Biliyorsun Ki Seni Deli Gibi Seviyorum
Sen Hayatımda Yer Alan Pazılın Bir Parçasısın
Eğer O Parça Yoksa Benim Hayat Pazılım Yarım Kalır Gülüm
Biliyorsun, Aile Acım Hala Devam Ediyor
Onları Kaybettim, Sende Beni Kendinden İtip
Ulaşamayacağım Bir Yere Gitme
~ Doğan Soysal ~
🥀
Gözlerimi açtığımda aklıma ilk gelen kişi Elif'ti ve kabuslarıma kadar giren beni kahreden o bakışları, yerimde doğrulup alnımı sıvazladım elbette ki dediği kelime kalbimi kırmıştı benim de bir kalbim vardı her erkeğin kalbi vardı sadece şerefsizlik yapıp zevk alanlar başkadır ama benim ne suçum vardı? Ben, tecavüzcüleri öldüren insanlar zehirlenmesin diye uyuşturucu baronlarını yok edip kendimi hayatımı riske attım ama kim için? Değerini bilmeyen ve bilmeyecek insanlar için, Elif bunu anlamıyordu hala bana katil gibi bakıyordu ve bu beni inanın öldüren birşeydi çünkü insan en çok değer verdiği kişinin sözüne, tavrına, davranışlarına alınırdı. Mutfağa gidip kendime kahve koyup koymamak arasında kaldım başım çatlıyordu yemek yemem lazımdı ama iştahım yoktu eve gitmek onu görmek istiyordum onu özlüyordum geceleri hep kabus gördüm birazı onun gülüşüyle birazı bana bakan katile bakış gözleriydi, ellerimle yüzümü sıvazlayıp iç çektim ve tuvalete girdim. Takım elbisemi giyip evden çıktım, buraya genellikle yalnız kalmak istediğim zaman kafa dinlemek için yada bilirsiniz işte erkekler işini görmesi için kullanırdım aslında evim değilde bir nevi otel gibi kullanıyordum işimi gördükten sonra ayda yılda bir kez geliyordum, arabama binip eve doğru sürmeye başlarken telefonum çaldı ekrana baktığımda Kaan'ın adını gördüm ve iç çekip açtım. "Alo?"
"Doğan neredesin ağabey? Meraktan çatladım Elif ağlayıp durdu başına birşey gelmesinden endişe etti"
"Nereden biliyorsun?"
"Az önce yanındaydım durumunu merak ettim gözleri şişmiş kızcağızın Allah aşkına git eve kız ağlayıp duruyor"
"Tamam"
"Bu arada amcan yanına gelecek? Seninle önemli birşey konuşacağını ama telefonu açmadığını söyledi bana"
"Tamam arar söylerim"
"Şirkete gidiyorum"
"Bende gelirim iki saate falan" deyip kapattım.
Elif Demiray.
Sabahı nasıl yaptım hiç bilmiyordum saatimin yarısı keşkelerle geçmiş ve artık ağlasam da dahi göz yaşı gelmiyordu sadece hıçkırık vardı, kendime kahvaltı kurmak için aşağı indim birşeyler hazırladım o sırada kapı açılınca hemen arkamı döndüm kalbim hızlı hızlı çarpmaya başlamıştı salona girdiğimde onu gördüm ceketini çıkarmış koltuğa bırakmıştı arkasını dönüp bana bakınca kalbim daha çok yerinden fırlayacak gibi atmaya başladı istemsiz bir şekilde yüzümde gülümseme belirdi ona koşup sarıldığımda geriye doğru sendeledi beklemiyordu bu hareketimi ama sonra elini omzuma koyup sıvazlayınca gülümsedim başımı daha çok göğsüne yaslayıp huzurla gözlerimi kapattım ve iç çektim. "Geldin"
"Evet"
"Gitmeyeceksin değil mi?"
"Gitmeyeceğim"
"Söz mü? Şaka değil, değil mi?"
"Değil" deyip kollarını sıkıca bana sarınca gülümsemem yüzüme yayıldı bende ona daha çok sarıldım.
"Özür dilerim Doğan"
"Önemli değil geçti artık"
"Affedebilecek misin? Beni tekrar sevecek misin Doğan?" gözlerim dolmaya başlayınca ağzımdan bir hıçkırık kaçtı sırtımı daha şefkatli sıvazlayıp teskin etmeye çalıştı.
