Gördüğü rüyanın etkisiyle ter içinde uyandı genç adam. Hava aydınlıktı. Yanında yatan kadına baktı. Nefesi düzelene kadar izledi onu. Ardından arkasını dönüp yatmaya devam etti.
Eda ile deniz kenarındaydılar. Çıplak ayaklarla kumsal boyu yürümüşlerdi. O anlar çok çabuk geçmişti rüyasında. Öyle ki aklına fazla gelmiyordu. Ancak bir yer vardı ki bu genç adamın yattığı yerden huzursuzca kıpırdanmasına neden oluyordu. Tanımadığı bir adam ona "Bu kadın seni kandırıyor. O benim sevgilim. Sen burada yokken benimle." demişti. Devamını göremeden ise uyanıvermişti.
Rüyasının gerçek olma ihtimali adamı çileden çıkarıyordu. Çünkü daha önce gördüğü rüyayı karısına anlattığında onun gerçek bir anı olduğunu öğrenmişti.
Giovanni böyle bir rüyadan sonra bu kadına ne kadar güvenebilirdi? Adam resmen "Seni kandırdı!" diyordu. Nasıl olmuştu da bu kadınla evlenmişti?
Gece birkaç sefer Aniela için uyandığı için kadın hala uyuyordu. Giovanni yavaşça kalktı ona dar gelen yataktan. Aynı sessizlikte odadan çıkıp karşıdaki banyoya girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra odaya geri döndü. Beşiğin başına gidip kızına baktı. Gece boyunca ağlayan anne ve babasına uyku uyutmayan Aniela şimdi masumca uyuyordu.
Giovanni onu çıkarıp uyanmasına önem vermeden öpmek koklamak istiyordu. İyi ki vardı kızı, iyi ki hatırladığı şey onu kabul etmesini sağlamıştı. Eğer Giovanni o andaki gözlerini, ses tonunu, kadına olan bakışını hatırlamasaydı bebeği kabul etmezdi. Bir ara onun Leo'dan olduğunu bile düşünmüştü. Düşününce tekrar sinirden deliye döndü. Hem bunu düşünebildiği için hem de... Karısına aşık olduğu için! Leo'yu kendisine bu kadar yakın tutmaması gerekiyordu. Bir kere kendisine ihanet eden ikinci kez de ederdi.
Aniela dudaklarını öne doğru uzattığını görünce daha fazla dayanamadı ve onu beşiğinden çıkardı. Dikkatle kolları arasına yatırdı. Pembe tulumu, beyaz şapkası ve minicik ellerini saran beyaz eldivenleriyle kızı gördüğü en güzelkız bebeğiydi. Öne uzanmış minik dudaklara kendi dudaklarını değdirdi. Giovanni bu yaşına kadar böyle bir duygu hissetmemişti. Hissettiyse bile hatırlamıyordu. Ancak Aniela... O bambaşkaydı. Gerçekten hayatının aşkıydı. Bir saniyesine bile onsuz geçirmek istemiyordu.
Genç adam kızı kolları arasında çıktı odadan. Mutfağa gidecekken salondan gelen ağlama sesi ile oraya yöneldi. Ahsen koltuğa uzanmış ağlıyordu. Öyle içli ağlıyordu ki küçük kız, Giovanni'nin içi gitmişti. Hiçbir çocuk ağlamamalıydı. Kızının alnına öpücük kondurup salondaki küçük ayaklı beşiğin içine bıraktı.
Ahsen yüzünü yastığa gömdüğü için onu görmedi. Giovanni Ahsen'in yanına oturunca küçük kız eniştesine döndü. Giovanni onu kaldırıp dizlerine oturttu. Eliyle saçlarını geriye iterken "Neden ağlıyorsun?" diye sordu.
Ahsen burnunu çekerek "Babamı çok özledim." dedi.
Giovanni ağlayan kızın yerinde Aniela olduğunu hayal etti. Eğer kızı böyle ağlarsa buna neden olan kim olursa olsun canını okurdu. Nasıl bir babaydı ki kızını ülke dışına gönderiyordu, nasıl bir anneydi ki kızını babasından ayırıyordu? "Ağlama. Annen yanında." dedi yine de kızı teselli etmek amacıyla.
Ahsen "Bana ne? Ben babamı istiyorum." dedi ağlamaya devam ederek.
O sırada Eda sabahlığının önünü bağlayarak salona girdi. İlk olarak beşiğe baktı. Uyandığında Giovanni ve Ela'yı göremeyince çok korkmuştu. Neyse ki kızı sadece yatak değiştirmişti. Ardından kocasının kucağındaki yeğenini gördü. Elleriyle iki yanağını kavrayıp gözyaşlarını sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Git Deme(Tamamlandı)
Aktuelle LiteraturGeçirdiği kazadan dolayı 1 ay komada kalan Giovanni Giordano gözlerini açtığında hiç beklemediği sürpriz bir eşle karşılaşır. Üstelik sürpriz eşi hamiledir.