Medyada Billie Eilish - When The Party's Over
İyi okumalar...
5 yıl sonra
"Ben Ela ya da bildiğiniz üzere Hemşirela. Muğla Sağlık Meslek Lisesi'nin çılgın öğrencisi, Muğla Devlet Hastanesi'nin manyak stajyeri. Artık hemşireyim ama n'aber?"
Sil, sil, sil. Ela iki dakika ciddi ol be kızım. Son yazdığım cümleyi sildim ve mektubuma devam ettim. Evet, size mektup yazıyorum. Artık hikâyenin sonuna geldik ve size bu mektubu bir borç biliyorum. Saklayın, cenazemde okursunuz. Bundan sonraki hayatımı Wattpadlerden uzak yaşama kararı aldım. Ünlü olmak beni çok yoruyor dostlar. Ah! Neyse hadi mektuba devam.
"Mezun olalı beş yıl oldu. Emre'yle evlendim ve evet,düğünümüzde Buse'yi dövdüm. Şaka şaka artık büyüdüğüm ve Deniz'den hoşlanmadığım için öyle bir şey yapmadım tabii ki. Ya da Emre izin vermediği için de olabilir."
Gözlerimi devirdim. O kızı hiçbir zaman sevmeyecektim.
"Şu an bu mektubu size hastanede, hemşire odamda yazıyorum. Birazdan tedavilere başlayacağım, o yüzden Ela kaçar. Hadi kendinize iyi bakın, sağlıklı kalın.
Sevgiler Ela..."
Sağ elimi yeni belirginleşmeye başlayan karnıma koyarak gülümsedim. Sonra hemen ayağa kalkıp tedavi odasına koştum. İlaçları hazırlamayı bitiren Emre beni görünce gülümsedi. Aynı şekilde karşılık verip yanına gittim. Benimle aynı yerde çalışmak için baş hemşireye yalvarmıştı. Kadın da daha fazla dayanamayıp kabul etmişti. Evet aynı şehire ve aynı hastaneye atanmıştık çünkü bu bir hikâye ve bir de neden olmasın?
"Ela'm sen git otur, ben diğerleriyle hallederim. Değil mi arkadaşlar?"
Emre'nin seslenmesiyle odadaki üç hemşire başıyla onu onayladı. Hamile olduğumu öğrendiklerinden beri bana çok fazla iş yaptırmıyorlardı. Evet, artık benim de bir fasulyem var hehehe.
"Hayır olmaz öyle. Ben çalışmak istiyorum ve itiraz istemiyorum." deyip tedavi masasına yöneldim. Zaten hazırlanmış olan ilaçları ve hasta dosyalarını alıp çıkış kapısına yöneldim. Çıkarken Emre'ye altında 'Benim kararlarıma itiraz edersen bir sonraki hastam sen olursun." mesajı yatan bir öpücük atıp gülümsedim ve odadan çıktım.
İlk hastam seksene merdiven dayamış bir teyzeydi. Odasına girince gülümseyerek "Günaydın Aysel Sultan, bugün nasılsın?" diye sordum.
"İyiyim kızım. Kaç yaşındasın bakayım sen? Bir torunum var, hem de doktor. Pek yakışırsınız vallahi." deyince sıratarak cebimden eldivenlerimi çıkardım ve yüzüğümü kadının gözüne sokarcasına göstererek eldivenlerimi taktım. Yüzü düşen teyzem "Şimdiki kızlar da yüzük takmayı pek seviyor. Evli değilsin değil mi sen?" diye sordu. Kadın ısrar etmekte kararlıydı.
"Evliyim teyzem." deyip elimi karnıma götürdüm ve önlüğümü çekiştirerek küçük göbeğimi belirginleştirdim. "Bak bu da fasulyem." deyip sırıttım. Bir yandan da tedaviyi tamamlıyordum. Teyze de gülüp "Kısmet değilmiş. Başka adaylara bakayım ben bari." dedi. Ah hiç vazgeçmeyeceklerdi. Gülerek odadan çıktım.
Dört yıllık sağlık meslek lisesi macerasından sonra sevdiğim mesleği yapabiliyordum. Torununa eş arayan teyzeler, "Serum akmıyor." diye seslenen amcalar, iyileşmeleri için her gün dua ettiğim masum çocuklar, Emre nam-ı diğer müstakbel kocam, kopya almayı bilmeyen Yasin, "yakın" arkadaşım Zeynep, ilk aşkım Deniz, Dobby Leyla Hanım, şeytan Berkem, yılan Buse ve daha kimler kimler... Hepimiz bu hikâyenin birer parçasıyız ve...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİRELA
HumorSağlık Meslek Lisesi'nde on birinci sınıf öğrencisi stajyer Ela'nın yaşamından kesitler sunacak bir hikâyedir. Eğlence amaçlı yazılmıştır. *** "Tembel hayvan mı daha üşengeçtir, tembel Ela mı?" O ben oluyor...