"Hemen ağla hemen" dediğinde güldüm ve geri çekilip yüzüne baktım, ellerini yanaklarıma koyup göz yaşlarımı sildi sonra uzanıp alnımı sıkıca öpünce ellerini tuttum ve gözlerimi kapattım. "Affettim...çünkü seni seviyorum" deyip yanağımı öptü ve geri çekildi.
Öğlen olduğunda güzel bir yemek hazırladım içimdeki mutluluğu tarif etmenin imkanı yoktu çünkü o buradaydı gelmişti neden bilmiyordum ama özlemiştim sebebi yoktu ama duygusu nedense yüreğime yayılmıştı, beraber yemek yemiştik o hala takım elbiseyle duruyordu bir yere gideceği belliydi ama nedense gitmesini istemiyordum burada yanımda olmasını istiyordum, gözlerimi ona çevirdiğimde masadan kalkıp arkasını döndü. "Ellerine sağlık"
"Doğan" dediğimde bana döndü, ayağı kalkıp ellerimi önümde birleştirdim ve bakışlarımı kaçırdım. "Şeeey..." kafamı kaşıdım, kaşlarını çatıp başını eğdi.
"Neeey?" diye benim gibi uzatınca gülümseyip yüzüne baktım.
"Şey diyecektim...bir yere mi gideceksin?" diye sorduğumda tek kaşını kaldırıp çenesini oynattı.
"Neden?"
"Hiç merak ettim"
"Çıkar ağzındakini"
"Birşey yok sordum sadece" o sırada kapı çalınca hemen yanından gidip kapıyı açtım tanımadığım irice bir adam duruyordu top sakalı ve ensesine gelen bembeyaz saçlarını arkaya taranmıştı beni görünce kaşlarını çattı.
"Kimsin sen ne işin var burada?"
"Aaa ben..."
"Amca?" diye Doğan araya girince derin nefes alıp verdim, amcası gözlerini benden ayırıp Doğan'a baktı.
"Nasılsın Doğan?"
"İyiyim amca sen?"
"İyiyim...bu kız kim?"
"Sevdiğim" dediğinde amcasının gözleri yumuşadı bana mahçupla baktı.
"Kusura bakma kızım bilseydim kibar davranırdım"
"Önemli değil efendim"
"Bana Rıfat de kızım"
"Peki Rıfat amca"
"Buyur amca gir içeri" dediğinde Doğan başını salladı ve içeri girdi, salona geçip oturduk ben tedirgin bir şekilde Doğan'a bakarken Doğan dirseklerini dizlerine dayamıştı, amcası iç çekip söze girdi.
"Bu kızla evli olduğunu sanıyordum ama değilmişsin Samet'i bilirsin siz düğüne geldiğinizde inanmamış bana sordu"
"Onun ben..."
"Söylentiler çıkmak üzere Doğan? Samet herkese söyler senin kim olduğunu...birşeyler yapmamız gerekiyor yengen size gelmeyi düşünüyormuş evlilik haberini alamadık falan diye herkes söylüyor göze batıyorsunuz herkes neden haber vermeden evlendi yoksa kız hamile diye falan düşünenler var"
"Doğan akrabaların mafya olduğundan haberleri yok mu?"
"Yok" dediğinde dudağımı ısırdım, Doğan sıkıntıyla alnını sıvazlayıp bir bana bir amcasına baktı. "Bu durumda ne yapalım amca? Mafya olduklarımı bilmemeleri gerekiyor evli olmadığım belli olmaması lazım"
"Neden ki?" diye sordum, bakışlarını bana çevirip dudaklarını büzdü.
"Öyle olması gerekiyor yalanımızın çıkmaması lazım bu benim kariyerimi yerlere sürükler magazin dergilerine çıkmak istemiyorum hayatım senin avuçlarının içinde?"
"Ne...ne demek bu?" diye sorabildim korkuyla, amcası bana baktı ve iç çekti.
"Evleneceksiniz"
🥀
"Seninle asla evlenmem bunu beynine yaz Doğan, sırf akrabaların yalanını duymasınlar herşey açığa çıkmasın diye seninle evlenmek zorunda bırakmam kendimi bana ne senin kariyerinden? Sırf bu saçma şeyler için seninle evlenmem!"diye çıkıştığımda o hiç umursamıyordu yengeleri birazdan buraya gelecekti eşleriyle ve arkadaşları da bize geleceklerdi daha beteri ne olabilirdi diye düşünürken bana doğru döndü ve belimi tutup kendisine çekti gözlerimin içine baktı sonra elbisemin göğüs dekoltesine bakıp kaşlarını çattı eli göğüs çatalıma değince geri çekilmek için onu ittim ama kadife kumaşı tutup yukarı çekti ve dişlerini sıktı.
