2. BÖLÜM

329 27 47
                                    

Partiden sonra Jong In beni yurda bırakmıştı. Pijamalarımı giyip makyajımı temizledim ve masaya oturdum. Yeni başladığım çizim defterine baktığımda kaşlarımı çatmıştım. Bir şey çizmiştim ama hatırlamıyordum.

"Nasıl? Neden hatırlamıyorum?"

Ani bir hareketle defteri alıp ilk sayfasını açtım. Şok olmuştum. Resmen kızılın beni kurtardığı anı çizmiştim. Bir yol, yanında beni kolumdan tutan kızıl, yolda uzaklaşan siyah araba ve yolun öbür tarafında da Jong In vardı.

"AH NE YAPIYORUM BEN?!"

"KENDİNE GEL GÜNLÜK TUTMUYORSUN!"

"BUNU ÇİZERKEN AMACIN NEYDİ?!"

Ellerimi yüzüme, dirseklerimi de masaya koyup derin bir nefes vererek yüzümü ovuşturdum ve resme tekrar baktım. Henüz boyamamıştım. Boyamayı da düşünmüyordum.

Yatmak için hazırlanıp yatağa girdim ve ışıkları kapatıp düşünmeye başladım. Garip bir şekilde bana kırmızı yanarken yeşil yandığını görmüş ve yola atlamıştım. Araba çarpmak üzereydi ama kurtulabilmiştim. Kesinlikle büyük bir mucizeydi. Ayrıca... bugün Sehun geri dönmüştü. Ondan hala hoşlanıp hoşlanmadığımdan emin değildim. Görmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu. Fransa'ya gittiği gün ondan vazgeçmeye karar vermiştim. Ama yapabilmiş miydim?

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

"Jong Dae! Uyan artık! Başıma uykucu bela olmaya mı geldin ya sen?"

"Ya bırak beni. Biraz daha uyumak istiyorum."

"Jong Dae gidip iş bulmalıyız!"

"Yah! Zaten bir işimiz var! DOKTORUZ BİZ, UNUTTUN MU?! Lisansımız boş yere durmuyor."

"Biliyorum gerizekalı! Ama ne kadar çabuk o kadar iyi."

"Tamam kalkıyorum. Kahvaltı hazırladın mı?"

"Evet. Kalk artık."

Odadan çıkıp mutfağa gittim ve onu beklemeden yemeye başladım. Birkaç dakika sonra karşımdaki yerini almıştı.

"Hiç doktor eksikliği çeken hastane araştırdın mı?"(Jong Dae)

"Birkaç hastaneye baktım. Özel hastaneler genel olarak birbiriyle yarışıyor zaten. Hangisine başvursak alırlar bizi."

"İyi o zaman."

"Sana o kaçmalarımızın bir gün işe yarayacağını söylemiştim."

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Alarmın sesiyle kalkıp ders için hazırlandım. O sırada kapı açılmış ve kızlar içeri girmişlerdi.

"Günaydın."(He Jee)

"Günaydın. Dün geleceğinizi sanıyordum."

"Annem bırakmadı."(He Jee)

"Hadi hazırlanın da derse geç kalmayın. Ma Ri seni bekleyeyim mi?"(ben)

"On dakikaya hazır olurum."

"Bekliyorum o zaman."

Onu beklerken yatağıma oturup instagrama girdim. Haftasonu takip etmeye başladığım sayfa bir sürü fotoğraf paylaşmıştı. Hepsini incelemeye başladım. Bazılarını yine kendi çizimleriyle beraber paylaşmıştı. Tekrar aşağı kaydırıp diğer fotoğrafa baktığımda ağzım açık kalmıştı. Bu benim arkadan çekilmiş fotoğrafımdı. Kızılın çektiği fotoğraf... ayrıca çizmişti de...

Profiline girip mesaj kutusunu açtım.

-Sen!
-O kızıl çocuksun!

+Kızıl çocuk ne ya?

SINIRSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin