22. BÖLÜM

154 14 5
                                    

"Baek Hyun, ablanla tanış."(YN)

"Ne?"

Abim oturduğu yerden kalkıp karşıma gelirken Young Soo denen kız -sanırım ablamdı- sinirle odadaki masaya oturmuştu.

"Biliyorum, şaşırtıcı ama bu gerçek Baek Hyun. Young Soo benim ikizim. Yani senin de ablan. Neden tanımıyor olduğunu yavaş yavaş açıkla-"

"Biliyorum abi. Bir ablam olduğundan haberim var. Fakat bu..."

"Nasıl? Nereden haberin var?"

"Bugün annemler her şeyi anlattı. Biraz benim zorumla oldu ama her şeyi öğrendim."

"Sen her şeyi onların bakış açısıyla öğrenmişsin." dedi Young Soo kalkıp yanımıza gelirken. Abimin yanına geçtikten sonra devam etti.

"Kendileri ne düşünüyorsa, ne biliyorsa onu söylemişler sana. O yüzden sen de öyle biliyor, öyle düşünüyorsun."

"Öyle bildiğim doğrudur ama öyle düşündüğüme dair hiçbir şey söylemedim."

"Öyle mi?"

"Hiçbir zaman başkalarının düşünceleriyle hareket etmedim. Etmeyeceğim de. Öğrendiğimden beri seni bulmak vardı aklımda. Şuanki şaşkınlığımın nedeni çok erken olmuş olması. Beklemediğim bir anda... Ayrıca abimin seninle görüşüyor olması da şaşırttı. Abimin yarım yamalak hatırladığını söylemişlerdi."

Tek kaşı havaya kalkmıştı. O sırada Ju Soo'ya döndüm. Bir yandan tedirgin bir yandan sinirli bakıyor gibiydi. Fakat tek kelime etmiyordu. Elini tuttum.

"Başka zaman konuşuruz. Ju Soo'nun yanımızda olmadığı bir zaman."

"Neden? Onun duymasını istemeyeceğimiz bir şey konuşacağımızı sanmıyorum."

"Sadece fazla."

"Her şeyi biliyor olmasaydı, fazla gelebilirdi. Fakat senin ne olduğunu da ailemizi de biliyor, değil mi?"

"İnsan olduğum belli oluyor mu?"

"İçerideki salakların anladığını sanmıyorum ama ben anladım. Geçmediğiniz odadakiler de anlardı belki ama-"

"İki odadan da geçerek getirdim onları."(YN)

"Aferin. Az sonra ne oluyor diye başımıza üşüşürler."

"Hiçbiri dikkat etmedi. Hepsi güçleri için uğraşıyordu."

"Neler olduğunu anlatmayacaksanız biz gidiyoruz."

Ju Soo benim yerime konuştuğunda sırıtmıştım. Açıkça gururlanmıştım çünkü geldiğimizden beri korkuyordu.

"Buyrun, oturun o zaman."

Hep beraber oturup bir süre sessiz kaldık. Ju Soo elimi tutuyordu. Fark etmiyordu sanırım ama elimi sıkıyordu. Gerilmiş olmalıydı. Baş parmağımla elini okşayarak rahatlatmaya çalıştım.

●●●●●●●●●

Konuştuğumuz odadadan çıkarken Baek'in arkasına sığınmıştım yine. Young Nam ve Young Soo önümüzden yürüyorlardı. İçeridekiler güçleriyle uğraşmayı bırakmış, sohbet ediyorlardı.

"Hey Young Soo! Bir kolyeli ve bir insanın burada ne işi var?"

Gayet güzel, seksi ve havalı duran bir kız sormuştu bunu. Mini şort ve büstiyer giyiyordu. Elinde bir küreyi zıplatıp duruyordu. Cümlesini bitirip ayağa kalktığında küreyi bırakmıştı ve küre yeri ıslatarak dağıldığında anlamıştım kürenin su olduğunu.

SINIRSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin