"Hawk Moth burada."
"Bu nasıl... Nasıl olur?"
"Bu kez durum çok ciddi. Paris'te ki herkesi kontrolü altına alıyor."
"Başa çıkabiliriz, çıkmalıyız."
Kara kedi başını sağa ve sola salladı. Başa çıkabileceklerinden umutlu değildi, çıkamazlardı. Ancak çıkmaya çalışabilirlerdi.
"Çıkamayabiliriz belki ama çıkmaya çalışabiliriz." Uğur böceği ortağını başı ile onayladı. Ardından önüne döndü ve ayağa kalktı. Yoyosunu bir binadan bir binaya fırlattı. Kara kedi ise ortağının peşinden ilerliyordu. "Herşeyin kaynağı Hawk Moth ise ona ulaşmalıyız. Koru beni Kara kedi."
Uğur böceği hareketlerini daha da hızlandırdı. Kara kedi ise etraftan gelen darbelere engel olmaya çalışıyordu. Uğur böceği bir kaç metre uzağında ki Hawk Moth'u görünce duraksadı. "İşte orada!" Kara kedi bakışlarını Hawk Moth'a çevirdi.
"Ona doğru gitmeliyiz, elimizi çabuk tutmazsak bir çok kişi zarar görür. Bu kez herkesin gözü dönmüş." Uğur böceği ortağını onayladı. Ardından Kara kedi ekledi. "Çabuk ol, arkandayım!" Uğur böceği bütün gücüyle Hawk Moth'a doğru koşmaya başladı. Bir çatıdan bir çatıya atlıyor, daha sonra tekrar koşuyordu. Arkasından ise onu koruyan Kara kedi ilerliyordu. Uğur böceği koşarken, Kara kedinin sesi duyuldu. "Uğur böceği... Eğer öleceksek, ölmeden önce ortağımın kim olduğunu bilmek istiyorum." Uğur böceği büyük bir sinir ile Kara kediye baktı. "Ne saçmalıyorsun sen!? Kimse ölmeyecek, elini çabuk tut."
***
Uğur böceği en sonunda Hawk Moth'un yanına vardığında göz göze geldiler. Uzun süre geçmeden Hawk Moth'un o tiksindirici sesi duyuldu. "Ah... demek Paris'in küçük kahramanları da gelmiş. Üzgünüm Uğur böceği, ama sana söylemiştim. Eğer siz vermeyecekseniz, ben alırım." Uğur böceği yüzünü buruşturdu. "Asla, alamayacaksın. Hiçbir zaman pes etmedim, şimdi de etmeyeceğim. Sana boyun eğmeyeceğim Hawk Moth!"
Hawk Moth gülümsedi. "Bu kez değil."
Uğur böceği ağlamaya başlamıştı, elinden oyuncak bebeği alınmış bir çocuk gibi. Bu kez ne yapacağını bilmiyordu. Sadece pes etmemesi gerektiğini biliyordu. Hawk Moth ile savaşacaktı. Ona onun planını uygulayacaktı, onun mucizesini alacaktı. Uğur böceği yoyosunu Hawk Moth'a fırlattı, ancak Hawk Moth daha hızlıydı. Hawk Moth'un Uğur böceğinin hamlelerine karşı hamlesi kelebekleriydi. Onu da diğerleri gibi kötüleştirecekti, kendine itaat ettirecekti. Ancak Uğur böceği de hızlıydı. Uğur böceği tam yoyosu ile Hawk Moth'un asasını kavramıştı ki, Hawk Moth geri bir hamle yapıp Uğur böceğini düşürmeyi başardı. Uğur böceği yerde acı ile kıvranıyordu, Hawk Moth'un ise beynini hırs bürümüştü. Sanki... Sanki beyine aç bir zombi gibiydi. Acımıyordu. Uğur böceği zorlukla ayağa kalktı. Hawk Moth'a karşı tek olamıyordu. Kara kedinin durumuna bakmak için arkasını döndü, o da bayağı zor durumdaydı. Uğur böceği düşünüyordu, ne yapacağını. Ta ki sırtında hissettiği sivriliğe kadar. Birden görüşü bulanıklaştı. Kara kedinin sesini duydu. "Uğur böceği!" Kara kedi hızla Uğur böceğinin yanına koştu. Çaresizce bakıyordu, Uğur böceği kollarına düşene kadar. Ağlıyordu ve ağlıyordu. Ortağı ile birlikte yere yığıldı. "U-uğur böceği, se-sen..." Devamını getirmeye gücü yetmemişti genç oğlanın. Ama Uğur böceği gülümsüyordu. "Ma-marinette. Marinette Dupain - Cheng." Kara kedi Uğur böceğinin zorlukla verdiği cevaba karşı duraksadı. Birşey diyemiyordu, sadece ağlıyordu. "Öğrenmek istiyordun ya hani, be-beni sevmek istiyordun. Bu-bunun için izin vermedim, be-ben asla senin düşündüğün gibi bir kız değildim. Be-beni se-sevmene izin verseydim hayal kırıklığına uğrayacaktın."
"Plagg pençeler gitsin." Uğur böceğinin önünde bir anda sevdiği oğlan belirdi. Ancak Uğur böceğinin şaşırmaya bile gücü yetmemişti. Sadece gülümsüyordu. "Se-sen Adriensın." Adrien zorlukla kafasını salladı. Uğur böceği ağlıyordu ama engel olmaya çalışıyordu. "Ha-hayır a-ağlamayacağım." Adrien, Uğur böceğinin gözlerine gözlerini kenetledi. "Ağlarken de güzelsin."
"Sa-sanırım bu sefer... bu se-sefer gerçekten ko-kollarında ölüyorum."
"Acıyor mu?"
"A-acımıyor, bu-bu mü-mükemmel birşey. Se-sevdiğim i-ilk kişinin, daima se-seveceğim kişinin ko-kollarındayım."
"Hayır, hayır, hayır. Seni daha yeni kazanmışken kaybedemem."
"So-sorun de-değil."
"Sorun Marinette, sorun!"
"Ya-yaşlı, sa-sade ve da-daha akıllı o-olduğun zaman, ge-geçirdiğimiz tü-tüm tehlikeleri ha-hatırlayacak mısın?"
"Hiç unutmayacağım..."
"Gü-güzel... Se-seni se-seviyorum, seni seviyorum A-Adrien A-A-Agreste."
"Marinette!"
"Ö-önemli de-değil, ge-gerçekten. Sa-sadece bu-bunlardan ku-kurtul ve a-aileme sö-söyle." Genç kızın gece mavisi gözleri ebediyen kapanmıştı artık.
Vücut ısısı normal bir insanın vücut ısısından farklılaşmıştı. Adrien dudaklarını önce dudaklarına, daha sonra burnuna ve daha sonra da gözlerine bastırdı genç kızın. "Lü-lütfen gö-gözlerini aç. Se-sen değil miydin, se-seni sevmemi isteyen? Se-seni seviyorum Marinette! Se-seni seviyorum!"
Yerde bulduğum gökyüzüm gitti.
Ben de öldüm, ikinci kez.
SON
***
Sonları hiç beceremem, biliyorum berbat bir son. Kötü son yapmamın nedeni, kitaba başladığım da aklım da kötü son yapmak vardı. Yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Mavisi [Tamamlandı]
Fanfiction"Sadece seni seviyorum de" ?/07/2017 [Tamamlandı]