8.BÖLÜM ''Rakip''
Herkesin ezeli bir düşmanı vardır.Bir rakip...Ve o rakibiniz öyle bir anda çıka gelir ki yıllardır hiç bulamadığı zafınızı bulur ve her şey alt üst olur.
Yıllardır birbirine düşman iki insan...iki erkek...iki grup...Bu cehennemin kuralıydı sanki düsmanın yoksa efendi olamazsın.Avran cidden cehennemin efendisi olabilir ve karşımızdaki çocuk o cehenneme comak sokmaya calışan güçe doymamış aç bir kurt.Aralarındaki düşmanlığı sezebiliyordum.İki ezeli düşman...bakışlarından anladığım kadarıyla cidden nefret ediyorlar birbirlerinden peki neden? Güç yüzünden mi belki gururdu belkide...bir kız? İçimde anlamsız bir sızı oluştu.Avran'ın başka bir kızı sevme düşüncesi ve onun için kavga etmesi bu düşünce yüreğimde anlamsız bir acıya sebep olsada yılların tecrübesiyle yüzümde belli etmedim.Belki gözlerim gercekleri gizlemeyebilir ama yüzüm mimiklerim hareketlerim kesinlikle bir duvar gibi hiçbir duygu dışarı çıkamaz.Ama gözler...gözler ruhun aynasıdır...gercektende öyle.
Bakışlarım bir Avran'a birde ela gözlere gitti.Sanırım birbirlerini ayak üstü göz temasıyla yoketmeye calışıyorlar ama işin ilginç tarafı ela gözler benim üzerimdeydi ve çakır gözler beni sahiplenircesine bakıyordu.Bu durumdan sıkılmıştım.
Ela gözler bir bulmacayı cözmek ister gibi yüzüme bakıyordu çakır rengi gözler ise beni nasıl koruyacağını kestirmeye calisiyordu.Ve ictigim ickinin etkisiyle oflayarak yerimden kalkarken ''tamam kestik bu kadar bakışma yeter'' diyip sıkkınlıkla gözlerimi devirdim.Ela gözlerden bu sözlerimle bir parilti gecti ve alici gözüyle beni süzmeye başladı.Avran ise sadece bakıyordu.Bende ickinin verdigi yetkiyle başim dönsede yürek yemiş gibi ayaklandım.Kabul bir iki kere icmistim viski oda babamlayken ama bir iki yudumdu daha fazlası değil ve şimdi içki cidden çarpmıştı alışık değilim zaten bu yüzden bir badakla hemen sarhoş oldum.Harika birde bu eksikti!!
Masadan kalkip giderken ikisinede dönüp baktım.Sonra gözlerim onu Avran'ı buldu.İntikam vakti.Çevredeki insanlara aldırış etmeden,bakıslari umursamadan masanin kenarinda durdum.İpler simdi benim elime alma zamanı sinsice Avran'a sırıttım.İkisinide işaret edip ''siz ikiniz gözlerinizle birbirinizi kesip doğramaya devam mı edeceksiniz yoksa var olan dilinizi kullanacak mısınız?? Burdaki insanlar Sizi beklemek zorunda değil.''
İkisininde çenesi kasıldı.Çünkü ikisininde hakim olduğu bir otorite var ve ben o otoriteye laf etmiştim.Sesim emir verir gibi çıkmıştı.Avran'ın cenesi kasilsada bu hareketim onun hoşuna gitmiş gibi sırıttı.Sırıtışı bile ayrı bir güzel.Avran derin bir nefes alıp gözlerimin icine bakarak ela gözlü çocuğa hitaben konuşmaya başladı.
''Bugün burda olmamalıydın Turgay.'' adının Turgay olduğum cocuğa baktı.Onunla birlikte benimde bakışlarım ela gözlere gitti.Konuşmasına devam etti.''Yine eceline mi susadın? Buraya en son geldiğinde ne olduğunu unuttuysan hatırlatabilirim.''sesindeki imayla Avran'a baktım.Bakışları soğuktu.Hatta buz gibiydi.İfadesiz soğuk icindeki karanlığı yansıtacak türden yıkılmaz bir duvar.Onu bu kadar karanlığa sürükleyen neden neydi? Gözlerinde gördüğüm karanlık onun benliğini yansıtıyordu.Avran cidden karanlığın ta kendisimiydi? İnanmak istemesemde öyle gibi duruyordu tüm heybetiyle.Zaten kendiside demişti,katil olduğunu ama inanmamıştım.
Beni düşüncelerimden ayıran tok bir erkek sesiydi.Turgay sonunda konuşmaya karar vermişti.Gözlerini benden ayırıp Avran'a baktı.''Buna gerek yok eski dostum. Uzun zamandır meydanı boş bıraktım geri geldiğimi herkes bilsin istedim.'' dostum kelimesi vurgulama sekli gozumden hiç kacmadi.Bir şey ima etti ama neyi ima ettiğini anlamasamda mesaj zaten yerine ulaşmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKINTILI AŞK
Ficțiune adolescențiHayal dunyaya bahsiz doganlardandi.Annesi bir fahise ve uvey babasi bir kadin pazarlamacisi.Hayal bu hayattan kurtulmak icin cok calisip istedigi basariyi saglarken ansizin zengin,umursamaz,sapik,tehlikeli ve psikopat olan genc yakisikli Avran Sönme...