Marinette'in dilinden;
Uzun ve düşünceli geçen bir yolculuğun ardından, eve varmıştık.
Evim, görüş alanıma girdiğinde büyük bir iç çektim. Hastane benim için hapishane gibiydi. Gerçi kimse hastaneye düşmek istemez ama benim durumum farklıydı. Sonunda çizim defterime, canım ipliklerime ve en önemlisi Tikki'ye kavuşacaktım.
Babam arabayı parkettiğinde, kapıyı açtım ve arabadan fırladım. Yola fırladığımı hiç farketmemiştim. Bir anda kulağımda, ard arda çalan korna sesleri yankılandı. Kafamı yana çevirip baktığımda ise bana doğru gelen, hızından dolayı fren yapamayan bir araba gördüm. İşte o anda, kocaman bir şok yaşadım. Sanki bütün vücudum donup kalmıştı. Tek yapabildiğim, öylece bakmaktı. Bu esnada, dolan gözlerimi serbest bıraktım ve gözyaşlarımın yanağımdan süzülüp gitmesine izin verdim.
-"Marinette!"
Bir ses resmen adımı haykırdı ve o anda, üstümde bir güç hissettim. Bana araba çarpmaması için büyük ihtimalle beni ittirmiş olmalıydı.
Benim yaptığım şey ise, gözyaşlarımın sicim sicim akmasına izin vermekti.
Adımı haykıran ses tekrar konuştu. Bu Adrien'dı. Sesi titrek çıkıyordu,
-"M-marinette? Sen iyi misin?"
Sadece kafamı belli belirsiz salladım.
Ardından tekrar konuştu,
-"Tamam, tamam. Sakin ol. Geçti."
Dedi, beni avutmaya çalışıyordu.
Ardından bana sarıldı. Bense hâlâ olayın etkisi altındaydım. O kazadan sonra, tekrar böyle bir an yaşamak benim için eziyet gibiydi.
Ardından, annem ve babam yanımıza geldiler. Üçü birden beni avutmaya ve şok etkisinden çıkarmaya çalışıyordu.
Benim gözümde, kaza anı film şeridi gibi geçiyordu. Bense, gözyaşlarımda boğuluyordum. Kendimi toplamam gerektiğini anladığımda, onlara kulak verdim. Adrien'sa, bana sarılıyor, parmaklarımı saçıma geçirip okşuyordu. Ve kulağıma aynı şeyi fısıldıyordu "Geçti, geçti. Sakin ol, Marinette."
Onun sıcak nefesi boynuma çarpıyor, beni ısıtıyordu. Benim gözyaşlarım ise, onun yanaklarını ıslatıyor, omzuna düşüyordu.
Boğuk ve titrek bir ses ile, onların avutuşlarına cevap verdim.
-"Tamam, tamam. Sakin olun. Be-ben iyiyim. Sakin olun."
Dedikten sonra, Adrien ile ikimizin durumunu süzdüm.
İkimizde diz çökmüş vaziyetteydik. Adrien bana sımsıkı sarılıyordu.
Ben, sakin olduğumu dile getirdikten sonra ayrıldı ve yüzüme baktı. Yüzüme buruk bir gülümseme takındım ve ortamı yumuşatmak için acayip soğuk bir espri yaptım.
-"Ah. Hadi ama abartmayın! Sadece ölümden döndüm."
Ayağa kalktım ve Adrien'a elimi uzattım.
Elimi tuttu, onu zorda olsa çektim.
Ortamı yumuşatmaya çalışıyordum çünkü eğer bu olay olmasaydı, evde Adrien ile romantik anlar yaşayabilirdik. Ve ben hâlâ bunun olabilmesi için ortamı yumuşatmaya çalışıyordum.
-"Hey! Cidden ben iyiyim, ben Marinette'im. Eh. Hastaneden çıktığım ilk günümün, ilk sakarlığı."
Dedim, herkes yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdi. Anne ve babama sarıldım. Birbirimize gülümsedik. Daha sonra, Adrien'a döndüm; onada gülümsedim.
-"Eh. Teşekkürler dostum!"
Gerçekten çok saçma bir teşekkürdü.
Adrien'da bunu anlamış olacaktı ki; tek kaşını kaldırdı. Sonra tekrar buruk gülümsemesini belli etti.
-"Artık görevim haline geldi, ne demek."
Gülümsememi daha çok belirginleştirdim ve tekrar konuştum,
-"Ee, hadi eve geçelim. Olur böyle sakarlıklar. Özellikle benim hayatımda."
Bunu dememin üzerine, ilk önce ben olmak üzere hepimiz eve doğru yürüdük. Babam eve girmemiz için kapıyı açtı, hepimiz eve girdik. O anda aklım başıma geldi. Benim odam, Adrien'ın fotoğraflarıyla doluydu!
