Hayatınız da neyi, ne kadar istediğiniz değil, ne için, ne kadar çaba sarfettiğinizdir önemli olan. Her ne kadar düşseniz de, dizleriniz ne kadar yara bere içinde kalsa da, eğer hala dimdik ayakta durabiliyorsanız, henüz her şey bitmemiş demektir bu. Daha çabalayacak çok neden, düşeceğiniz çok yol olduğuna işarettir.
Her zaman ne yapmak istediğinizdir önemli olan.
Birilerinin sizin için aldığı kararlar değil.
***
"Selen ? artık şu barı bıraksan mı diyorum ?"
Neden dercesine Yusuf'a bakıp önümdeki salatalıklardan çatalıma batırdım.
"Elinde güzel bir meslek var. işletme mezunusun sana hemen harika bir iş bulabiliriz ?"
Yusuf barı bırakıp mesleğimi yapmam konusunda oldukça ısrarlıydı.
"Hayır Yusuf. Ben barda iyiyim. Üstelik o mesleği kendim bile seçmedim yapmak istemiyorum."
Küçüklüğümden beri bir şirketi nasıl yönetmem gerektiğinin eğitimini almıştım. Çünkü babamın o çok değerli şirketinin başına geçebilecek bir tek ben vardım.
Bir de abim vardı fakat o yıllar önce ansızın yok olup gitmişti.
"Selen, bence bunu düşün."
Düşünüyormuş gibi yapıp gülümsedim.
"Düşünüyorum... ve cevabım hayır."
Yusuf Gözlerini devirip arkasına yaslandı.
"Bazen seni çok pis dövesim geliyor."
Dedikten sonra gözlerini kısarak bana bakmıştı. Ben de gözlerimi kısıp ona baktım.
"Ne tesadüf benimde !"
Birden burnumu iki parmağının arasına alıp sıkıştırdığında acıyla ayağı fırlamıştım.
Yusuf kahkahalarla Halime gülerken birden gözü ayağımdaki şorta kaymıştı ve gülüşü aniden solmuştu.
Sanırım birazdan beni öldürecekti. çünkü ayağımdaki bu şort, onun çok sevdiği ve yaklaşık bir aydır aradığı, namı değer pembe şortuydu.
"Selen şortum yaklaşık ne zamandır sende ?"
O da ayağı kalkıp ürkütücü bakışlarıyla üzerime doğru gelmeye başladı.
"A şey..."
Başını konuşmamı devam ettirmemi söyler gibi salladığında yutkundum.
"Şey..."
Adımlarını hızlandırdığında gözlerimi Kocaman açıp koşmaya başladım.
"Yusuf konuşarak anlaşalım !"
Odama ulaşmaya çalışırken Yusuf beni yakalamıştı ne yazık ki...
"Selen ? Bir Aydır o şort için ne kadar üzüldüğümü biliyorsun değil mi ?"
Gözlerimi devirdim.
"Tabikide biliyorum. Aynı evde yaşıyoruz ya hani ?"
Sağ gözünün seğirmesi onu gerçekten kızdırdığıma işaretti.
"O ZAMAN NEDEN ŞORTUMU BENDEN SAKLADIN !"
Sağıma soluma bakıp kaçmak için bir proje çizdim hemen aklımda. Yoksa beni çiğ, çiğ yiyecekti.
"Yusuf arkadaki camda biri mi var ?"
Dördüncü katta olmamıza rağmen bunu her Zaman yedirmeyi başarıyordum.
Arkasındaki cama başını çevirdiğinde vakit kaybetmeden koşmaya başlamıştım
"Ya yine mi yedim bunu ya !"
Diye yakınmasını duymuştum arkamdan.
Tam odamın kapısına ulaşmıştım ki belime sarılan kollar ile havalanmam saniyeler içinde olmuştu.
Yusuf'un omzunda baş aşağı sarkarken midem ters düz olmuştu.
"Yusuf ! İndir beni hemen !"
Yusuf bacağıma çimdik attığında acıyla çığlık attım ve ben de onun bakıştığım poposuna çimdik attım.
Arma olsaydım ki az daha beni düşürüyordu.
"Ne yapıyorsun kızım ya ? Düşekcektin az daha !"
Sinirle çimdiklediğim poposuna bu sefer vurdum.
"Beni hemen indir !"
Bu şekilde yapmasını hiç sevmediğimi bildiği için yapıyordu inadına.
"Şortumu hemen bana vereceksin ?"
Öfkeyle bağırdım.
"Vereceğim Allah'ın cezası indir beni !"
Yusuf beni indirdiğinde öfkeyle ona baktım.
"Sen git hadi üzerimi değiştirip getiririm."
Gözlerini kısıp bir süre bana baktıkta sonra Arkasını dönüp gitmeye başladı.
Sinsice odamın kapısını açtım.
"Yusuf !"
Arkasını dönüp bana baktığında ona ayıp bir hareket çekip güldüm.
"Sen bu şortu daha çok beklersin."
Bana doğru kılmaya başladığında bu sefer odama girip kapıyı kilitlemeyi başarmıştım.
"Selen ! Sen yandın kızım ! O hareketin bir bedeli var sakın unutma !"
gülerek kendimi yatağıma attım.
Onu kızdırmak hobilerim ararsındaki en hoşuma giden şeydi.
***
Bardakları silip tek tek yerlerine yerleştiriyordum.
Aynı zaman da gözüm de Yusuf'taydı bu barda çalışmamı asla istemiyor olsa da benim tek amacım gel yanında olmak istememdi.
"Abla dalmışsın?"
Mete'nin sesini duyduğumda ona baktım.
"Ne bileyim bu gece nedense hiç tadım tuzum yok."
Deyip son bardağı da yerine koyduktan sonra tekrar Yusuf'a baktım.
Sarışın bir kadın kulağına eğilip bir şeyler söyledikten sonra elini tutup onu sürüklemeye başlamıştı.
Kalbim atmayı bırakmıştı o an sanki.
"Mete iki dakika bakar mısın buraya geliyorum."
Üzerimdeki önlüğü çıkarıp tezgaha bıraktım ve hızlı adımlarla onları takip etmeye başladım.
Gittikleri yer barın arka tarafıydı.
Başımı bira uzatıp arka tarafa baktığımda Yusuf ile kadın oradaydı.
Onların ne yaptığını anlamaya çalışırken birden kadın Yusuf'un dudaklarına yapışmıştı ve Yusuf hiç bir tepki vermemişti.
Biri sanki o an kalbimi eliyle sıkıyor gibiydi.
Dolu gözlerimle onları izlerken Yusuf sonunda kızı itmişti.
Ama bu onun bu duruma izin vermesini değiştirmiyordu...
***
![](https://img.wattpad.com/cover/133238018-288-k327192.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAĞMUR~
Fanfictiono, benim içimdeki yangını yağmur olup söndüren adamdı. ve ben, sonsuza dek onun yağmurunda ıslanmak isteyen bir kızdım. işte bizim hikayemiz tam olarak buydu... ***