13

2.2K 141 48
                                    

Uyandığımda, henüz sabah olmamasına şaşırmıştım. Telefonumu alıp saate baktığımda saat tam, 00.30'u gösteriyordu. Kafamı sağ tarafa çevirdiğim de ise, gördüğüm kişiden dolayı çok şaşırmışım.
...
Yatağımın, yanındaki sandalye de iki büklüm olmuş, uyuyan bir adet Adrien duruyordu.
O kadar çok şaşırmıştım ki, sadece bakmakla yetindim.
Neden buradaydı ki?
Ne zamandır buradaydı?
Onu uyandırmaktan çekinmeden,
Ona doğru uzanıp, göğüsünde birleştirdiği koluna, bir kaç kez dokundum.
Ardından, zümrüt yeşili gözlerini gördüm.
-"Adrien...?" Dedim fısıldarcasına.
Bana baktı, yeni yeni kendine gelmeye çalışıyordu.
-"Aa. Uyandın mı?"
-"Evet, sen neden buradasın?"
-"Aaa. Evet, şeyden dolayı; annen ve baban, sen uyurken yanına geldiler.
Yanında kalmaya ısrar ettiler. Elizabeth'de evlerine gidip dinlenmeleri için ısrar etti, kabul etmediler. Bende araya atladım, Marinette ile ben kalırım dedim. Kabul ettiler."
-"Ha, tamam."
Sandalyede doğrulduktan sonra, bakışlarını tekrar bana yöneltti.
O dediklerimden sonra, ondan çok utanıyordum. O büyük ihtimalle unutmuştur, beni çok önemseseydi ona olan aşkımı anlamış olurdu.
-"Şimdi daha iyi misin",
Diyerek sessizliği bozdu.
-"Daha iyi"
-"Güzel"
Başımla onu onayladım.
-"Benden çekinmene gerek yok, yani uyumaya devam edebilirsin..."
Dedi, böyle birşey demesi biraz garip geldi.
Ondan çekindiğim doğruydu ama "uyumaya devam etmek?" Çok saçma geliyordu. Kim ederdi ki? Sonuçta biz sadece "arkadaşız".
-"Marinette?"
Düşüncelerime daldığımı farketmemiş olacaktım ki, adımı söylemesi ile kendime geldim.
-"Ha?"
-"İyi misin?"
-"Gayet"
-"Peki"
-"Sen neden uyumaya devam etmiyorsun?"
-"Buraya uyumak için gelmedim"
Deyip, bana en içten tebessümünü yolladı.
-"Peki"
-"Peki"
-"Pe- Ah tamam! Senden utanıyorum, Adrien."
-"Nasıl yani?"
Yüzüne karşı, pat diye söyleyince; morali bozulmuş olacaktı ki, yüzünü kaplayan tebessümünden eser kalmamıştı, bu beni de üzmüştü.
-"Kazanın olduğu gün, sana söylediklerim..."
-"Ah o mu? Unuttum bile."
Böyle demesi beni yıkmıştı. Söylediklerimden utansam bile, o kadar anlamsız mıydı, söylediklerim? Onun için, hiçbir şey ifade etmiyor muydu?
-"Gerçekten mi?"
-"Gerçekten"
-"O kadar anlamsız mıydı, söylediklerim? Adrien..."
Yüzüme bakakaldı, ne diyeceğini şaşırmış olmalıydı ki, kelimeleri bir araya getirmekte zorlandı. Ama onunla kavga etmeyecektim.
-"Ha-hayır... Marinette, ya-yanlış anladın. Öyle demek istememiştim."
-"Bunu bir "kavga" olarak kabul etme, Adrien... Sadece soru sordum. Tamam mı? "Arkadaşlığımızın" bozulmasını istemeyiz, değil mi?"
Deyip, yüzüme buruk bir şekilde gülümsedim.
Oda beni kafasıyla onayladı.
Ona söylemek istediğim çok şey vardı, ama söyleyemezdim.
Ağlamak, bağırmak, hıçkırıklara boğulmak istiyordum. Her kız gibi...
Gözlerim doldu, gözyaşlarıma hakim olamadım, olamazdım.
Yanağımdan süzülüp giden gözyaşlarımı, farketmemesi için kafamı aşağı doğru eğdim.
Gözyaşlarımın bazısı, tenimde ki yarala düşüp yakıyordu. Bazısı, kurumuş ve çatlamış olan dudağıma düşüp yakıyordu.
Neden her âlikarda benim canım yanıyordu? Neden?
Hem fiziksel acımdan, hem de kalp acımdan dayanamıyordum.
Her kız gibi depresyona girmek, bağırıp çağırmak istiyordum.
Belki de akumalanmak!
Süper kahramanım diye ben üzülemezdim...
Ama umurumda da değildi artık.
Neden ben oldum ki? Neden? İstemiyorum...
Yanağımdan hızla akıp giden gözyaşlarım, şiddetlenmişti.
Büyük ihtimalle gözlerini bana dikmişti, Adrien.
Konuşsam hiç olmazdı, kafamı kaldırsam gene olmazdı.
Her zaman mucizeye ihtiyacım olduğu gibi, şimdi de vardı!
Çenem de bir el hissetmem ile, bütün düşüncelerim dağıldı.
-"Marinette... Ağlama..."
Bir kez daha rezil olmuştum, işte!
Kafamı kaldırıp ona baktım, bir bahanem vardı. Ne kadar geçerli olursa...
-"Gözlerim çok yanıyor, neden bilmiyorum. Ama sanırım ateşim var."
-"Doktor çağırmamı ister misin?"
Elimi alnıma koydum, biraz umutsuz bir şekilde.
Gerçekten de ateşim vardı,
Mucize olmuştu, en azından...
-"Olur"
Demekle yetindim, ona baktıkça daha çok ağlayasım geliyordu. Buda beni kahrediyordu. Sevdiğim çocuğa rezil oluyordum, zayıf görünüyordum...
Ayağa kalktı ve odadan çıktı.
...
Bir kaç dakika sonra, odaya Elizabeth ile döndü.
Elizabeth, yanıma yaklaşıp ateşimi kontrol etti.
Ardından,
-"Evet, biraz ateşin çıkmış"
Dedi ve devam etti.
-"Sana antibiyotik vereceğim, Marinette. Daha sonra dinlensen daha iyi olur"
Onu başımla onayladım.
Ardından, odamda bıraktığı sağlık malzemeleri ile dolu tekerlikli masadan birkaç ilaç aldı ve bana verdi.
Bir tane ateş düşürücü hap ve antibiyotik şurup.
İkisinide içtikten sonra,
-"Evet, şimdi uyuyabilirsin. Sabah daha iyi olacaksın"
Dedi ve bana gülümsedi.
-"Peki" demekle yetindim.
Odada ki Adrien, gözlerini bana dikmişti. Bu durumdan rahatsız olmuyor değildim.
Ardından, Adrien'ın sesi duyuldu.
-"Ben aşağıdayım, Marinette"
Dedi.
Onu başımla onayladım.
İlk önce Adrien daha sonra Elizabeth odadan çıktı.
Ağlamak istiyordum, hıçkırıklara kapılmak. Oda büyük olduğu için yankı yapabiliyordu.
Bastıramadığım, hıçkırıklarımı ve gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Hıçkırıklarımın duyulmaması için, altdudağımı dişledim.
____________________
Bölüm kısa oldu ama olsun.
Okuduğunuz için tşkler ^^

Gece Mavisi [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin