Yatakta oturmaya devam ederken Ma Ri içeri girdi.
"Artık kendileri alır ne isterlerse. Bize de pasta almış abim."
"Ne güzel. Gel de yiyelim."
"İyi misin? Bembeyaz olmuşsun."
"Neden sürekli iyi olup olmadığımı soruyorsun. İyiyim işte."
"İyi o zaman."
"Bugün Baek Hyun'un doğum günü."
"Gerçekten mi?!"
"Evet."
"Ne yapmayı düşünüyorsun?"
"O kadar geç öğrendim ki... hiçbir şey planlayamadım."
"Olsun, hemen hallederiz."
"Şu sıralar o kadar stresli ki... onu mutlu etmek istiyorum, biraz olsun rahatlatmak istiyorum."
"Anladım. O zaman başbaşa kutlayın bence."
"Zaten kalabalık çekecek halim yok. Yorgunum."
"Gece uyumamışsın. Ne zaman uyumasan böyle oluyorsun."
"Evet."
"Neden?"
"Bilmem, uyuyamadım."
Chan Yeol abi içeriden Ma Ri'ye seslendiğinde Ma Ri bir şey demek üzereydi fakat susmuştu. İki dakikaya geleceğini söyleyip odadan çıktığında derin bir nefes alıp verdim. Kutuda gördüklerim... inanılır gibi değildi. Garip geliyordu.
Eşyalarımı toplayıp bekledim. İçeri geldiğinde artık gitmem gerektiğini, Baek'in evine gidip hazırlık yapacağımı söyledim. Bir bakıma doğruydu ama asıl amacım evden çıkıp gördüklerimi sindirmekti...
●●●●●●●●●●●●
"Baek? Neredesin?"
"Hiç. Biraz yürüyordum. Sen?"
"Evdeyim, seni bekliyorum."
"Hangi evde?"
"Senin evinde."
"Ne zamandır oradasın? Neden haber vermedin?"
"Boş ver. Gel hadi."
"Tamam. Kapıyı aç, geldim."
"A, doğru. Işınlanıyordun sen. Neden direkt içeri gelmedin?"
"Bilmem. Senin bana kapıyı açacak olma fikrin hoşuma gitti. Hadi kapıyı aç."
Kendi kendime sessizce gülüp kapıya yürüdüm.
"Demek hoşuna gitti. İstersen sık yaparız."
"Sık yapacağımız zamanlar da gelecektir."
"Öyle mi?" dedim kapıyı açarken.
"Evet." dedi telefonlarımız hala kulaklarımızdayken. Art arda duymuştum sesini, önce direkt ağzından sonra da telefondan. Telefonu indirip boynuna sarıldım.
"Ne zamanmış o zamanlar?"
"Evlendiğimizde işte. Belki bebeğimizi kucağına alıp açarsın kapıyı. Beraber karşılarsınız beni."
"Evlenmeyi geçtin, bebek planları da kurdun sen."
"Tabiki."
"İyi, gel. İçeride konuşalım."
Kollarımı boyunundan çekip yüzüne baktım.
"Şapkan neden takılı. Soğuk mu hava."
"Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ
Ficção AdolescenteÇizdiklerimi hatırlayamıyor, yanlış görüyor ve en kötüsü bir adama doğru çekiliyordum. Daha neler döndüğünü anlayamadan mümkün olamayacak şeyler olmuş, sınır denilen şey yürürlülükten çıkmıştı hayatımda. Beni çepeçevre sarmalayan, aşk denilen bir du...