27. Bölüm: Kesişen Yollar 2

2.8K 135 28
                                    

Herkese iyi aksamlar... Bir Pazar akşamı bölümüyle geldim yeni sezon öncesi iyi gelir dedim:) Normal de bu kurguyu iki part düşünsem de üçüncü bir part daha gelecek haberiniz olsun. İyi okumalar efendim

Bir Ay Sonra;

Genç kadın ince askılı kırmızı çiçekli elbisesinin eteklerini düzeltip ayna da kendine son bir kez daha baktıktan sonra arkasını dönüp yatakta uyuyan kocasına bakmaya başladı. "Fethi... Hayatım hadi ama yaa... Herkes kahvaltı da bizi bekliyor." Eylem bir yandan konuşurken bir yandan da yatağa oturup Fethi'nin dağınık saçlarında parmaklarını dolaştırmaya başladı. Fethi kadının dokunuşlarıyla gülümsese de gözlerini açmadı. "Onlar yesin ben yorgunum güzelim hem bugün Pazar..." Eylem adamın konuşmasının bitmesinden sonra üzerindeki pikeye daha sıkı sarılmasıyla kıkırdadı. "Sümbül annenin Pazar kahvaltılarına ne kadar önem verdiğini biliyorsun ama... Hadi kalk Fethi yaaa bekletmeyelim." genç adam gözlerini aralayıp kadına baktıktan sonra elinden tutup öptü. "Yahu ikimiz de sabahın beşinde uyuduk saat şu an dokuz buçuk sen nasıl bu kadar güzel oluyorsun bakalım ayıp değil mi?" Eylem Fethi'nin sözleriyle kıkırdarken omzunu nazlı bir ifadeyle silkti. "Eee Fethi Ağam ben yeni gelinim öyle süklüm püklüm mü dolaşacağım mazallah ne derler sonra.." Fethi kadının sözleriyle hafif bir kahkaha atıp Eylem'i kolundan tutup kendine çekti. "Kaç kere dedim ağa deme diye inadına mı yapıyorsun gelin hanım?" deyip kadının çıplak omzundan koklayarak öptükten sonra kendine daha çok çekip boynundan da öptü. "Yaaa Fethi rahat dur ama... Hadi kalk şu yataktan da inelim aşağı." Eylem bir yandan söylenip bir yandan da kendini adamın kollarından kurtaraıp yataktan çıkınca Fethi de homurdanarak yataktan çıkıp odanın içindeki banyoya ilerledi. Fethi kısa sürede hazırlanınca el ele odadan çıkıp konağın merdivenlerinden aşağı kata indiler. Avludaki kahvaltı masasından taşan konuşmalar ve gülüşmeler Eylem'in dikkatini çekerken bakışlarını masaya çevirmesiyle gülümsemesine engel olamadı.

"İnanmıyorum! Barış!" Eylem'in sesi masada oturan sarışın adamın ayağa kalkmasına neden olurken genç kadın da kocasının elinden elini çekip Barış'ın yanına koşturdu. Barış büyük bir keyifle gülümseyip kadını baştan ayağa süzdükten sonra kollarını açınca Eylem de daha fazla beklemeden adamın kollarına atıldı. "Yaaa çok özledim çok.... Londra'dan tenezzül edip düğüne de gelmedin aslında küsüm bunun tavrını sonra yapacağım ama." Eylem nefes almadan konuşurken bir yandan da adama mümkünmüş gibi daha sıkı sarılıyordu. Barış hafif bir kahkahayla kendini geri çekip her zaman ki alışkanlığıyla uzanıp Eylem'in burnunu sıktı. "Eee sende iki ay da evlenmeye karar vermeyecektin güzelim plansız olan sensin." Eylem gözlerini kısıp adama bakarken bir yandan da omzuna hafifçe vurdu. "Hadi ordan sende..." diye söylenirken Barış'ın da bakışları Eylem'in iki adım arkasında kendisini sert gözlerle süzen adama kaydı. Fethi de adamın bakışlarının kendisine yöneldiğini görünce gülümsemeye çalışıp iki adım daha atarak Eylem'in yanına geldi. "Hoş geldin Barış." deyip elini uzatınca Barış da sadece iki kere gördüğü adamın elini sıkıp "Hoş bulduk" diye mırıldandı. "Eeee çocuklar soğutmayın börekleri ama Barış oğlum da yoldan yeni gelmiş açtır hadi buyurun sofraya" Sümbül'ün sesiyle Barış kibar bir gülümseyişle yerine otururken Fethi de önce Eylem'in sandalyesini çekip oturmasına yardımcı olduktan sonra kendisi de masanın başındaki yerini aldı.

Uzun keyifli bir kahvaltının ardından Fethi Barış ile birlikte kahvelerini içmek için konağın üst katının avlusunda otururlarken Eylem de babası ve annesiyle günlük telefon konuşmasını yapmıştı. Telefonu kapatıp yanındaki sehpaya bıraktıktan sonra mutfağın kapısının dışında utangaç gözlerle kendisini izleyen küçük çocuğa göz kırptı. "Umut... Gelsene yanıma.." deyip çocuğa eliyle gelmesini işaret edince henüz dört yaşlarındaki çocuk koşturarak genç kadının yanına geldi. "Ne bu Umut çıkarmışsın Galatasaray formasını Beşiktaş forması giymişsin." Eylem bir yandan konuşup bir yandan da çocuğun kahverengi kıvırcık saçlarını okşadıktan sonra kolundan tutup kucağına oturttu. "Gelin abla geçen kızdı yaaa Fethi abim... Formayı da o getirmiş ondan giydirdi annem. Artık en büyük Beşiktaş!" Umut'un sesini yükseltmesiyle Eylem de hafif bir kahkaha atıp çocuğun saçlarından öpüp sehpanın üzerindeki küçük çikolata paketini Umut'un eline bıraktı. "Sen napıyorsun burda!" Eylem Sümbül'ün sert sesiyle başını çevirirken Umut da korkuyla kadının kucağından inmiş elindeki çikolata paketini sıkarak önüne bakıyordu. "Gelin ablam çağırdı." çocuğun belli belirsiz sesiyle Eylem de küçük çocuğun elinden tutup tekrar kendine çekti. "Evet ben çağırdım bütün gün konağın içinde mutfaktan çıkmıyor zaten çocuk azıcık sohbet ediyorduk." Sümbül kızı gibi gördüğü gelinine kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarını mutfak kapısına çevirdi. "Ceylan! Hangi cehennemdesin sen?" mutfak kapısı anında hareketlenirken dışarı çıkan genç kadın aceleci adımlarla Eylem ve Sümbül'ün yanına yaklaştı. "Ne oldu Sümbül anne mutfakta akşam için hazırlık yapıyorduk duymadım." diye mırıldandı. "Al çocuğunu ayak altından öyle yap hazırlığını." deyip Umut'u gösterince Ceylan da oğlunun elinden tutup aceleci adımlarla tekrar mutfağa girdi.

ZAMANSIZ HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin