15. Bölüm: Hatırla 4

3.5K 134 22
                                    

Dört Ay Sonra;

Eylem derin uykusundan uyandığında kapı zilinin çaldığını fark etti. Hafifçe içini çekip yatağından çıktıktan sonra saçlarını karıştırarak yatak odasından çıktı. "Uff ısrarla da çalıyor." deyip ayaklarını sürüyerek kapıyı açtığında "Fethi..." diye mırıldandı. "Güzelim... Günaydın..." adam kadının uyku mahmuru haline hayranlıkla bakarken elindeki kır çiçeklerini uzattı. "Senin için aldım..." Eylem yüzündeki gülümsemeye engel olamazken çiçekleri kucağına alıp kokusunu içine çekti. "Dün yolladığın yasemin çiçekleri daha güzeldi." adam kadının sözlerine kıkırdarken Eylem de geri çekilip adamın içeri girmesi için yol verdi. Fethi içeri girip kapıyı arkasından kapatınca uzanıp saçlarının arasına bir öpücük bıraktı. Eylemse kendini geri çekip şaşkın gözlerle adama bakmaya başladı. "Fethi... Uyku sersemliğimden yararlanıp öpüyorsun anlamadım sanma... Valla kovalarım seni evden..." Fethi'nin ağzı şaşkınlıkla açılırken başını iki yana salladı.

"İnanamıyorum sana... Peşin peşin ödülümü alıyorum sadece... Çünkü az sonra sana şahane bir Pazar kahvaltısı hazırlayacağım." deyip elindeki market poşetlerini gösterince Eylem de eliyle mutfak kapısını işaret etti. "O zaman sizi önden mutfağa alalım Fethi bey... Bende elimi yüzümü yıkayıp, üzerimi giyinip hemen geliyorum" deyince Fethi de kadının üstünde bacaklarının az bir kısmını kapatan tişörtten başka bir şey olmayan bedenini süzdü. "Böyle iyiymiş aslında yaa... Ev ortamı güzel..." deyip süzmeye devam ederken Eylem adamın omzunu hafifçe vurdu. "Yürü mutfağa hadi... Terbiyesiz..." kadının söylenmesiyle Fethi büyük bir kahkaha atıp mutfağa yönelirken Eylem de adamın arkasından belli belirsiz gülümseyip odasına yöneldi. Kısa sürede hazırlanıp mutfağa geri döndüğünde adamın keyifli bir ıslıkla kahvaltı hazırladığını gördü. "Kolay gelsin..." deyip tabureye oturduktan sonra kollarını tezgaha dayadı. "Teşekkür ederim... Buyurun efendim... Filtre kahveniz hazır... Yağsız sütlü..." Fethi kadının yanına yaklaşıp elindeki kahve kupasını kadının önüne bırakınca Eylem de kıkırdamaktan kendini alamadı.

Fethi maharetli ellerle hazırladığı çeşit çeşit kahvaltılığı mutfağın balkonundaki küçük masaya yerleştirince Eylem'le birlikte karşılıklı oturdular. Eylem iştahla kahvaltısını yaparken Fethi de belli etmemeye çalışsa da hayran gözlerle kadını izlemekten kendini alamıyordu. Dört aydır kadınla hemen hemen her günlerini birlikte geçirmişlerdi. Fethi kadının gönlünü almak için elinden gelen herşeyi yapmıştı. Eylem de fazla uzatmadan adamı affettiğini söylese de Fethi bir türlü kadının yörüngesinden çıkmyordu. Dört ay da kadına olan hayranlığının büyük bir aşka dönüştüğünün farkındaydı. Eylem'i ürkütmeden hep yanında olarak çeşitli inceliklerle kalbini kazanmaya çalışıyordu. Eylem de az çok bu durumun farkında olsa da görmezden gelerek adamın etrafında olmasına ses çıkartmıyordu. On sekiz yaşından beri aşık olduğu adamın kendisine aşık olması çok da beklediği bir şey değildi ama şu an da hayatından oldukça memnundu. Yine de adamın burnunu sürtmekten keyif aldığını da inkar edemezdi.

"Eylem..." adamın mırıltısıyla genç kadın bakışlarını Fethi'ye çevirdi. "Hadi kabul et çıkalım şu tatile güzelim yaa... Temmuz ayındayız tam mis gibi deniz havası alacağız..." Eylem bıkkınlıkla başını arkaya attı. "Yaa Fethi kaç kere konuşacağız bu konuyu? Olmaz... İkimiz başbaşa niye tatile çıkalım? Hem de senin yatınla... Hem de kaptan sen olacaksın miçonda ben... Bizden başka kimse olmadan... Mantıklı geliyor mu Allah aşkına sana?" kadının sözleri Fethi'nin yüzünde büyük bir gülümseme oluştururken heyecanla yerinde kıpırdandı. "Geliyor tabii... Hatta hayatım boyunca planladığım en iyi tatil bu... Ege... Akdeniz... Gezeceğiz... Hatta Yunan adalarına bile gideriz... Sen evet de şimdi yatı hazırlatayım yarın sabah gün aydınlanmadan yola çıkarız." adamın haftalardır süren ısrarı Eylem'in bıkkın bir nefes vermesine neden oldu. "Ufff... Yaa sen nasıl kullacaksın yatı hem? Olur mu öyle iki kişi... Ya bir şey olursa o zaman ne olacak?" Fethi kadının çocuksu bahanesiyle hafif bir kahkaha attı. "On yaşımdan beri yatlarla haşır neşirim... Yirmi sekiz yaşındayım... On yıl önce kaptanlık belgemi aldım... Hem benim gibi yakışıklı kaptanın olacak. O kaptan yat da senin aşçılığını da yapacak ve sen halen itiraz ediyorsun valla aşk olsun Eylem..." adamın sözleriyle Eylem'in dudakları ufak bir gülümsemeyle kıvrıldı.

ZAMANSIZ HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin