-6-

2.2K 104 18
                                    

rujumu son kez kontrol ettikten sonra
boy aynamın karşısında şöyle bir kendime baktım.

sarılı mini eteğinin üzerine ince bir tshirt giymiştim. (medya da var.)

hava bu gün yavaştan kışa doğru girdiğimiz için serindi ve salaş kahverengi hırkamı da üşümemek amaçla üzerime geçirdim ve çantamı alıp odadan çıktım.

"sonunda. bir an çakılı kaldığını fal-"

sözünü yarıda kesip üzerimi incelemeye başladı.

Yusuf'u bildiğim bileli asla bu tür şeyler giymeme izin vermezdi.

sürekli kot ve dekoltesi olmayan tshirtler giymek zorundaymışım gibi davranıyordu.

ama dün kendime bir söz vermiştim.

onunla aramızda belirli bir ilişki olmadan bana karışmasına izin vermeyecektim.

"S-Sen.."

dedi üzerimi gösterip.

"bu şekilde dışarıya, üstelik her türlü pisliği barındıran o bara girmeyi mi düşünüyorsun ?"

hiç bir şey demeyip ona bakmaya devam ettim.

muhtemelen biraz sonra kavga edecektik.

"yüzünde beş kilo makyaj olduğuna bahse girerim şu an. gerçekten bak."

gülüyordu.

ama sinirden...

"kızım sen bu değilsin. senin makyajın rimel ve şu an ki abartılı rujunun tam tersi olan hafif tonlardan oluşuyor. bu Ne ?"

deyip elini dudaklarıma doğru getirip sileceği sırada bir adım gerileyip buna engel oldum.

bu gece bu evden hiç bir şey değiştirmeden çıkacaktım.

"Bana karışamazsın."

dediğimde sarsılmış gibi görünüyordu.

onu böyle görmek hoşuma gitmese de, yapabilecek başka bir şey bırakmamıştı artık bana.

yutkunup gözlerini yumdu ve başını aşağı yukarı sallamaya başladı.

"haklısın. Bunaltıyorum seni değil mi ?"

derin bir nefes aldı.

"gerçekten haklısın. bu saatten sonra birbirimize karışmayı keselim. bitti."

tek kasımı kaldırıp ona baktım ve gülmeye başladım.

gerçekten kahkaha atıyordum şu an.

"Afedersin ama ne vardı da ne bitti ?"

dedim kollarımı iki yana açıp.

benim dediğim şeyi anlamıştı.

benim bu tüm tavırlarımın, hareketlerimin neden olduğunu gayet iyi biliyordu.

ondan belirli bir cevap beklediğimi biliyordu.

ama bu onun işine gelmiyordu işte...

arkasını dönüp ilerlemeye başladığında ben de onu takip ettim.

bu gün de berbat bir gün olacak gibi görünüyordu.

***

barın içine girdiğimizde arkasını dönüp bir süre bana baktı, daha sonra kalabalığın arasına karışarak yok oldu.

derin bir nefes alarak yerime geçtim ben de.

saatler ilerledikçe insanların kafası daha güzel oluyordu ve burası daha çekilmez bir hale geliyordu.

~YAĞMUR~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin