Hatalarım varsa affola keyifli okumalar... ♥️
**********
Tekrar ve tekrar araladım gözlerimi.
Bir dejavu yaşıyordum sanki.
Yusuf'un kolları beni sıkı sıkı sarmıştı sanki bir yere kaçacakmışım gibi... aklıma uyumdan önceki hali geldi. Yusuf hiç normal görünmüyordu...
Yavaşça kollarından kurtulup ayağı kalktım ve uyanıp uyanmadığını kontrol ettim.
Uyuyordu...
Komidine doğru ilerleyip telefonuma baktığımda saat akşam yediyi gösteriyordu.
Sabahın dokuzundan beri uyuyor muyduk gerçekten ?
Ensemde hissettiğim nefes ile irkilerek arkamı döndüm.
Ne ara uyanmıştı ?
"Selen..."
Deyip ellerini belime doladığında sakince ellerini tutup belimden indirdim ve bir adım geriledim.
"Yusuf, daha iyi misin ?"
Kırgın bakışlarıyla bana bakarken bende o esnada odadan çıkmak için bir hamlede bulunmuştum.
Elimden tutup gitmemi engellediğinde bıkkınlıkla ona baktım.
Ne istiyordu benden ?
Kendini daha iyi hissetmesi için kendi kırgınlıklarımı bir kenara koyup o sakinleşsin diye onunla uyumuştum.
Daha yapabileceğim başka bir şey yoktu.
"Selen benim daha iyi olmam için senin bana eskisi gib bakman, eskisi gibi gülmen lazım..."
Yüzümdeki donuk ifadem onu endişelendiriyor olmalıydı.
Histerik bir şekilde güldüm.
"Ne bekliyorsun Yusuf ? Bana seni Kuzeninle aldatmışım muamelesi yaptın sen. Bana inanmadın...bana ya bana ? Yıllarca bir tutsak gibi yanında neyin olduğumu bilmeden yaşayan bana inanmadın sen. Dinlemedin bile..."
Bir iki kez dudaklarını aralamıştı konuşmak için fakat diyecek bir şey bulamamış olmalı ki öylece bana bakmayı sürdürmüştü.
Onu arkamda bırakıp odadan çıktım.
O da peşinen gelmişti.
"Yusuf ben kendime yeni bir sayfa açtım. Artık buradayım. Mitat abiyle görüşüp eski işimi geri istedim ve o da beni kırmadı sağ olsun."
Yusuf ağzımdan çıkan her kelimeyle üzerime daha da gelmişti ve tam karşımdaydı.
"Selen özür dilerim tamam mı ? Binlerce kez özür dilerim... allah benim belamı verseydi de o gün seni yerde öylece bırakıp arkamı dönüp gitmeseydim, seni dinleseydim. Ama gördüklerime inandım işte aptal gibi..."
Gözümden akan bir damla yaşı sildim ona müsade etmeden.
"Hiç bir şeyin önemi yok artık Yusuf... ben kararlıyım. Geçirdiğimiz iki yıl benim için çok değerliydi ama artık bitti. Kendine iyi bak."
Yusuf'un içimi burkan bakışlarına dayanmaya çalışıyordum şu an... boynuna atlayıp onu affettiğimi söylemek istiyordum. Ama bu beni ve gururumu onun ayaklarının altına sermek gibi bir şeydi artık.
Cebinden çıkardığı yüzük ile ufak çaplı bir şaşkınlık geçirmiştim.
"Lütfen affet beni... bu sana ait benim cebim değil bunun yeri, senin parmağın..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~YAĞMUR~
Fanfictiono, benim içimdeki yangını yağmur olup söndüren adamdı. ve ben, sonsuza dek onun yağmurunda ıslanmak isteyen bir kızdım. işte bizim hikayemiz tam olarak buydu... ***