"Mecbursun güzelim"
"Seninle evlenmek için asla mecbur değilim başka bir kadın bul"
"Bu sabah beni tekrar sevecek misin diyordun ne oldu?"
"Bu evlenme olayı olmadan önceydi"
"Evleneceksin Elif"
"Asla" dediğimde uzanıp dudağımı öpünce hızla geri çekildim onu ittiğimde kapı çalınca sinirle ofladım.
"Geldiler...evli rölünü bozma"
"Allah'ım kafayı yemek üzereyim" dediğimde gülümsedi ve kapıyı açtığımda belimi tutunca içimden sabır çekip tanımadığım insanlara gülümseyerek baktım.
İnsanlarla hoş sohbet ederken Samet de aramızdaydı yine o inanmayan ve alıcı gözleriyle beni süzüyordu Doğan her defasında ona tehlikeli bakışlar atıyordu, Samet dışarı çıkınca Doğan ayaklandı gözlerim büyüdü insanlar salonda sohbete dalmışken bende peşinden gittim Samet bahçenin orada dururken Doğan yumruğunu sıkarak ona yaklaşmaya başlayınca kolunu yakaladım bana doğru döndüğünde elini tuttum sakinleşir gibi olunca daha çok yaklaşıp elimi göğsüne koydum. "Doğan lütfen tatsızlık çıkarmayın amcan ve yengenlerin burada kavga ederseniz daha çok beter olur"
"Sana bakışları beni delirtiyor"
"Doğan lütfen...içeri geçelim"
"Sen git ben geleceğim"
"Doğan..."
"Buradayım Doğan?" diye alayla Samet araya girince öfkeyle gözlerimi ona çevirdim, Doğan dişlerini gıcırdattı elimi tutup sıktı ve yanağımı öptü kulağıma fısıldadı.
"Elif lütfen git...konuşacağız sadece"
"Kendini kaybetme...onun amacı seni deli etmek bu fırsatı ona verme"
"Merak etme" deyip alnımdan öptü.
Doğan Soysal.
Onun gidişini izlerken Samet resmen kaşınıyordu ona doğru döndüğümde Elif'e dudaklarını ısırarak bakıyordu bu tavrı beni deli etmeye yetmişti zaten, üzerine hızla yürüyüp karşısına dikildim gözleri hala ondaydı görüş alanına girince ofladı. "En güzel yerine bakarken..." boğazını tutup sıktığım gibi öfkeyle konuştum.
"Tek kelime edersen...seni öldürürüm"
"Evli olmadığını biliyorum ve senin aslen kim olduğunu da biliyorum...kızı evlenmeye zorladığını biliyorum? Doğan çok aptalsın, kıza söyleyecek başka yalan bulamadın mı da mafya olduğumu yada evli olmadığımız ortaya çıkmasın diye evlenmemiz gerekiyor diyorsun?" dişlerimi sıktım ve geri çekildim, elimi belime atıp çenemi oynattım öksürmeye başlayıp soluklanınca söze girdim.
"Nereden biliyorsun?"
"Herşeyden haberim var Doğan...o senin çakma sarışın kızın adı neydi? Pelin...odana gelen...ondan bilgileri aldım"
"O evli olduğumu sanıyordu?"
"Araştırdı ve bana söyledi"
"Şaşırmadım ondan beklenirdi" diye öfkeyle dişlerimi sıktım, gülmeye başladı.
"İnan bunu bende kendime söyledim...neden mafyasın? Adam öldürüp katil olmaktan zevk mi alıyorsun?"
"Zevk almıyorum ama en azından şiddete maruz kalan kadınları çocukları koruduğum için katil olmam çok normal? Tecavüz edip hapise giden sonra hapisten çıkıp yine aynı boku yiyen bir kadının hayatını öldüren adam katil değil, ben tecavüzden kurtarmak için adam öldürdüm diye katilim öyle mi? Samet... beynin küçük"
"Bunları geçelim...kıza neden yalan söyledin? Aslında akrabaların evli olmadığına zaten pek ihtimal vermiyor hatta bazıları inanmıyor sırf yalanın ortaya çıkmasın diye belli etmiyorlar kariyerin bir magazin tarafından batmasını istemiyorsun, buna eminim inanmayanlarda böyle düşündü"
"Düşünseler ne yazar? Elif öyle yada böyle yine benim olacak"
"Ya evlenmezse? Ya bütün bu yalanların su yüzüne çıkarsa? Benimle evlenmen için hepsi plan diye seni terk ederse?"
