-32-

86 8 8
                                    

Ne zaman güzel bir şey olsa illa ardından her şeyi batıracak bir kötü olay oluyordu...

Ne yapacağımı şaşırmıştım resmen. İkş ateş arasında kalmıştım.

Ya o ateşlerden birinde kül olacaktım. Ya da o iki ateş birbirine karışıp etrafındaki her şeyi kül edecekti...

"Gelinimiz de buradaymış !"

Denizin aniden arkamda belirmesi ile korkarak yerimde zıpladım.

"Ödüm koptu Deniz !"

Deniz gülüp yanıma geldi ve elini omzuma koydu.

"Vallahi üzülüyorum sana. Psikopat, huysuz, maço bir herifin tekiyle evleniyorsun."

Gülüp denize hak verdim.

Maalesef ki bu dediklerinin hepsini taşıyordu Yusuf. Fakat ben ona yine de deliler gibi aşıktım.

"Gel benimle evlen sen. Harika bir insanımdır. Üstelik Evleneceğim kadın ile çorap koleksiyonumu paylaşacağım."

Gözlerimi devirdim.

Yusuf ve Giray bitmişti de bir de sen çıkmıştın denizcim...

"Bir sen eksiktin zaten !"

Deyip sürahiden su doldurdum.

"Ne demek o kız ? Nerem de kusur varmış benim. Şu saçıma bak, kaşıma bak.."

Kahkaha atıp kafasına bir tane vurdum.

"Anladık yakışıklısın."

Kafasını ovuşturup doldurduğum bardaktaki suyu kafasına dikti.

Halbuki tam içmek için hamlede bulunmuştum.

"Şaka bir yana..."

Bardağı bir kenara koyduktan sonra ciddiyetle bana baktı.

"Sizin evlenmenize en çok ben sevindim. Çünkü  hayalimdeki yenge tipine yüzde yüz uyuyorsun. Yanında hiç çekinmeden onca mallığı yapabiliyorum.  Üstelik ailemize de çok yakıştın. Ve bir aktaş olmaya hak kazandın."

Söyledikler beni duygulandırırken omzuna hafifçe vurdum.

Beni ağlatacaktı yoksa.

"En önemlisi de ne bilşyor musun ?"

Ne anlamında başımı salladım.

"Yusuf senden önce bu dünyada zombi gibi yaşıyordu. Amcam onu Demet ile nişanlandırmıştı fakat onun yanında bir kez olsun gülerken görmedim onu. Bir kez olsun sana baktığı gibi baktığını görmedim o sarı çiyana. Sen sanki onun ölü kalbine hayat verdin. Verimsiz bir toprakta açan papatya gibi..."

Gözümden akan yaşları silerek ona baktım.

Aptal beni ağlatmaya gelmişti sanırım buraya.

"Deniz biraz daha konuşursan zırlayarak ağlamaya başlayacağım."

Gözlerini devirdi.

"seni ağlatmakta ne kolaymış. İçerisinde Yusuf geçen cümleye zırlıyorsun hemen. Alık kız."

Deyip saçlarımı karıştırmış ve gitmişti.

Denizdi işte bir hareketi bir hareketini tutmazdı.

"Alık değilim ben bir kere !"

Diye bağırdım arkasından.

Arkasını bile dönemden elini havaya kaldırıp boş ver dercesine salladı.

O gittikten sonra boş  boş etrafıma bakındım.

"Güzellik."

İçeriye Yusuf girdiğinde toparlanıp gülümsedim.

~YAĞMUR~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin