Medyada Lana Del Rey - Young and Beautiful
Bayılırım bu şarkıya.
Bu bölümü tatlı hemşirem Small_hope 'ye ithaf ediyorum.
İyi okumalar...
Dünkü yoğun ve oldukça hareketli geçen günün ardından yeni bir sabaha uyanmıştım. Yataktan çıkmadan önce birkaç dakika tavanı izlemeye karar verdim. Bir yandan da Deniz'i düşünüyordum. Davetini kabul etmemekle kabalık etmiş miydim acaba? Çünkü eğer öyleyse kabalık edeceğime kalkıp okula gitmezdim daha iyi. Aslında ben okula gitmemeyi her şeye tercih ederim.
Üzerimdeki battaniyeyi tekmeleyerek yataktan kalktım. Gözüm masanın üzerindeki telefonuma ilişince elime aldım ve şifremi girdim. Şifremin ne olduğunu biliyorsunuz zaten. Hehe... hayır olamaz! Saat dokuzu yirmi altı geçiyor.
"Eyvah, eyvah! Geç kaldım!" diye bağırarak banyoya koştum. Annem neden uyandırmamıştı ki?
Aklıma gelen ufak kesitlerle durakladım. Annem işe gitmeden önce beni uyandırmıştı ama ben o gittikten sonra uyumaya devam etmiştim. Ah Ela!
Banyoda işlerimi halledip odama döndüm. Bugün hastaneye gitmeyecektim. Madem geç kaldım evde kendi kendime dans şov yapayım. Bilgisayarımı alıp Lana Del Rey'den Young and Beautiful'u açarak hafif sallanarak ve dönerek dans etmeye başladım. Aynı zamanda da sözlere eşlik ediyordum. Bu şarkıya bayılırdım.
Şarkı bittiğinde yeni bir tane açmak için bilgisayarıma doğru ilerlediğimde kapının çalmasıyla kapıyı açmaya gittim.
"Kim o?"
Ses gelmeyince kapıyı açtım. Aslında ses gelmeyince kapıyı açmamalıyız ama hep açarız.
Kimse yoktu. Kapıyı çalan her kimse dansımı böldüğü için meşhur beddualarımdan biraz almıştı. Kapıyı kapatarak odama gittim.
Şarkı dinledim, şarkı söyledim. Kedi kovalayan fare resmi çizdim. Müge Anlı izleyip gizem çözdüm. Aklıma izlediğim korku filmlerinden sahneler getirip kendimi korkutarak aksiyon yaşadım. Karnım acıkınca yemek yapamıyorum bari yumurta kırayım dedim. Sonra yumurta bile kıramadığımı hatırlayınca sadece dediğimle kaldım. Ama yok, zaman bir türlü geçmedi. Üzerimi değiştirip markete gitmeye karar verdim. Biraz şeker alayım da keyfim yerine gelsin. Telefonumu, anahtarımı ve biraz para alarak evden çıktım.
Yolda yürürken takip edildiğimle ilgili tuhaf bir hisse kapılmıştım. Arkamdan bir hışırtı gelince korkuyla arkamı döndüm. Kimsenin olmadığına kanaat getirince tekrar önüme dönüp yürümeye devam ettim. Hangi ergen paytak penguen benimle oynuyorsa onu gebertecektim.
"Ela."
Önce biri adımı seslendi, sonra da burnuma ıslak bir pamuk bastırıldı.
Fırsat bulduğum bir iki dakika çırpındım sonrası karanlık.
***
"Uyan artık Ela."
Hayır lütfen kaplan amca geyik ablamı yeme. Yazık daha evlenecek o. Daha yavruları olacak. Hayalleri var onun. Yeme, lütfen yeme! Hayır! Hayır!
"Hayır!"
Yattığım yerden ani bir hareketle doğruldum ve yanıbaşımda oturan Deniz'in de yerinden sıçramasına neden oldum.
"Deniz? Ne işin var senin burada? Neredeyim ben?"
Rüyalarım bile normal değildi. Oturduğu sandalyeden kalkıp oturduğum koltukta yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMŞİRELA
HumorSağlık Meslek Lisesi'nde on birinci sınıf öğrencisi stajyer Ela'nın yaşamından kesitler sunacak bir hikâyedir. Eğlence amaçlı yazılmıştır. *** "Tembel hayvan mı daha üşengeçtir, tembel Ela mı?" O ben oluyor...