Ben kendime kızarken, annem konuştu;
-"Çocuklar, siz yukarıya Marinette'in odasına çıkın. Bizde size atıştırmalık birşeyler getiririz." Dedi, o esnada ise ben ne halt edeceğimi düşünmekle meşguldüm.
Başıyla onayladı, Adrien. Şüpheli davranmak istemiyordum. O yüzden herhangibi bir açık vermedim. Halledecektim bir şekilde. Ben önden yürüdüm ve büyük bir güçlükle merdivenlerden çıktım.
Odaya girdim ve hâlâ merdivenlerde çıkmakta olan Adrien'a baktım.
Hemen bir bahane uydurmazsam, rezil olacaktım.
-"Eh. Adrien..."
-"Evet?"
-"Ehm. Ahm. Yani, şey demek istediğim: Iıı... Saçında bir şey var!"
-"Ne? Ne var?"
-"Bilmiyorum. Birşey işte. İstersen lavaboya gidebilirsin, alt katta."
-"Tamam." Dedi ve çıktığı merdivenden geri inmeye başladı. En sonunda ayakları zemine değdiğinde, lavabonun yerini tuttu. Bende, derin bir iç çekip; oturduğum zeminden kalktım. Fotoğrafları tek tek toplayıp, tasarım kutuma atmaya başladım. Her an gelebileceğini düşünüp, dahada hızlandım. Hepsi bittiğinde tekrardan koca bir iç çektim ve kendimi yatağımda buldum. Yorulduğum zamanlarda otomatik olarak yatağıma yatıyordum. O kadar rahat gelmişti ki, hastaneden sonra. Kalkmak için çok acele etmedim. Yatakta iyice yayıldım ve yumuşacık yastığıma kafamı bastırdım. Bu nedensizce o kadar iyi hissettiriyordu ki... Adrien, tekrar aklıma geldiğinde doğruldum ve kendime çeki düzen verdim. Kaza gününde saçlarım açıktı, öylede kalmıştı. Tam herzaman ki gibi, iki yandan bağlıyacakken; biraz değişikliğin fena olmayacağını düşünüp, kolaylıkla tepeden bir topuz yapıverdim. Ardından, odaya Adrien girdi ve gözleri beni bulur bulmaz konuştu,
-"Eee. Napıyoruz?"
-"Bilmem ki, bana herşey uyar."
-"Peki." Elini çenesine koydu ve kaşıdı. Belki düşündü belki de düşünür gibi yaptı. Ama asıl dikkatimi çeken aşırı tatlılığıydı. Kısa bir süre sonra; ekledi,
-"Eee. Ders çalışalım?"
-"Bana uyar."
-"Peki."
Dedi ve yatakta yanımda ki yeri aldı.
Yatakta ikimizde oturuyorduk, ders çalışacaktık ve benim bu durumda kitap çıkarmam gerekiyordu. Bunu aklıma getirinci aniden doğruldum. Henüz dersi çalışaçağımızı bilmiyordum ve bu sebeple; Adrien'a sorumu yönelttim.
-"Adrien?"
-"Evet" dedi, o sırada kalçamı çalışma masasına dayamış; ona sırada ki sorumu yöneltmeye hazırlanıyordum.
-"Hangi dersi çalışacağız?"
-"Imm. Bilmem, sence?"
-"Matematiğe ne dersin?"
-"Olur derim"
Cevabı işittikten sonra, üç tane matematik test kitabı kaptım ve Adrien'ın yanına geçtim.
Ardından, oda bana bir soru yöneltti.
-"En sevdiğin ders ne?"
-"Imm. Tarih. Ya senin?"
-"Matematik."
-"Güzel seçim." Dedim ve kitapları açtım. İkisini Adrien'ın önüne koydum....~
Yaklaşık 30 dakikadır soru çözüyorduk, o esnada annem ve babam odaya yiyecek birşeyler getirmişti. Ama ben artık soru çözmekten bunalmıştım. Ve Adrien'a daha farklı şeyler yapabileceğimizide yönelttim.
-"Otuz dakikadır soru çözüyoruz, biraz sıkmadı mı sence?"
-"Otuz dakika ve sıkmak mı? Benim evde bir günümün tam sekiz saati özel ders ile geçiyor."
Verdiği cevap ile, gerçekten büyük çaplı bir şok geçirdim. Ve bunu da gayet açık bir şekilde gösterdim.
-"Ne? Sekiz saat mi? Ciddi olamazsın."
-"Gayet ciddiyim."
-"Vay be! Saat kaçta kalkıyorsun?"
-"Beşte. Okul öncesi bir saat özel ders alıyorum. Altıdan yediye kadar kişisel işlerimi yapıp, yedide okula gidiyorum. Üçte okuldan döner dönmez, saat ona kadar yedi saat özel ders görüyorum. Tabi ka-..."
-"Off. Baya zormuş bu durum. Yedi saat boyunca hiç sıkılmıyor musun?"
-"Tabi on dakikalık aralar oluyor ama arada lavabo bahanesi ile ara verebiliyorum, en azından."
-"En azından. Neyse, şuan ders çalışmayalım bence, görüyorum ki biri yeterince fazla ders çalışıyor."
-"Hmm. Peki ne yapalım?"
-"Eh. İşte o konu sıkıntı, o konuda hiç bir fikrim yok."
-"Resim çizebiliriz belki?"
-"Bana uyar?"Şuan ikimiz de yatakta oturuyorduk. Yataktan kalktım ve iki adet kağıt ve tutucu aldım. Kağıtları tutuculara taktım ve çizim kalemlerimin olduğu kalem kutuyu aldım. Malzemeleri yatağa bırakıp birde yatağın önüne masa çektim. Ben çizim kağıtlarını yerleştirirken, Adrien lafa girdi.
-"Benim pek çizim yeteneğim yoktur ama."
-"Zaten, asıl "mucize" kendine inanmak, sonrası olağan şeyler. Değil midir?"
-"Haklısın."
...~
İkimizde çizimlerimize başlayalı, on beş dakika olmuştu. Ben elbise çiziyordum, neredeyse bitmişti. Sadece gölgelendirmesi kalmıştı. Birbirimize hiç bakmıyorduk, çünkü en sonda görüp heyecanı bozmak istemiyorduk. En sonunda gölgelendirmesini de bitirdiğimde kağıdımı tutucumdan çıkardım. Arada da ağzımıza annemin ve babamın getirdiği yiyecekleri atmayı ihmal etmiyorduk tabi.
Ağzıma bir kurabiye attıktan sonra, çizimini görmeyeceğim şekilde Adrien'a döndüm. Sanırsam o'da gölgelendirmesini yapıyordu.
İki dakika içerisinde resmini bitirdi.
-"Bitti!" Dedi ve bir iç çekti. Bana döndüğünde, yüzü şaşkın bir ifadeye yer vermişti.
-"Sen ne zaman bitirdin?"
-"Hmm. Güzel soru, yaklaşık yedi dakika önce."
-"Peki."
Çizimimi ona uzattım ve eline tutuşturdum. Bende onunkini aldım.
Baktığımda ise, şok oldum. Daha önce bir kaç defa gördüğüm annesinin resmini çizmişti Adrien, üstelik gayet başarılı bir şekilde.
-"Hani senin pek çizim yeteneğin yoktu?" Dedim, hesap sorar gibi.
-"Canım sıkıldığında annemin resimlerini, kağıda dökerim. Buda biraz geliştirdi beni."
-"Çok güzel olmuş, cidden."
-"Seninki de, gayet başarılı." Dedi ve ekledi,
-"Ayrıca, güzel zaman geçirdim. Ama şimdi gitmem lazım. Sonra görüşürüz."
Dedi ve gülümsedi.
Gülümsedim.
-"Bende. Geldiğin ve hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim."
-"Ha. Ve ayrıca... Bir daha ki sefere daha dikkatli ol."
-"Olurum."
Gülümsedik. Adrien ayağa kalktı, tam gidiyordu ki; onu durdurdum.
-"Ha. Adrien! Bir dakika."
-"Evet?"
Çizdiği resmi masanın üstünde kalmıştı. Kalemlerimi masaya yaydım ve resmi renkli şekilde gölgelendirme başladım.
Saçları sarı, gözleri; Adrien'ınkinden biraz daha kapalı bir yeşil olacak şekilde.
Saçları bittikten sonra, gözlerine geçtim. Gözleri önemliydi. Son derece dikkatli bir şekilde boyadım ve gölgelendirdim. Daha sonrasında, üst kısmını mavi bir bluzmuş boyadım. Uğur böceği iken, Adrien'ın odasında gördüğüm gibi. Dudaklarını da, tatlı bir pembe rengine boyadıktan sonra hazırdı. Hoşuma giden resimler için birsürü çerçevem vardı, birine koydum ve resme baktım. Gerçekten çok güzel olmuştu ya!
Adrien'a uzattım, gözleri parladı.
-"Bu çok güzel olmuş. Teşekkür ederim, Marinette."
-"Ne demek, senin başarın."
-"İkimizin." Dedi ve gülümsedi gülümsedim.
-"Tekrar teşekkür ederim, Marinette. Sonra görüşürüz."
-"Rica ederim, görüşürüz."
Aşağı indi, arkasından bende indim. Kapıyı açtım ve çıktı. Tekrar teşekkür edip, görüşürüz dedi. Bende rica edip, görüşürüz dedim. Gittikten sonra kapıyı kapattım ve odama çıktım.
Odamın eski düzenini sağladıktan sonra, kendime yatağa attım. Yorulmuştum, uyumanın iyi geleceğini düşünüp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Mavisi [Tamamlandı]
Fanfiction"Sadece seni seviyorum de" ?/07/2017 [Tamamlandı]