***Oyverip yorum yaparsanız sevinirim. Birlikte büyüyelim...***
Sabah uyandığımda aynı şekilde yatıyorduk. Hiç kıpırdamadan uyumuş olmam inanılmaz. Aiden'i uyandırmadan kalkmaya çalıştım ama olmadı. En ufak hareketimde hemen kıpırdanıyordu. Acaba gördüğü rüya düşüncelerinde var mıdır?
Odaklandım. Kendi düşüncelerimi zihnimden çıkarmaya çalışıyordum. Bunu yapmak oldukça zor. Özellikle Aiden bana sarılırken. Derin bir nefes aldım ve onun düşünceleri haricinde bir şey düşünmemeye çalıştım. Hissettiğim ise kocaman bir boşluktu. İki ihtimal vardı. Ya ben hiçbir şey duyamıyordum ya da uyku esnasında birinin düşünceleri okunamıyor.
"Bence sen beceremiyorsun"
İmkansız... Ne zaman uyanmıştı? Bütün bu yapmaya çalıştığım şeyleri görmüş müydü?
"Evet"
"Kes şunu Aiden" dedim ve o hızla yataktan fırladım. Bana öylece gülümseyerek bakıyordu.
"Bu kadar rahat nasıl yapabiliyorsun?"
"Kendi kendine çok fazla konuşuyorsun"
"Sen konuşmaz mısın? Yapma Aiden kendini nasıl rahatlatıyorsun?"
"Seni düşünüyorum"
"Dalga geçmeyi bırak" dedim ve gülerek lavaboya girdim. Bu zihin okuma işi hiç hoşuma gitmemeye başladı. Aklımdan ne geçirirsem duyabilecek miydi şimdi? Çok sinir bozucu. Hiç öğrenmese miydik ki?
Güzel sıcak bir duş alsam iyi olacaktı. Sıcak su her zaman rahatlamaya sebep olmuştur.
"Yardıma gelmemi ister misin?" diye seslendi Aiden içerden.
"Olurr... Kafanı kırmam konusunda yardıma ihtiyacım olacak" dedim ve kapıyı açıp ona baktım "Bu kapının iki metre yanına yanaşılmayacak"
Yataktan kalkıp hazır ol da dikildi "Emredersiniz efendim" dedi. Keyfi inanılmaz yerinde görünüyordu.
Yeniden banyoya girdim ve kapıyı kapattım. Üzerimdekileri çıkartıp çekmeceden havluları çıkardım. Suyu açtım ve altına girdim. Gemideki gibi değildi bu gezegenin suyu. Sanki çıkardığı ses bile farklıydı. Suyu severdim zaten ama bura da suyun tenime değer her damlası ayrı bir haz veriyor. İnsanı rahatlatıyor ve kendini tamamen ona bırakıyorsun.
Uzun süre gözlerimi kapatıp suyun altında öylece dikildim. Kötü olan her şeyi zihnimden atmayı denedim. Neyi düşündüğümü bilmeden uzunca düşündüm. Suyu kapattığım anda Aiden'in birisiyle konuştuğunu duydum.
"İyi ama değil mi?" Aiden birine soru soruyordu.
"Evet iyi olacak" bu sesi daha önce duymuştum. Buraya ilk geldiğimde yanımda beni bekleyen kişiye benziyordu.
"Haber verdiğin için sağol... Nora onu görmeye gitmek isteyecektir"
Havluyla kendimi sarıp dışarı fırladım.
"Duymasan şaşardım" dedi Aiden.
"Kime ne oldu?"
"Mika... Dün biraz kötüleşmiş... Dinleniyormuş şu anda... Sakin ol gayet iyiymiş merak etmememiz için Peark'ı göndermiş"
Biliyordum. Dün iyi olmadığını biliyordum. Bizi apar topar yanından göndermesinin de sebebi buydu demek ki. Onu yalnız bırakmamalıydık.
"Aiden haklı Nora... Babam senin böyle tepki vereceğini biliyordu"
"Babam mı?" dedik Aiden ile ikimiz aynı anda.
Nasıl yani? Babam mı dedi az önce? Peark'a bakıp kaldım. Donup kalmıştım.
"Sana söylemedi mi?"
Hayır anlamında kafamı salladım. Bir kardeşim olduğundan bahsetmemişti. Belki birden fazladır.
"O zaman sıfırdan başlayalım" Elini bana uzattı "Ben Peark, erkek kardeşin" biliyorum elini sıkmam lazım ama bir anda dayanamadım ve boynuna atladım. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. O da bana sıkıca sarılmıştı.
"Bir ailem var" diye hıçkırarak ağlamaya başladım.
Beni kendinden hafifçe uzaklaştırdı ve "Üzerinde sadece havlu var ve odada kardeşin haricinde başka bir erkek de var..."
İstemsizce gülmeye başladım. Aiden ise şaşkınca bize bakıyordu. Aslında haklıydı Aiden evlenmeyi kafasına böylesine koymuşken onun yanında bu şekilde durmam benim için biraz tehlike arz ediyordu. Umarım bunu duymamıştır.
İçeri gidip hemen giyindim. Aiden ve Peark hala bıraktığım yerde duruyorlardı. Muhtemelen hiç konuşmamışlardı. Ben ise bu durumdan inanılmaz haz almaya başlamıştım. Kardeşim öğrendiğim kişi beni erkek arkadaşımdan kıskanıyordum. Aiden benim erkek arkadaşım mı? Düzeltiyorum. Arkadaşımdan kıskanıyordu.
Ben içimden bunları düşündükçe ikisi de bana dik dik bakmaya başlamıştı. Düşüncelerimi okuyor oluşları hiç hoşuma gitmiyor.
"Beni kendimle yalnız bıraksanız diyorum... İnsan kendi kendine de konuşamıyor"
Hala bana öylece bakıyorlardı. "Ciddi söylüyorum sizi kızdırmak içindi hepsi" Yalan söylemekten ne zarar çıkar.
"Peark düşüncelerime girmenizi engellememin bir yolu var mı?"
"Elbette" dedi ve gülümsedi. Buna sevindim. Gerçekten çok sevindim." Ama bunu sana öğretmesem mi acaba?"
İstemsizce suratımın düştüğünü hissettim.
"Peark geldiğimizden beri neredeyse aynı eşyaları kullanıyoruz kıyafet filan alabileceğimiz bir yer var mı?" Aiden sonuna kadar haklıydı bana verdikleri ve kendi kıyafetlerim dışında hiçbir şeyim yoktu. Bir bayanın en çok sevdiği şey alışverişken ben bundan mahrum kalıyordum.
Peark gülümsedi ve elini bize uzattı. Bu evet demekti.
"Hadi gidip bir şeyler alalım" dedim heyecanla. Önce Aiden'in sonra Pear'ın elinden tuttum.
***Oyverip yorum yaparsanız sevinirim. Birlikte büyüyelim...***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Dünya
Science FictionDünyada kalmak için gönüllü olan çok fazla insan var. Yeni bir dünya bulamayacağımızı düşünen, bir yıldızın çekim kuvvetine yakalanıp yok olacağımızı düşünen, hatta uzaylılar ile karşılaşıp saldırıya uğrayacağımızı düşünen. Ama bizler umudunu kaybet...