bir koltukta oturan, Eda, Ege ve Deniz'e Karşılarındaki koltuğa oturmuş yusuf ile şaşkınlıkla bakıyorduk.
kimseden çıt çıkmıyordu.
size şöyle anlatayım.
Eda bildiğim kadarıyla Yusuf'un halasının kızıydı.
Deniz en büyük amcasının oğluydu.
ve Ege'de en küçük amcasının oğluydu.
yani karıştırmadıysam öyleydi.
"oğlum çok gerildim lan ben. bu ne abi ? beni görücü usulü istemeye gelmişler, annem ve babamda zorla vermiş sanki."
Deniz'in benzetmesine güldüğümde Eda Deniz'e bir tane geçirmişti.
"oğlum bana bak, sivas'tan istanbul'a 891 kilometre aşıp gelmişim. senin saçma sapan benzetmelerini mi çekicem ben be !"
Deniz şaşırarak önüne döndü.
"kilometresini bile hesaplamış psikopat."
Yusuf'a baktığımda hepsine özlemle bakıyordu.
bana onları ilk gelişinde tanıtmıştı.
ve onun için canından bile değerli olduklarını söylemişti.
acaba ailesini de özlüyor muydu ?
onun o özlemle parıldayan gözleri içimde bir yerlerde burukluk oluşturmuştu...
"eve nasıl girdiniz lan siz ? baca falan da yok kapıyı mı kırdınız ?"
diye merakla sordu Yusuf.
Ege omuzlarını kabartarak geriye yaslandı.
"yok be oğlum. alt tarafı üstün zekâmı kullandım o kadar."
Deniz gözlerini devirdi.
"üstün zekasını da paspasın altına bakarak kullandı yanlız. zekaya bakın nasıl ama ?"
Eda kahkaha atıp saçlarını geriye attı.
"pırıl pırıl bir zekân var kuzen güle güle kullan."
ege yaslandığı yerden doğrulup ters ters onlara baktı.
"oğlum iki dakika ciddi olalım ya ! ne için geldik lan biz buraya ? çok değil iki dakikacık ciddi olalım yeter de artar bize."
herkes gülmeyi kesip Ege'ye baktığında Ege boğazını temizledi.
"kardeşim biz seni ikna etmek için geldik. Daha doğrusu amcam, Yani baban yolladı bizi."
Yusuf'un ailesiyle ilgili hiç bir şey bilmediğin için büyük bir heyecanla Ege'yi dinliyordum şu an.
"Kardeşim, bu şu an konuşabileceğimiz bir konu değil."
Ege tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Şu kız senin iki yılı geçik süredir yanında. onun bazı şeyleri bilmeye hakkı var artık Yusuf. nereye kadar saklamayı düşünüyorsun ?"
benden bahsetmeleri beni rahatsız etmişti.
neyi bilmem gerekiyordu ki ?
Deniz ve Ege Eda'ya baktığında Eda başını sallayıp ayağı kalktı ve bana baktı.
"Selen gel hadi biz senin odana gidelim."
bakışlarımı Yusuf'a çevirdiğimde o da bana baktı.
elini yanağıma yerleştirip alnımı öptükten sonra kulağıma eğildi.
"merak etme bir şey yok. Eda seni sıkıştırırsa sevgiliyiz de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAĞMUR~
Fanfictiono, benim içimdeki yangını yağmur olup söndüren adamdı. ve ben, sonsuza dek onun yağmurunda ıslanmak isteyen bir kızdım. işte bizim hikayemiz tam olarak buydu... ***