38. Bölüm : Hasret 3

1.6K 57 7
                                    

Üç Ay Sonra;

Genç kadın dalgın bir şekilde çardakta otururken bir yandan da biraz ilerisindeki yolu izliyordu. Günlerdir içindeki sıkıntıya engel olamadan derin bir nefes alma ihtiyacı hissederek önündeki dumanı tüten köpüklü kahvesinden bir yudum aldı. Aynı anda duyduğu sesle yerinde kıpırdanırken Fethi'nin atının üzerinde geldiğini gördü. Yüzünde rahatlamış bir ifade oluşarak ayağa kalkarken Fethi de geniş bahçeye girip ayından indi. Yanına koşturan kahya atı ahıra götürürken Fethi de gülümseyerek kadına yaklaşıp belinden tutup kendine çektikten sonra dudaklarına sıcak bir öpücük bıraktı. Eylem adamın sakallı yüzünü okşayıp "Hoşgeldin..." diye mırıldanınca Fethi de başını sallayıp bu sefer kadının alnından öpüp çardağa geçmelerini sağladı. Yan yana oturduklarında Eylem adamın elini sıkıca tutup meraklı bir ifadeyle yüzüne bakmaya başladı.

"Nasıl durumlar Fethi?" genç adam kadının sorusuyla sıkıntılı bir ifadeyle dudaklarını birbirine bastırdı. "Haberler peki iyi değil güzelim... İsyan buralara da gelmek üzere. Kendi doğup, büyüdüğüm topraklarda kaçak olabilirim buraya bizi bulup öldürmeye gelecekler." Eylem istemsizce nefesinin kesildiğini hissetti. "Gidelim o zaman... Bulamayacakları bir yer vardır bizi değil mi?" Fethi dudaklarını hafifçe diledi. "Bende bunu düşünüyorum Eylem... Araştırıyorum bizi küçük bir sandalla karşı kıyıya Türk topraklarına geçirecek birilerini ama..." deyip susunca Eylem de kaşlarını çattı. Fethi kadının gözlerine bakıp konuşmaya devam etti. "Babam buradan gitmeyi asla kabul etmez. Nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum ama onları arkamda bırakıp gidemem ben." Eylem anlayışla başını sallayıp adamın elini daha sıkı tuttu. "Merak etme sen hep birlikte gider konuşuruz. Ama önce Kerem ve Leyla ile konuşalım bence. Sonra da babanlarla konuşuruz. Buradan ne kadar çabuk gidersek hayatınızda o kadar az tehlikeye girmiş olur." Fethi sıkıntılı bir ifadeyle başını sallayıp kadını onaylarken Eylem de başını adamın göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı.

Fethi kucağındaki bebeği severken bir yandan da gülümseyerek kardeşine baktı. "Ne kadar büyüdü bu kız böyle yaaa doğduğunda minicik bir şeydi kucağa sığmıyor şimdi." Leyla abisinin sözlerine kıkırdarken Kerem de gözlerini açtı. "Maşallah de maşallah nazar değecek kızıma." Fethi keyifli gülerek bakışlarını bebeğe çevirip tombul yanaklarından öptükten sonra ayağa kalkıp hemen yanındaki ahşap beşiğin içerisine yatırdı. Üzerine ince battaniyesini örtüp yerine geri oturduğunda Leyla da kaşlarını çatıp abisine baktı. "Bir şey mi oldu biraz keyifsiz gibisiniz ikinizde" diye merakla mırıldandığında Fethi de sevdiği kadına kısa bir bakış atıp tekrar kardeşine baktı. "Buradan gitmemiz gerekiyor." Kerem az çok durumları bildiğinden hafifçe başını sallarken Leyla şaşkınlıkla abisine bakıp "Nereye gideceğiz?" diye mırıldandı. "Türk topraklarına geçebiliriz. İstanbul'a... Hayatımızı yeniden kurabiliriz. Paramız var dünyanın her yerinde yepyeni bir hayatımız olabilir." genç kadın abisinin sözleriyle yutkunma ihtiyacı hissetti. "Buradan yine kaçak gitmek zorunda kalacağız. Şimdiki durum buraya geldiğimizden çok daha tehlikeli üstelik bu sefer yanımızda bir bebek var. Ayrıca annemle babam gitmeye asla razı gelmezler. Burası onların toprakları bizim topraklarımız nasıl bırakıp gideceğiz?" Kerem karısının sorusuyla kaşlarını çatarken yerinde kıpırdadı. "Gülru'nun hayatta kalmasını bizimle büyümesini istiyorsak gitmek zorundayız Leyla. Çünkü bu defa o isyancılar bizi ele geçirdiğinde sadece Fethi ile beni değil hepimizi öldürecekler. Hem de acı çektire çektire öldürecekler. Fethi haklı en kısa zamanda daha güvende olduğumuz bir yere gitmek zorundayız." deyince Leyla'nın bakışları abisine döndü. "Abi... Annemleri nasıl ikna edeceğiz peki hiç düşündün mü?" Eylem kadının sorusuyla hafif bir nefes aldı. "Leyla hiçbirimiz istemeyiz ki gitmek. Ama her gün neler duyuyoruz öldürülüp malına mülküne el koyulan insanlar var. Öldürülen kadınlar kaçırılan çocuklar var. Onları kendi askerleri olarak yetiştiriyorlar kız erkek fark etmeden. Bunların bizim başımıza gelmesini annenle babanda istemez makul karşılayacaklardır." Leyla Eylem'in sözleriyle gözünden bir damla yaş süzülmesine engel olamadı. "Doğup büyüdüğümüz toprakları, evlerimizi bırakacağız." diye mırıldandığında Fethi de zorlukla yutkundu. Bu durum kendi canını da çok fazla yakarken bakışlarını beşiğinde kıpırdanan bebeğe çevirerek izlemeye başladı. Bir anda çalan kapı sesiyle herkes yerinde kıpırdanırken Kerem ayağa kalktı. Aşağı kattan evin yardımcısının kapıyı açma sesi ve bir takım konuşma sesleri gelirken merdivenlerden çıkan genç adamla herkes hafif bir nefes aldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZAMANSIZ HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin