-7-

1.8K 95 14
                                    

havanın bu kadar soğuk olduğunu bilseydim bu saçma sapan şeyleri giymezdim.

ama sırf Yusuf'a inat yapmak için giymiştim işte...

oturduğumuz kaldırımda sokak lambasının gidip gelen ışığının el verdiği kadar etrafı inceliyorduk.

bizim sık yaptığımız garip şeylerden biriydi bu da.

öyle rast gele bir kaldırıma oturup etrafı sessizce izlerdik.

"ulan şuradan bir uzaylı ufosu gelse de bizi içine alıp gezdirse ne güzel olurdu..."

yüzümü buruşturup gözlerimi devirdim.

başlamıştı yine uçuk hayallerine...

"çok boş bir cümle kurdun az önce yusuf."

gözlerini kocaman açıp omuzu ile omuzuma vurdu.

"sen değil miydin kız uzaylılara gelin gitmek isteyen ? Marsta aşiret kurup uzay ağası olucam diye başımın etini yemiyor muydun ?"

kıkırdayıp omzuna bu sefer ben vurdum.

"Şaka yapıyordum sadece."

gözlerini devirdi.

"ben de ciddiydim zaten. Harbi harbi birazdan gelecekler, hadi bir tur atalım venüste diyecekler. valla bak."

ikimizde gülüp birbirimize baktık.

bu onun için sadece normal bir bakış olabilirdi ama benim için hiç te öyle değildi şu an.

onunla tanıştığımız günden beri gözlerine ne zaman uzun uzun baksam içimde bir şeyler eriyordu.

o an garip bir şey olmuş, sanki aramızda güçlü bir çekim kuvveti varmışta biz buna karşı koyamıyormuşuz gibi yavaşça birbirimize yaklaşmaya başlamıştık.

biraz daha,

biraz daha...

burunlarımız biribirine değdiğinde öylece kalmıştık.

biz iki yıldan beri beraberdik. hatta aynı evi, aynı yatağı paylaşıyorduk.

ama ilk kez bu kadar yakındık birbirimize...

yutkunduğuna şahit olmuştum.

bana sanki onu engelleyen bir şey varmış gibi bakarken gözlerimi kapattım.

ağlamak üzereydim sanırım.

bir hırlama sesi geldiğinde kaşlarımı çatıp gözlerimi açtım.

Yusuf'ta sesi duymuş olmalı ki bana ne oluyor bakışı atıyordu.

kafamı yavaşça sağa doğru uzatıp Yusuf'un arkasına baktığımda, her an bize saldırmaya hazır olan köpekle göz gözle gelmiştim.

yüz ifademi gören yusuf başını hızla arkaya çevirdiğinde köpek ile yüz yüze gelmişti.

inanın az önce bizim aramızdaki bakışmadan daha etkili bir bakışma yaşıyorlardı resmen.

Yusuf bir ton küfür edip beni kolumdan yakaladığı gibi koşmaya başlamıştı.

tabi arkasından beni de sürüklüyordu resmen.

köpeği arkasında gördüğündeki yüz ifadesini hatırladıkca kahkaha atıyordum.

çok komikti.

evet arkamızda bizi kovalayan bir köpek vardı ama ben gülüyordum.

"Deli misin kızım ? koşsana Çiğ çiğ yiyecek bizi bu hayvan."

gülmemi zar zor durdurup nefes nefese ona baktım.

koşmaktan bacaklarım acımaya başlamıştı.

"akıllı olduğumu iddia etmemiştim zaten."

dediğimde beni takmayarak daha da hızlandığında kolumu ondan kurtarmaya çalıştım.

gerçekten yuvarlanacaktım birazdan.

"Yusuf ! gitti köpek yeter ya öldüm koşmaktan !"

hala beni takmıyordu.

"olsun eve kadar koşalım işte."

ve biz el ele deliler gibi eve kadar koşmuştuk o gece.

***

sonunda eve geldiğimizde kendimi yere atmıştım.

ölmek üzereydim...

Yusuf tam anahtarı cebinden çıkarmışken kapı aniden açılınca ikimizde şaşkınlıkla kapıyı açanlara baktık.

sonra Yusuf ile aynı anda bağırdık.

"Sizin burda ne işiniz var !"

***

~YAĞMUR~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin