8. Bölüm: Hesaplaşma

4.7K 143 25
                                    


İyi geceler.... Aklıma fikir gelince yazmadan duramıyorum. Bu hikaye iki part olarak gelecek. Yorumlarınız kıymetli düşüncelerinizi merak ediyorum. Lütfen düşüncelerinizi yazın. İyi geceler iyi okumalar efendim....

Mayıs 2018

Eylem yalının büyük demir kapısından içeri girip arabasını durdurdu. Çantasını alıp arabadan çıktıktan sonra kendisini Kulaksız ailesinin emektarı Süleyman karşıladı. "Hoşgeldiniz Eylem hanım..." deyince Eylem de içten bir gülüşle başını salladı. "Günaydın... Neredeler bizimkiler?" diye mırıldandı. "Arka bahçede kahvaltıdalar buyurun..." deyip eliyle işaret edince Eylem de hızlı adımlarla arka bahçeye dolaştı. Biraz ilerisindeki kahvaltı masasında Yıldız hanım hararetle eşine ve oğlu Emir'e bir şeyler anlatırken Eylem de kendini hazırlayıp derin bir nefes aldı. "Günaydın..." neşeli sesiyle birlikte bakışlar Eylem'e dönerken genç adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşup ayağa kalktı. "Güzelim... Hoş geldin..." Eylem gülümseyerek adamın yanına yaklaşıp yanağına bir öpücük bıraktı. "Hoş bulduk..." deyip adamın yanındaki boş sandalyeye otururken evin yardımcıları da önüne kahvaltı servisini açmışlardı.

"Eylemcim geldiğin iyi oldu bende seni arayacaktım bugün... Düğün için mekana gidip hazırlanacak masaya bakmamız lazım ayrıca kullanılacak çiçeklere halen karar vermedik. Gerçi beyaz orkideler konusunda halen ısrarcıyım ama sen ne düşünüyorsun?" Eylem müstakbel kayınvalidesinin sözleriyle hafifçe kıkırdayıp önündeki çay fincanından bir yudum aldı. "Anne... Bu kadar büyük bir düğünü sen istediğin için Eylem ayak uydurmaya çalışıyor ama daha fazla zorlamasan zaten üç gün kaldı düğüne bitecek gidecek." Emir annesine söylendikten sonra yanında oturan kadına muzip bir şekilde bakıp göz kırptı. "Aman Emir... Sadece Eylem ve sen değil iki büyük aile de hayatlarını birleştiriyor tüm cemiyetin gözü bu düğün de... Aylardır bu düğüne hazırlanıyoruz. Bu arada Eylemcim gelinliğinin son provalarına katıldın öyle değil mi?" Eylem bıkkın bir nefes vermek istese de kibar bir şekilde gülümsedi. "Gelinlik eve geldi bitti tüm provalar..." Yıldız hanım tatmin olmuş bir şekilde başını salladı. "Güzel... Emircim sende evlilik öncesi parti vereceksen bu akşam ya da yarın yap... Sakın düğünden bir gün önce böyle bir şeye kalkışayım deme... Tabii sende Eylemcim..." Emir hafif bir kahkahayla başını sallayıp annesini onayladı.

"Ben zaten parti vermeyeceğim Yıldız hanım... İki günlük bir seyahate çıkmam gerekiyor öğlen birde uçağım var düğünden bir gün evvel burada olacağım vedalaşmak için geldim bugün aslında..." Emir merakla tek kaşını kaldırmış Eylem'e bakarken Yıldız hanımın da kaşları çatılmıştı. "Nereye gidiyorsun hayatım?" Eylem rahat bir ifadeyle gülümseyip Emir'e baktı. "Mardin'e gidiyorum..." masadaki şaşkınlık gittikçe artarken Orhan bey aklına gelen ihtimalle gözleri parlayarak gelinine bakmaya başladı. "Mardin nerden çıktı şimdi Eylem? Tam da düğün öncesi... Haber işleri filan mı yoksa?" Eylem Emir'in eline uzanıp hafifçe sıktı. "Mardin'den araç kiraladım Emir... Karabayır'a gideceğim Fethi'nin yanına..." Emir bir an donup kaldığını hissederken annesine kaçamak bakışlarla bakıyordu. Eylem elini Emir'den çekip kayınpederine baktı. "Fethi..." deyip sesinin titremesiyle susarak dudaklarını sertçe dişledi. Eylem ağzından adamın ismi her çıktığında içi gibi sesinin de titremesine engel olamıyordu. On beş yaşında onu ilk gördüğü günden beri bu durum hiç değişmemişti.

"Fethi'nin bu düğünde olmasını istiyorum..." Eylem'in mırıltısıyla Orhan bey memnuniyetle başını salladı. "Eylem... Fethi gelmez biliyorsun... Biz bile yıllardır görmüyoruz güzelim..." Emir Eylem'i ikna edici bir sesle konuşsa da Eylem başını iki yana salladı. "Biliyorum... Bende çok uzun süredir görmedim Fethi'yi... Ama o senin kardeşin Emir... Bizim çocukluğumuz bile birlikte geçti... Aranızdaki sorun ne bilmiyorum ama bu kadar ayrı kalmayı hak etmiyor bence... Bu konu üzerine yapılacak itirazları da kabul etmiyorum Emir... Fethi'yi görmek istiyorum..." Emir dikkatli bir ifadeyle bakışlarını Eylem'in üzerinde gezdirdi. Kendisini inatçı gözlerle izleyen kadını tanıdığında kendisi yirmi iki yaşındaydı. O zamanlar Eylem daha on beş yaşında olduğu için ona hep bir kız kardeş gözüyle bakmıştı. Eylem de zaten kendisinden sadece iki yaş büyük olan Fethi ile arkadaşlık etmeyi seviyordu. Aradan geçen on üç yıl Emir'den kardeşini kopartmıştı ama Eylem'i de hayatını sokmuştu. Kardeşine karşı işlediği günahları Eylem'e olan sevgisiyle temize çekmeye çalışıyordu.

ZAMANSIZ HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin