Eda bakışlarını tehditkâr bir şekilde Giovanni'ye çevirip işaret parmağını kaldırdı. "Sakın bir arıza çıkarayım deme. Ela hastaneden çıkana kadar burada kalacağız. Sonra hepimizden kurtulacaksın."
Giovanni duyduğundan hoşlanmadı. Kızını alıp gitmekten mi bahsediyordu? İşte bu güzel bir hayal olurdu. Bundan bahsedeceğinde az önceki sarışın kız koşarak gelip tekrar kucağına doğru zıpladı. Giovanni düşmemesi için ona yardım edip oturmasını sağladı. Çok güzel bir kızdı. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Pembe yanakları dolgundu. Minicik bir burun ve aynı miniklikte dudakları yüzünü kaplıyordu. Kendi Aniela'sı da en az bu kadar güzel olacaktı. Şu an okşadığı saçların yerini kendi kızı alacaktı. Ona hayranlıkla bakan mavi gözlerin yerini Aniela'sının gözleri alacaktı. "Adın ne senin?" dedi. Karşısındaki minik kızın İtalyancayı anlamadığını unutmuştu o an.
Eda araya girerek "Ahsen." dedi.
Ahsen heyecanla eniştesine bakarken diğer yandan teyzesine "Gio'yu neden anlamıyorum ki teyze? O çok komik konuşuyor." diye sordu. Ardından bir kıkırtı çıkarmıştı.
Giovanni Türkçeyi anladığını belli etmeden yanına yerleşen karısını ve kucağında oturan kızı dinlemeye koyuldu.
"Sarı kuşum çünkü o bizim dilimizi bilmiyor." dedi. Bunu küçücük çocuğa nasıl açıklayabilirdi?
"Hayır teyze, biliyor. Biz onunla konuştuk ya bizim evde. Unuttun mu yoksa?" dedi teyzesine bilmişlik taslayarak.
Eda'nın yüzüne büyük bir gülümseme yerleşti. "Ben unutmadım birtanem ama enişten unutmuş." dedikten sonra "Çünkü tam bir geri zekalı!" diye daha kısık sesle söylenince Giovanni gergince öksürdü. Geri zekalının ne olduğunu biliyordu!
Ahsen elini kaldırıp Giovanni'nin alnına koyup bir doktor edasıyla "Teyze Gio hasta olmuş. Öksürüyor." dedi.
Eda "Enişte demeyi unutuyorsun Ahsen." diye küçük bir uyarı yaptı.
"Ama teyze ben Gio'ya enişte diyemem." dedi. O yaşa o cilveli ses fazlaydı.
"Nedenmiş o?" derken Ahsen'in ses tonunu taklit etmişti.
Ahsen geçen gün babasının kendisi için kullandığı cümleyi tekrar etti. "Çünkü dilim dönmüyor. Enişte diyemiyorum."
"Diyorsun işte." dedi Eda gülerken. Ona Giovanni de eşlik etti. O sırada Seda kapıdan göründü. Genç kadın "Gel abla. Seni ikinci kez Giovanni ile tanıştırayım." diyerek yerinden kalktı.
Seda ilkinden farklı olarak biraz korkuyla yaklaştı adama. O zaman Eda'ya âşık kibar biriydi ancak hafıza kaybı onu değiştirmişti. Kardeşi ona olanları anlatmıştı.
Giovanni kucağında oturan kızı kaldırıp yanındaki boş tarafa oturttu. Evine gelen misafire saygısızlık yapmazdı. "Hoş geldiniz." dedi Seda'ya elini uzatırken. Kendi dilini umuyordu ki anlayacaktı.
Seda anlayıp adamın elini sıkarken gülümsedi. Ne yazık ki hiçbir zaman kardeşi gibi yabancı dillere ilgisi olmamıştı.
Kadının mimiklerinden kendi dilini bilmediğini fark edince elini çekti. Hal hatır sormak isterdi ancak konuşabilecekleri ortak bir dil yoktu. Karısına dönüp "Ben üzerimi değiştirip Aniela'yı görmeye gideceğim." dedi.
"İstersen biraz bekle, yemekten sonra hep beraber gideriz."
"Sizi bekleyemem. Kızımı çok özledim." dedikten odasının yolunu tuttu.
***
Emma'yı gülme krizi tutmuştu. Çünkü bu kadarını beklemiyordu. Patronu Şef Leonildo Moretti en yakın arkadaşı olan Giovanni Giordano'nun karısına âşıktı. "Vov! Muhteşem bir malzeme." diyerek tekrar bir kahkaha kopardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Git Deme(Tamamlandı)
Fiksi UmumGeçirdiği kazadan dolayı 1 ay komada kalan Giovanni Giordano gözlerini açtığında hiç beklemediği sürpriz bir eşle karşılaşır. Üstelik sürpriz eşi hamiledir.