Medyada Lady Gaga Telephone in Hospital by Maryanne Makredes Senna
https://youtu.be/WrnYDCxjk0g
İyi okumalar...
Hastaneden çıkmış dolmuş durağına doğru yürüyordum. Deniz odadan çıktıktan sonra acelesi olduğunu söyleyip hemen gitmişti. Ben de boynum bükük giyinip çıkmıştım. Ne yapayım?
Durağa vardığımda oturup bir şarkı mırıldanmaya başladım. Bilindik şarkıların sözlerini değiştirip kendi bestelerimi yapıyordum. Bu şarkıyı ilgilendiğim hasta için muayene odasından ilaç almaya gittiğimde odaya döndükten sonra başka bir arkadaşım tarafından ilgilenildiğini görüp kalbim kırıldığında yapmıştım. Ne dedim ben ya? Bu kadar uzun cümleler kurabildiğimi bilmiyordum. Neyse şarkıya geçeyim.
"Stajımda bu da mı vardı.
Hastacığımı başkalarıyla,
Göreceksem eğer kırılsın bu eller,
İğne yapamayayım bir daha."Kendimi kaptırıp sesimi yükselttim.
"Aaaaammmcam kolların nerde?
Ya ben yapayım iğneni ya da hemşire.
Başkasına yaptırdığını görecekse bu gözler,
Dolmuş geldi bineyim la la laaaaaa"Son satırı böyle değildi ama dolmuş gelmişti ne yapayım. Hem sondaki la'yı uzatınca bütünlüğe uymuştu o satırcık da.
Dolmuşa bindim ve boş yer var mı diye baktım. Tabiki de vardı. Hastane durağı son duraktı. Dolayısıyla dolmuş hastaneye gelene kadar boşalıyordu. En arka koltuğa geçerek cam kenarına oturdum. Camı sonuna kadar açtım.
Yarın okula gidecektim. Birden içimdeki mutluluk parçaları bir nokta hâlini alana kadar küçüldü ve puf...
Şimdi bir de üstüne Deniz çıkmıştı. Okula gittiğim zaman onu göremeyecektim.Hiç beni ümitlendirmeye çalışmayın çünkü öyle Wattpad hikâyelerindeki gibi okula gidip Deniz'in okulumuza yeni gelen yakışıklı çocuk olduğunu falan öğrenemeyecektim. Çünkü o doktorluk öğrencisiydi. Yüzüm mümkünmüş gibi biraz daha asıldı.
Dolmuş beş dakikalık bekleyişin ardından harekete geçti. En önde oturan yaşlı bir çift ve şoförden başka kimse yoktu dolmuşta. Güzel güzel ilerlerken ilerdeki kasisi görmem benim için iyi değildi. Tekerlek üstü gençler. Şoför abim de sağ olsun geçerken yavaşlamadığı için arka tekerlekler kasisten geçerken bir tavana kadar hoplayıp geri yerime oturdum.
Eve varana kadar durduk duraklarda, aldık yolcuları. Kimi yolcu indi, kimi yolcu bindi. Dur git, dur git bizim durağa vardık. Asıl kritik anlar şimdi başlıyor. Allah'ın sakarı bir ben en arka köşede oturuyorsam ve dolmuş tıka basa doluysa ne olur bir düşünün bakalım?
Bol kafa vurmalı, tekme atmalı, ezilmeli büzülmeli, teyzelerin "tövbe tövbe" leri ve son basamakta ayak takılıp yere yapışmamak için uçmalı maratonun ardından nihayet dolmuştan inince derin bir nefes aldım. Ne gündü ama.
Bugün sadece iki kere düşmüştüm ki bu bir rekor benim için, bir doktora çarpmıştım ve ceza olarak yarına ödev almıştım, üstüne bir de aşık olmuştum. Ama en güzeli de neydi biliyor musunuz?
Yarın okula gideceğim için ödevi yapmak zorunda değildim.
Hehehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİRELA
فكاهةSağlık Meslek Lisesi'nde on birinci sınıf öğrencisi stajyer Ela'nın yaşamından kesitler sunacak bir hikâyedir. Eğlence amaçlı yazılmıştır. *** "Tembel hayvan mı daha üşengeçtir, tembel Ela mı?" O ben oluyor...