-10-

1.8K 139 33
                                    

büyük bir üzgünlük ile Yusuf'un kolunun altında Eda, Ege ve deniz üçlüsüne bakıyordum.

hepsinin elinde bavul kapı girişinde gitmek için hazırlanıyorlardı.

hiç gitmeseler ne güzel olurdu aslında...

bakışlarımı Yusuf'a çevirdiğimde anlam veremediğim bir ifade ile hepsine teker teker bakıyordu öylece.

belli etmemeye çalışsada biliyordum, o da gitmelerini istemiyordu.

"Biraz daha kalsaydınız keşke..."

dedim üzüntüyle.

Ege karşıma geçip yanaklarını sıktı ve gülümsedi.

"biz de isterdik ama gitmemiz lazım küçük panda."

Yusuf'un kolunun altından çıkıp Ege'ye sarıldım.

"Bak özletmeyin kendinizi, ilk fırsatta gelin hemen tamam mı ?"

benden ayrıldıktan sonra kocaman gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.

"geliriz merak etme."

Eda karşıma geçip bir süre aramızda olan tuhaf bakışlarından atmaya başladığında ben de ona uyup aynı şekilde bakmaya başladım.

tabi kendimizi tutamayıp gülmeye başladık ve birbirimize sıkıca sarıldık.

"Gıybet bulduğun an bir telefon uzağındayım bebeğim."

vedalaşma faslı bittikten sonra onları uğurladık ve gittiler.

kendimi koltuğa atıp üzgünlükle Yusuf'a baktım.

"gitmeseydiler keşke..."

Yusuf dalgınlıkla gözlerimin içine bakmaya başladığında kalbim de bir sızı oluşmuştu.

tamam ben onların gitmesine üzülmüştüm fakat o daha da üzgündü.

onlara karşı ne kadar belli etmese de ben, o güzel gözlerinin derinlerinde üzüntüsünü net olarak görebiliyordum.

oturduğum yerden kalkıp onun yanına oturdum ve ellerim ile yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"yusuf'um..."

hala daha aynı şekilde olan bakışları daha da yoğunlaşmıştı.

"üzülme tekrar gelecekler, Ege geleceğiz tekrar dedi."

gözlerinin kızardığını gördüğümde mideme tekme yemiş gibi bir his oturmuştu içime.

Onu hiç ağlarken görmemiştim ve karşımda ağlarsa oturur o ağlıyor diye onunla birlikte hıçkıra hıçkıra ağlardım.

"Kardeşimi, ablamı ve annemi çok özledim Selen..."

yutkunup yanaklarını okşadım.

onu anlıyordum...

o annesine, ablasına ve kardeşine çok düşkün biri olduğunu söylemişti bana.

Bence babasını da çok seviyordu ama ona olan sevgisini içine atıyordu.

onlardan uzak durmak onu hırpalıyordu ama o burdan bir yere gitmiyordu.

nedenini bilmesem de orda yaşadığı şeyler onu buraya sürüklemişti.

gözlerim dolmaya başladığında o da ellerini yanaklarıma yerleştirdi.

"sakın ağlayayım deme döverim seni."

gülmekle ağlamak arasında bir ses çıkardım ama aynı zaman da gözlerimden yaşlar da akmaya başladı.

sanki yusuf bunu bekliyormuş gibi gözlerini yumdu ve güzel gözlerinde biriken yaşların yanaklarına dökülmesine izin verdi.

o an cayır cayır yandım sanki...

fakat yangınımın tek çaresi yine oydu işte.

o yüzden parmak uçlarımla göz yaşlarına dokundum tek tek...

karşısında yandığım için mi akıtıyordu göz yaşlarını yoksa o da yanıyor muydu benim gibi ?

"ağlama ne olursun..."

dedim göz yaşlarını silerken.

o da benim göz yaşlarımı sildi ve sıkıca sarıldı bana.

"Günün birinde gitmek zorunda olsam ne yapardın ?"

diye bir soru yönelttiğinde öylece düşündüm.

o gittiğinde ben ne yapardım ?

"seninle gelirdim."

verdiğim cevabın karşılığında derin bir nefes aldı.

"ya gittiğim yer gelebileceğin gibi bir yer değilse ?"

gülümsedim ve ona daha da sıkı sarıldım.

"Seninle cehennemin dibine bile giderim ben."

yutkundu ve saçlarımı sevip derin, derin kokladı bir süre.

o öyle yaptıkça başım dönüyordu mutluluktan.

bir insanın mutluluktan başı döner miydi ?

o bana ne zaman böyle sarılsa hissettiğim huzur beni sarhoş ediyordu adeta.

ben onu gerçekten ve gerçekten çok seviyordum.

çok fazla...

geri çekilip alınlarımızı birbirine değdirdi ve gülümsedi.

Ben de ağladığı için renginin daha da açıldığı gözlerine dikkatle baktım.

"cehennemin dibinde olsak bile seninle, Yağmur olup yağarım üzerine. Ben yanarım ama Senin yanmana izin vermem asla..."

o an, ona karşı tüm hissettiğim o duygular gözlerimden fışkıracak sanmıştım dediği şey ile.

"sonsuza kadar yağmurum ol..."

Dedim delicesine atan kalbim ile.

daha sonra o da fısıldadı ;

"sonsuza kadar yangınım ol..."

***

öncelikle çok heyecanlıyım bunu belirteyim dedim. 😄

gelen yorumlar beni o kadar mutlu ediyor ki bir saatte yazıp bölümü yayınladım hemen.

biz daha yolun başındayız ve gün geçtikçe çoğalıyoruz. Bu beni çok mutlu ediyor...

bu inanılmaz bir duygu gerçekten...

okuyup destek çıkan herkese çok çok teşekkür ederim.

~YAĞMUR~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin