Merhaba Arkadaşlar Yeni Kitapla Karşınızdayım İnanın Bu Kitap İçin Çok Uğraştım Güzel Konusu Olması İçin Planlayıp Elimden Geldiği Kadar Güzel Yazmaya Çalıştığımı Umuyorum, Umarım Sizlerde Benim Gibi Düşünürsünüz İnanın Çok Mutlu Olurum, Senin Olmak İstemiyorum Adlı Kitabımı Sildim Bilmeyenler İçin Akıllarında Bulunsun Neden Diye Sorarsanız...Arkadaşlar kitabım Çok Hakaret Alıyordu Saçma Bulunuyordu, Ayıp Şeyler Yazanlar Oldu Bu Yüzden Sildim Bende Çünkü Kendi Emeğimle Rezil Olmak Bana Göre Değil, Buradaki Herkes Bir Emek Verip Yazıyor Ama Değeri Bilinmiyor, Herkes Bir Umutla Başlıyor Ama O Umudu Elinden Alınıyor Bu Yüzden Kitabımı Kimsenin Hakaret Etmesine Göz Yumamam Kendi Emeğim Ve Umudumla Rezil Olamam Konuşmalarda da Geçer Zaten Böyle Birşey Yazdığımı, O Yüzden Bunun İçin Özür Dilerim Okumak İsteyenlerden Beni Affedin Sizden Özür Diliyorum, Ama Bu Yeni Kitabımla Umarım Kalbinizi Kazanmama Sağlamıştır Tekrar Özür Dilerim, İyi Okumalar Sizleri Çok Seviyorum Değerli İnsanlar. ♥️😊
Melike Beyaz
Sevgilerimle
🥀
Bizim Hayatımızda Acıma Olmaz
Ya Merhamet Gösterir Sırtından Vurulursun
Yada Acımasız Olup Kral Olursun
Paran Varsa Sahte Arkadaşlık Bulursun
Paran Yoksa Kuyunun Dibinde Yok Olursun
Çünkü İnsanlar Para İçin Kendisini Satar
Yapmaz Dediğin İnsanlar Daha Çok yapar
Bırakın Rezil Etsinler Kendilerini
Siz, Siz Olun Doğru Yoldan Dönmeyin Geri
Ve Ben Kim miyim?
YerAltının Lideri
~ Doğan Soysal ~
🥀
"Başlıyor muyuz beyler?" diye sordum adamlarıma, hepsi arkamda ordu gibi dizilmiş beni takip ediyor ve sorduğum soruya çekinerek cevap veriyorlardı. Gündüz vakti bir insanın gezip hava alması gerekirken bizler ise gençlerin eroin gibi şeyleri içmemeleri ve satılmaması için sattırmamak için mücadele ediyorduk, güneş saçımı ve sırtımı ısıtırken normal bir insanın gülüp eğlenebileceği yere giderken bizler ise tecavüz ve kadına şiddete çocuk istismarlarına, eroinden her türlü madde bağımlısına kadar hepsinin üstesinden gelmeye çalışıyorduk, evet ben bir katilim ben bir zalimim ben insan değilim günahkarım ama en azından vatanıma ve milletime karşı el kaldırmış kişileri dünyadan varlığını geçin ismini dahi silmek için öldürürüz, eğer hala yaptığımız bunca şeylere karşı katil damgası yiyeceksek, kendi hayatınızı kurtarın bakalım yapabiliyor musunuz? Biri silah doğrulttuğunda size karşı, korkarsınız ve bir erkeğe bir bayanın gücü yetmez bizler zalim olsak da bizlerin beterlerini sizden uzak tutmak için var oluruz. Tüfeğimin ipini boynuma astım iki silahımı belime sabitleyip binanın yangın merdivenine doğru yönümü değiştirdim, adamlarım merdivenin başında durunca hepsine dönüp sert bir yüzle teker teker gözlerinin içine baktım. "Bu bir baskın olacak bir çeteyi çökertmek için burada toplandık ve sizler bir adamı bile yaşatmayacaksınız tek bir adam yaşarsa başkasıyla bir olur ya daha çok batar yada güçlü olur, yılanın başını küçükken ezmek için buraya geldik, size emrim asla acımayın asla yaşatmayın her ne kadar küçük bir