"RESMEN MEZUN OLDUK JU SOO!"
Çığlıklar atarak el ele zıplarken uzun zamandır ilk defa bu kadar rahatlamış hissediyordum. İkimiz de okulu başarılılar arasında bitirmiştik. Kısa sürede atanacağımızı umuyorduk ama şuan tek düşündüğümüz sonunda her şeyi bitirmiş olmamızdı.
"Kızlar partiye geleceksiniz, değil mi?"
Bölümden bir kız yanımıza heyecanla geldiğinde gülümsemiştik.
"Mutlaka gelmelisiniz. Sadece bu senenin mezunları değil, eski mezunlar da gelecek. Ayrıca bazı hastanelerdeki doktorların da katılacağını duydum. Büyük bir parti olacak. Bu yüzden büyük bir alan kapatıldı."
"Nerede ve ne zaman?"(ben)
"Bir hafta sonra. Yani haftaya cumartesi. Akşam yedi buçukta başlayacak. Bitişinin net saati yok. Alan ne zaman boşalırsa. Adres de bu. Fazla geç kalmayın, ilk başta konuşmalar falan olacak."
Kızın uzattığı kartı aldım. İkimiz de teşekkür ettikten sonra başka kişilere sormaya gitmişti.
"Gidelim mi?"(ben)
"Bence güzel olur. Duyduğum kadarıyla eski mezunlarda çok yakışıklı varmış."
"Evet, vardı. İlk senemde ikinci sınıf bir çocukla çıkmıştım. Çok yakışıklıydı."
"Vay be! Neden ayrıldınız?"
"Bilmem. Yürümedi. Üç ay falan sürmüştü."
"Vaay!"
"Her neyse. Gidiyoruz o zaman partiye???"
"Evet, kesinlikle."
Büyük bir sevinçle yurda gittik. Eşyalarımızın çoğunu toplamıştık. Bir süredir ev arıyorduk ama bulamamıştık. Ma Ri bir süre abisinde kalmaya karar vermişti. Jong In de bir süre onlarda kalabileceğimi söylemişti. Önce kabul etmesem de kısa sürede ev bulamayacağımı anlayıp kabul etmiştim. Se Joon ve He Jee de aileleriyle kalacaklardı zaten.
"Aslında hemen ev bulamamamız iyi oldu. Atandığımızda kolayca gidip gelebileceğimiz bir yerden ev almalıyız."(Ma Ri)
"Haklısın. Uzak bir yere de atanabiliriz."
"İçimden bir ses farklı yerlere atanacağımızı söylüyor."
"Bakalım. Farklı yerlerde çalışsak bile artık dostuz biz."
"O da doğru."
Son eşyalarımızı da valizlerimize koyduktan sonra odayı son kez kontrol edip çıktık. Diğer kızlar bir hafta önce ayrılmışlardı yurttan.
Valizlerimi üç taşımada -dört yıldır kalıyordum, az değildi- indirdikten sonra Jong In'i beklemeye başladım. Bu sırada önümüzde bir araba durmuş ve içinden uzun boylu biri inmişti.
"Selam."
"Selaaam!"(Ma Ri)
Ma Ri koşarak uzun boylu çocuğun yanına gitti ve sarıldı. Kim olabileceğini düşünürken koluna girip benim önüme getirdi.
"Ju Soo, bu Chan Yeol. Kendisi abim olur. Bir türlü tanıştırma fırsatı bulamadım çünkü kendisi pilot ve yurtdışına çıkıp duruyor. Abi Ju Soo da bu seneki oda arkadaşımdı işte. Aynı bölümden mezunuz."
"Memnun oldum."(CY)
"Ben de."(ben)
"Seni de bırakayım mı?"
"Teşekkürler ama abim gelecek. Hatta... şuan geldi."
Chan Yeol'un arabasının arkasında duran arabadan inen Jong In neşeyle yanımıza geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZ
Novela JuvenilÇizdiklerimi hatırlayamıyor, yanlış görüyor ve en kötüsü bir adama doğru çekiliyordum. Daha neler döndüğünü anlayamadan mümkün olamayacak şeyler olmuş, sınır denilen şey yürürlülükten çıkmıştı hayatımda. Beni çepeçevre sarmalayan, aşk denilen bir du...