"Öyle birşey olmayacak? Amcam bütün akrabalarımı uyardı Elif akrabalarımın bizi evli olduğunu bildiğini sanıyor bu yüzden evlenmek zorunda olduğunu biliyor başka kaçışı yok"
"Ya ben söylersem?" dişlerimi sıkıp öfkeyle çenesini tuttum.
"Bu ağzını...yerinden sökerim"
"Doğan" amcamın sesine kulak vermedim ama yanıma gelip kolumu tuttu ve geri çekmeye çalıştı. "Yapma geri çekil"
"Bırak amca"
"Elif artık senin olacak mecbur evlenmek zorunda akrabaların zaten evlilik konusunu biliyor ama mafya olduğunu elbette bilmiyorlar? Samet...sakın birşey söyleme kıza Doğan'dan önce seni ben yok ederim" deyip beni çekmeye çalışınca Elif'in sesini duydum.
"Doğan lütfen" dediğinde hemen yumuşamaya başladım bu kızın sesinde beni sakinleştiren bir melodi vardı ölüyordum ondaki bana yayan huzuruna, geri çekilip ona doğru yürüdüm mavi gözleri tedirgin, öfke ve korkuyla baksa da burukça gülümseyip başını göğsüme koydu eğilip gözlerimi kapattım ve sırf benimle evlensin diye yalanlarım için bin kere pişman oldum.
Elif Demiray.
İnsanlar gittikten sonra yatağa yatmıştım saatlerce düşünmüştüm onunla evlenmek zorundaydım mecbur zaten evlenecektim çünkü yalanımız ortaya çıkacaktı herkesin önünde rezil olacaktık sadece Doğan değil bende rezil olacaktım bütün magazinlerde manşet olmak istemiyordum yukarıdan bağırma sesleri gelince kaşlarımı çattım yerimde doğrulup kulak kesildiğimde Doğan'ın feryadını duyunca hemen yerimden kalkıp hızla odadan çıktım ama o sırada kolumu biri yakaladı çığlık atıp arkamı döndüğümde Kaan'ı gördüm şaşkınlıkla yüzüne baktım ve kolumu çektim. "Ka-Kaan...?"
"Doğan aradı kriz geçirdiğini bağırdığından anladım bende hemen buraya geldim"
"Doğan'a bakmam gerek"
"Elif gitme sakın" Doğan'ın tekrar yüksek feryadını duyunca korkuluyla ve anlamaz bir şekilde merdivenlere baktım sonra Kaan'a döndüm.
"Neden böyle?"
"Sinir ilaçları alıyor Elif...ailesinden dolayı haplara başladı sanırım ilaçlarını almadı"
"Allah'ım" deyip hızla merdivenlere çıkmaya başladım Kaan da peşimden geliyordu gizli odanın geçitinden geçip kapıya yaklaşırken adamlarından biri kapıda duruyordu önüme engel oldu.
"Hanımım lütfen gitmeyin Doğan ağabeyim kriz geçiriyor size zarar verebilir"
"Onu görmem gerek çekil"
"Zarar verebilir..."
"Çekil şuradan!" diye bağırıp onu kenara çekmeye çalıştığımda geri çekildi kapıyı hızla açıp içeri girdiğimde onu öyle görmem şaşkına girmeme sebep oldu, dizlerinin üzerine çökmüş yumruklarını yere bastırmış bağırarak ağlıyordu, tedirgin ve hemen gözlerim dolmaya başlamış bir şekilde kapıyı kapatıp ayakta dikildim, hızlı hızlı nefesler alıp boğuk sesiyle konuştu.
"Git buradan"
"Doğan..."
"Elif lütfen git beni böyle görme"
"İzin ver yardım edeyim..."
"Sana git buradan dedim git!" diye bağırıp bir anda doğruldu ve üzerime gelmeye başlayınca korkuyla geriye doğru gittim sırtım kapıya çarpınca ellerini kapıya geçirdi beni içine kıstırdı öyle bir perişan hali vardı ki ben bile yaşamış gibi hissettim gözyaşlarım boşalmaya başlamıştı. "Git"
"Doğan" ağlamaya başlayarak başını omzuma koyunca bende ağlamaya başlayarak ona sıkıca sarıldım bana öyle sıkı sarıldı ki nefesimi kesmişti bu kadar çok sarılmaya ihtiyacı vardı, sırtını sıvazlayıp bende ağlayınca burnunu çekti.