görev olsa da her zaman büyük düşünün, düşünün ki daha kolay üstesinden gelebilesiniz anlaşıldı mı buraya kadar?" hepsi başlarını sallayıp ellerini önünde birleştirdiler elimi belime koyup gözlerimi hafifçe kıstım. "Siz dördünüz karşı binaya diğer dörtlü benimle gelsin sizden beşinizden biri çatıyı tutacak diğerleri ise giriş ve çıkışları tutacak? Düşmanın gizli yerlerden kaçmasını istemeyiz...haydi dediğimi yapın çabuk!" diye gür sesle söyleyip ellerimi çırptım ve bende yerimi almak için merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya başladım, açık olan pencereden içeri girip sırtımı duvara dayadım tüfeği bacağımın üzerine koyup kol saatime baktım beş dakikaya o hain çete buraya hücum edecekti kulağımdaki aletin düğmesine bastım ve adamlarıma seslendim. "Dikkatli olun birazdan burada olacaklar ben ateş demeden siz sakın harekete geçmeyin emrimi bekleyin" deyip dürbünü taktım ve tek gözümü kapatıp merceğe baktım. Arabalar teker teker bizim bulunduğumuz yere geldiğinde gülümsedim, arabadan indiklerinde düğmeye bastım. "Şimdi!" diye emir verdiğimde herkes ateş saçmaya başlamıştı çeteler neye uğradıklarını şaşırmıştı kaçan bir herifin ensesine nişan alıp vurduğumda yüz üstü serildi başını bana doğru kaldıran bir adamı görmemle geri çekilip hemen yana kaydım kurşun pencereye isabet edip delerek duvara saplanmıştı gülerek merdivenlere koşmak için koridorda hızla ilerledim o sırada merdivenlerden ayak sesleri duyunca hemen duvara sinip başımı uzattım herif beni görünce silahını doğrulttu hemen geri çekilip bende silahımı çıkardım ateş edince başımı uzatıp bende onun bacağından vurdum diğerinin gövdesine nişan aldığımda tam beni vuracakken ben onu vurup indirdim duvardan ayrılıp bacağına vurduğum kişiye yaklaştım herif gözlerini nefretle bana çevirdi acı içinde konuştu.
"Bu yaptığını bir gün ödeyeceksin"
"Yanılmıyorsam ödeten kişi benim, ve sizde havuzumda alabalık gibi gezen ve avlamayı bekleyen bir deniz ürünüsünüz" deyip kafasına sıktım. Dışarı çıktığımda adamlarım toplanmıştı bu tabi basit bir operasyondu ama daha büyükleri olacaktı tabi ki, hemde ölümüne. "İşler tamam mı? Sağ kalan yoktur umarım"
"Herşey tamam ağabey"
"Öyle mi?" gözlerim yerde sürünen canını kurtarmak için debelenen herifi işaret ettim ve alayla gülümsedim. "Birini bırakmışsınız" deyip herife yaklaştım ayağımla omzunu tutup sırt üstü yatırdım ve kafasına nişan alıp mermiyi sıktım. "Şimdi tamamdır, dağılın haydi herkes kafa dağıtsın" deyip arabama yaklaştım, direksiyonu tutup aylarca izlediğim kızın okuluna gitmeye karar verdim onu ne zaman görsem içimde yayılan huzur ve bir nebze de olsa ellerime bulaşan kanları gözümün önünden onun gözleri sayesinde arınıyordum, tam anahtarı çevirip motoru çalıştıracakken onu gördüm...koyu saçları beline uzanıyordu dalga dalga ve rüzgarda sanki fırtınayla taranmıştı narin eliyle önüne gelen inatçı tutamları arkaya atmıştı bir filmin ağırlaştırılmış versiyonu olsaydı o seti anında kapattırırdım çünkü o tavrı bir kaç erkeğin uzunca bakmasına sebep olunca dişlerimi sıktım, başını arkaya çevirdi okuldan çıkan kız arkadaşlarına gülümseyerek el sallayıp tekrar önüne döndü ve karşı yola yani benim bulunduğum alana geliyordu siyah pantolonu ve gri çizgili kısa tişörtü vardı üzerinde, ne kadar sıradan görünse de insan görmek istediğini görürdü ben onu sıradan diye görmüyordum evet mafyaydım o ise normal yaşantısı olan bir kızdı ama gün gelecek o sıradanlıktan alıp çıkaracaktım onu, arabamın önünde durunca kalbim hızlanmaya başladı resmen yeni yetme ergenler gibi ilk defa kız görmüş gibi heyecan yapıyordum yürümeye devam edince arkasından gidişini izledim dolgun kalçası biçimli vücuduna göre yaratılmıştı öyle çekici görünüyordu ki kimsenin hayır diyemeyeceğine bütün erkekler iddiaya girerdi ama ben varken asla! O benimdi! Bakan gözlerine kurşun akıtırdım, dokunacak olan elleri mermimle yüzük yapardım, çünkü benimdi. Kulağımda birşey cızırdadı Kasım iç çekince gözlerimi kırpıştırıp Elif'i izlemeye devam ettiğimde diğer yandan Kasım'a odaklanıyordum. "Söyle"
"Ağabey yenge gidiyor"
"Şuan ona bakıyorum biliyorum"
"Ne zaman söyleyeceksin?"
"Bilmiyorum...belki aşklar tesadüfü sever? Göreceğiz"
"Ağabey işi şansa bırakma söyle yengeye böyle uzaktan sen ona bakınca ben üzülüyorum"
"Çeken benim sana ne oluyor oğlum?"
"Ağabey ben senin kardeşin sayılırım sende benim ağabeyim"
"Bu herşeyi açıklıyor...ama dediğim gibi bekleyeceğim Kasım bu güne kadar aylarca vazgeçmeden sevdim şimdi de öyleyim niyetim değişmeyecek hayır dese bile asla vazgeçmeyeceğim" dediğimde kapattı bende tamirci çırağı şarkısını açıp arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım. Gece olduğunda Ferdi babanın Bu Gizli Sevda şarkısını açıp onun evinin önünde durdum, aylarca izlediğim Elif'imin penceresine baktım ışıklar sönüktü o eve girip yatağına uzanıp saçlarındaki o güzel kokuyu o kadar içime çekmek istedim ki...kokusu, bakışları, narin tavırları beni kendisine daha çok çekiyor daha çok bağlıyordu bir eroin gibiydi, gözlerimle deli gibi bir ışığın açılmasını bekledim ışıkları söndürüp arabanın içinde öylece bekledim ve Allah'ın lütfu işte...bir ışık yandı sanki birinin kendisini izlediğini hissetmiş gibi perdeyi çekip camı açtı sıfır kollu sporcu atletiyle dağınık topuzuyla bile çok çekici görünüyordu meraklı gözlerle onu süzmeye devam ettiğimde gözleri arabama takıldı hemen yan koltuğa kayıp pencereden baktım gözleri bir kaç saniyeliğine arabada kalmış ama sonra hiç umursamadan iç çekip tekrar içeri girmişti yerimde doğrulup kendimi nasıl fark ettirsem diye düşündüm sonra aklıma çiçekçi geldi, ne fark eder ki yine kimden geldiğini bilemeyecekti bilse bile ne değişecekti? Beni tanımıyordu, eminim katil olduğumu bilseydi değil hayatıma girmek nefes aldığım sokağı geçin memleket değiştirdi...ve bu tabi nefrete dönüşürse dünyayı terk edebilirdi, ama yine vaz geçmeyecektim adam olan pes etmezdi sevdiği kız için mücadele ederdi! Arabayı