasıl büyüyordu ona olan sevgim!.
Baran saçlarını kurutunca bende banyodaki kirli kıyafetleri alıp aşağıya inecektim. odaya geri döndüğümde baran üzerini giymiş beyaz gömleğinin düğmesini kavuşturuyordu bu görüntüyle nesefim kesilmişti o kadar yakışıyordu ki beyaz ona beni benden aldığının farkında bile değildi. Başımı eğerek aşağıya indim. Baran ben yokmuşum gibi davranmaya devam ediyordu. Sadece onunda beni sevmesini istiyordum. ama gün geçtikçe bana olan nefreti çoğalıyordu. Mutfağa vardığımda harun okul kıyafetlerini giymiş kahvaltı yapıyordu fatma abla biryandan ocaktaki çaya bakıp bir yandan. Kızlara yardım edip kahvaltı hazırlıyordu. Gülümsemeye çalışarak
"Günaydın." diyince önce harun sonra fatma abla aynı şekilde karşılık verdi.
bende yardımcı kızlara yardım edip kahvaltılıkları terastaki masaya taşımaya başladım. Zilan aklımdan çıkmıyordu halla kendine böyle birşeyi nasıl yaptığına aklım almıyordu. Neyseki iyiydi. Ve bugün eve gelecekti.
Masayı hazırladıktan sonra mutfağa geri gittim. harun kahvaltısını bittirip ayaklanmıştı yanına gidip yanaklarını sulu sulu öptüm. harunla vakit geçirmeyi seviyordum bana özgür'ü hatırlatıyordu hepsini çok özlemiştim. Zilan eve gelip tamamen iyileştikten sonra barandan izin isteyip yanlarına gidecektim. Harundan ayrıldığımda yanaklarını silince fatma ablayla gülümsedik. Harun okula bende masaya çay götüreceğim sırada merdivenlerden inen baranı ve devran'ı görünce yutkunmama neden oldu. onlar her ne kadar aksini düşünsede onların iyi olduğun bilmek bile bana iyi hissetiriyordu.