"Baek ben sensiz yapamıyorum. Ne olursan ol seni seviyorum."
"Kabullendin mi yani?"
"Evet. Kabullenmesem vazgeçer miydin?"
"Asla. Denerdim."
"Ben de deneyeceğim. Hem düşününce, ben seni insan olduğun için sevmedim sonuçta."
"Hastaneye benim için mi geldin?"
"Artık yanına gelmem gerektiğini fark etmem için hastaneye kaldırılmam gerekti sanırım."
"Ne?!"
"Üç gündür noodle dışında hiçbir şey yemiyorum. Bir de süt içtim. Sonunda bayılınca hastaneye götürüldüm."
"Ju Soo! Ciddi olamazsın! Neden yaptın bunu kendine?"
"İsteyerek olmadı ki. Sabah on gibi kalkıyordum ve kendimi resim çizerken buluyordum. Kendime geldiğimde akşam olmuş oluyordu ve noodle yiyordum. Sonra da süt içerek boş boş oturuyordum."
"Hem de tek öğün mü yedin?! Seni evine götüreyim ve yemek yapayım en iyisi."
"Memnun kalırım. Güzel yapıyorsun."
Arabayı hızlandırdı ve evime doğru yöneldi. Ondan öncesinde ikimiz de nereye sürdüğünü bilmiyorduk zaten.
"Baek?"
"Efendim?"
"Sen de acıkıyor musun? Uykun geliyor mu? Ya da bunun gibi şeyler?"
Bir kahkaha patlattı.
"İnsanlardan tek farkımızın yapabileceklerimiz olduğunu söylemiştim."
Başımı salladım.
"İnsanlardan neden saklanıyorsunuz?"
"Asıl sebebi bizden korkup bizi dışlamalarını engellemek fakat biz kendimizi insanlardan soyutladık, kimse bunun farkında değil. Hepimiz aynı binada yaşıyor, aynı okullara gidiyoruz. Okuduğumuz okullarda tek bir insan yok."
"Uzun yaşıyorsunuz, kimliklerinizi nasıl ayarlıyorsunuz?"
"Bu basit. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Liderlerimiz hallediyor."
"Anladım. Peki... sen gerçekten 30 yaşında mısın?"
"Doğumumun üzerinden yaklaşık 40 yıl geçti ama bir insan vücuduyla değerlendirirsek 23 yaşımı geçmedim."
"Vay canına! O zaman iki katı kadar diyebilir miyiz?"
"Kişiden kişiye değişir. Bazısı çocuk vücudundan, bazısı genç vücudundan uzun süre kurtulamıyor. Bazısı da bir insan gibi yaşlanıp uzun süre yaşlı kalıyor. Sanırım benim gençliğim uzun sürecek çünkü uzun zamandır böyle görünüyorum. Çocukluğum bir insanınki ile aynı geçse de..."
"Hiç benden bu kadar yaşlı biriyle çıkacağımı düşünmemiştim."
"Teknik olarak aynı yaştayız."
"İyi, öyle diyelim."
Eve geldiğimizde Baek Hyun direkt mutfağa girmişti ve benim için bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. Yardım etmeye kalktığımda kan şekerimin düşmesine izin vermek istemediğini ve oturmamı söylemişti. Ben de masaya geçip onu izlemeye başlamıştım. Aklıma gelenleri sormak istiyordum ama korktuğum şeyler de vardı.
"Baek..."
"Söyle."
O sırada meyve dilimliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ
Teen FictionÇizdiklerimi hatırlayamıyor, yanlış görüyor ve en kötüsü bir adama doğru çekiliyordum. Daha neler döndüğünü anlayamadan mümkün olamayacak şeyler olmuş, sınır denilen şey yürürlülükten çıkmıştı hayatımda. Beni çepeçevre sarmalayan, aşk denilen bir du...