çalıştırıp çiçekçiye sürdüm, küçük bir çingene kızına bir demet dolusu kırmızı gül aralarına beyaz güller eklettirdim üzerine not yazmadım çünkü bilse bile hayır diyeceğini biliyordum onu tanıyordum zoru sevmezdi ama ben maalesef zoru seven adamdım pes eden kılıbıklardan değildim, çiçekleri alıp tekrar evine döndüm zile bastım otomatik kapı açılınca içeri girdim merdivenlere çıktım bir duvara sinip aralıktan onu izledim kapıda belirmiş kaşlarını çatarak her yeri süzüyordu sonra dudaklarını büzüp homurdanarak içeri girip kapıyı kapatınca gülümsedim ve merdivenlere sessizce çıkıp gülleri kapının önüne koydum zile basıp kaçtım hemen yine duvara sindim, bu bana çocukken yaramaz çocukların zillere basıp kaçmanın verdiği komikliği aklıma gelmişti ister istemez çocuk gibi hissetmiştim ama baya uzun yıllar oldu bir zamanlar şakalaşıp dondurma yiyip bisiklete binen çocuktan, adam öldüren zalim bir adam olmuştum...Elif gözleri büyümüş bir şekilde elini kalbine koydu şaşırmıştı sonra kaşlarını çatıp gülümsedi ve çömelip gülleri eline aldı üzerine bakındı not arıyordu gülümsemesi soldu sanki beni hissetmişti gözleri bir anda beni bulunca hemen yerinde doğruldu hızlanan kalbimle gözlerimiz birleşince elim ayağım birbirine girmişti ne yapacağımı bilemedim. "Siz...sizde kimsiniz? Bu gülleri ne cüretle buraya bırakırsınız ben sizin tanıdığınız kızlardan değilim!" dudaklarım aralanmış yüzüne bakıyordum, ne ileri ne geri hiçbir yere gidemiyordum sesinin büyüsüne kapılmıştım. "Size diyorum beni duyuyor musunuz? Sizi tanımıyorum lütfen bunları aldığınız gibi geri götürün" dediğinde hemen merdivenlerden inmeye başladım hızlı hızlı otomatik kapıyı açarken sesini duyuyordum. "Size söylüyorum, beyefendi!" diye bağırdığında hemen oradan çıkıp arabama atladığım gibi gaza köklendim, tahmin ettiğim böyle değildi o gülleri içeri alıp kapıyı kapatacaktı ama öyle olmadı tabi çuvallamıştım hemde göz göze gelmiştim.
"Allah kahretsin bir çuval inciri berbat ettik" dedim kendi kendime.
Eve geldiğimde kendimi gülümsemeden alamıyordum en azından onunla ilk anım olmuştum ilk göz göze gelişimiz ilk benimle konuşması...kıkırdadım evin içine girip ceketimi çıkardığımda hizmetçi kız yanıma geldi ve ellerini önünde birleştirdi.
"Efendim aç mısınız sizin için yemekler hazırladım"
"Gerek yok Songül, tokum"
"Peki efendim"
"Gidebilirsin yarın tekrar çalışmaya başlarsın"
"Peki efendim iyi geceler"
"Sana da" deyip odama çıkmaya başladım, içeri girip üzerime rahat birşeyler giydikten sonra yatağıma uzandım kolumu başımın altına koyup gülümseyerek tavanı seyrettim sözleri kulağımda doluşunca kıkırdadım tekrar ve sağ tarafa dönüp gülümseyerek gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀
RomanceSen Ne Güzel Bir Hasretsin Her Sana Bakışımda Doymam Sen Ne Güzel Bir Dertsin Her Bakışında Beni Yakıp Kavuran, Her İçime Çekişimde İçimde Fırtınalar Koparan Sen Ne Güzel Bir İnsansın Her Dokunduğunda, Her Öptüğünde Hiç Yaşamamışım Gibi Tekrar Yaşam...