Yataktan kalkıp üzerime bir şeyler giydim ve merakıma yenik düştüğümü sonuna dek göstererek kapıya gittim. Baek Hyun kapıdaki kıza kaşlarını çatmış bakıyor, kızsa sırıtıyordu.
"Bu kim Baek?"
"Beni içeride bekler misin?"
"Burası benim evim Baek. Evime gelen kişiyle benim ilgilenmem gerek."
"Ju Soo! Lütfen içeri gir ve beni bekle! Seni kırmak istemiyorum!"
İster istemez gözlerim dolarken hızla içeri girdim. Bir süre sonra kapının hızla kapandığını duymuştum.
"Hyo Yeon" demişti. Tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum bu ismi. Ne kadar düşünsem de bulamamıştım ve öylece Baek Hyun'u beklemeye başlamıştım. Haber vermeden gitmesi sinir bozucuydu ve ben onu şuan beklemek istemiyordum. Kızgındım. Ama beklememek de elden gelmiyordu.
●●●●●●
Kapı sesini duyduğumda oturduğum yerde dalmak üzereydim. Saate baktım. Sabah dört buçuğa geliyordu. İçeri girdi. Işığı yaktı. Beni gördüğünde şaşırmıştı.
"Uyumadın mı?"
"Hayır."
"Beni mi bekliyordun?"
"Hayır."
"Neden uyumadın?"
"Uykum gelmedi."
"Gözlerin öyle söylemiyor."
Sustum. Sadece baktım. Sinirli olduğumu anlamıştı. Yanıma oturdu ve ellerimi tuttu.
"Öylece gittiğim için ve bağırdım için özür dilerim."
"Özür değil, sebep istiyorum Baek Hyun. Resmen beni tek başıma bıraktın."
"Üzgünüm. Ama o kız-"
"Kimdi? Hyo Yeon tanıdık geliyor ama çıkaramadım."
"Amber'ı öldüren kız..."
Buz kesilmiştim.
"Burayı... nasıl bulmuş?"
"Yine yasak bir sisteme el atmış. Babasının bile ayda bir kez girebildiği odadan kolyemin konumuna ulaşmış. Ayrıca... seni biliyor. Artık yüzünü de biliyor."
"Amber'ın beni seçtiğini anladı mı?"
"Anlamaması için elimden geleni yaptım. Ama zeki biri. Muhtemelen anlamıştır."
"Babasına söylesen ne olur?"
"İsyancı olduğum için inanmaz. İçeriden birine söylesem de kimse yardım etmez çünkü teknik olarak isyancıların onların birliğini bozmaya çalıştığına inanıyorlar. Tabi bu zaman geçtikçe isyancıların sayısının artmasını engellemiyor."
"Çok saçma bu."
"Maalesef. Ama şimdi odaklanmamız gereken şey seni biliyor olması. Seni tehlikeye atmak istemiyorum."
"Sakin ol Baek. Bana bir şey yapamayacağından eminim. Çünkü yanımdasın, yanımda olacaksın."
"Kolyeyi... taksan olur mu?"
"Ne?"
"Amber'ın kolyesi artık sende dursa... Artık senin zaten. Takmak zorunda değilsin ama yanına en kısa sürede gelebilmemin tek yolu kolyelerimiz arasındaki bağ. Yerini bilmediğimde bile yanına gelebilirim."
"Tamam..."
Ceketinin iç cebinden kolyeleri çıkardı ve yavaşça taktı.
"Yakıştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ
Teen FictionÇizdiklerimi hatırlayamıyor, yanlış görüyor ve en kötüsü bir adama doğru çekiliyordum. Daha neler döndüğünü anlayamadan mümkün olamayacak şeyler olmuş, sınır denilen şey yürürlülükten çıkmıştı hayatımda. Beni çepeçevre sarmalayan, aşk denilen bir du...