"Bağırdığım için özür dilerim"
"Sorun değil"
"Elif onlar öldü" gözlerimi sımsıkı kapatıp daha çok sıkı sarıldım.
"Doğan benim ailemde yok ama emin ol ki onlar Allah katında bizi görüyorlar seni bu durumda görseler üzülürlerdi böyle yapma sadece dua et sakın kendini bırakma, elimizden birşey gelmez ölüm her insan için olacak birşey tamam ailenin o şekilde ölmesi kötü biliyorum ama şunu unutma ki...onlar bizi izliyor ölmediler"
"Biliyorum"
"Kendini bırakma sen güçlüsün bir mafyasın kahraman bir mafya...benim kahramanımsın" dediğimde geri çekilip yüzüme baktı ellerini yanaklarıma koyup alnımı sıkıca öptü ve alnını yasladı.
"Kahramanın mı?"
"Evet...birbirimizi tanımıyorduk ama sen beni onun elinden kurtardın"
"Her mafya bir değildir"
"Biliyorum...ama sen iyi bir adam olmayı seçtin ve hep böyle kal...koca yürekli adam" güldü ve bana sıkıca sarılınca bende yanaklarımı silip gülümsedim.
"Biliyorsun ki seni deli gibi seviyorum sen hayatımda yer alan pazılın bir parçasısın eğer o parça yoksa benim hayat pazılım yarım kalır gülüm biliyorsun, aile acım hala devam ediyor onları kaybettim sende beni kendinden itip ulaşamayacağım bir yere gitme Elif"
"Gitmem" dediğimde geri çekildi gülümsedim ve yanağını okşadım. "İlacını iç sonra gidelim yatıp uyuyalım"
"Uyuyalım derken?" deyip çapkınca gülümseyince kaşlarımı çattım.
"Aklındakini unut çok beklersin, sen yatıyor koltukta ben yatıyor yatakta" dediğimde kıkırdadı ve başını salladı.
"Tamam, buna da tamam" deyip odadan çıktık. Beraber odaya girdiğimizde Kaan Doğan'ın son durumunu görüp iyi olduğunu anlayınca vedalaştı sonra o koltuğa gidip uzandı bende yatağa girdim ondan yana döndüm oda bana bakıyordu sonra iç çekti. "Allah aşkına yanına uzanayım kabus görüyorum"
"Hayatta olmaz"
"Sanki seni dinleyeceğim?" deyip ayağı kalkınca şaşkınca onu izledim yatağın diğer tarafına geçip uzandı öfkeyle geri çekilip yüzüne bakınca omuz silkip kolunu belime attı ve çekti, ağzım açık rahat hareketlerine tepki gösterdim.
"Bu yaptığın çok ayıp"
"Evlendiğimiz zaman da aynı yatakta yatacağız o yüzden ayıp değil"
"Doğan lütfen koltuğa..."
"Yat uyu" deyip beni daha çok çekince burnum çenesine değdi, öfkeyle yüzümü asıp ona bakınca kolunu uzattı başımı koluna koyup öfkeyle bakmaya devam ettim.
"Mutlu musun? Muradına erdin mi?"
"Erdim erdim hemde çok güzel"
"Pislik" dediğimde iç çekip daha çok kendisine çekince sinirle homurdandım o ise kıkırdayıp yanağımı öptü ve alnını alnıma dayadı, bunları geçin esas evlilik olayı ne olacaktı çok merak ediyordum artık hiçbir şeye şaşırmıyordum böyle bir adamın yanında olmak bana bir çok şeyi öğretmişti şaşırma duygusu yoktu artık.
![](https://img.wattpad.com/cover/139239967-288-k696451.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀
RomansaSen Ne Güzel Bir Hasretsin Her Sana Bakışımda Doymam Sen Ne Güzel Bir Dertsin Her Bakışında Beni Yakıp Kavuran, Her İçime Çekişimde İçimde Fırtınalar Koparan Sen Ne Güzel Bir İnsansın Her Dokunduğunda, Her Öptüğünde Hiç Yaşamamışım Gibi Tekrar Yaşam...