🥀 25. Bölüm 🥀

3.4K 106 6
                                    

  Nasıl ki Bir Çiçek Suya Muhtaçtır Açmak İçin
İnsanda Böyledir, Sevgiye Ve Güvene Açtır
     Bende Senin Sevgine Ve Güvenine Açtım
  Ben Seninle Nefes Aldığım Her Ana Şükrettim
              Ey Gönlümün Yeraltı Mafyası
                 Seni Ölene Dek Seveceğim
                        ~ Elif Demiray ~
                                    🥀
Bir insanın hayatında en güzel yer edinecek şey sevdiği insanın gerçekten kendisini sevdiğini bilmesi ve ölene dek güvenini sarsmayacağına dair söz vermesidir, sevdiğim adam yanımda mışıl mışıl o takım elbisesinin içinde uykuya dalmış halde görmem bu sıcak havada boğulmama sebep olsa da ben onun gözlerine her baktığımda boğulmuş ve vurulmuştum zaten, bu bana yetiyordu uzanıp yanağını öptüğümde gülümseyip başını göğsüme yaslayınca saçlarını okşamaya başladım, nefesleri göğüslerime vuruyordu tatlı tatlı ve dün gece ki olanlar aklıma gelince ona bir kere daha aşık olmuştum çünkü belki başka bir erkek olsa ısrar eder ilk gece bilmem neyin dalaveresini yapabilirdi ama o anlayış göstermiş üzerime gelmemişti tek kelime dahi bile etmemişti sadece balkonda konuşmuştuk ve daha konusunu ne o, nede ben açmıştım... iç çekişini duydum. "Çok fena acıktım, açık büfeye inelim yada burada kahvaltı yapalım sonra gezeriz, balayımızın tadını çıkaralım"
"Bana uyar" dediğimde gözlerini açıp geri çekildi dudağıma öpücük kondurup yataktan kalkarak lavaboya girince gülümseyerek bende yataktan çıkıp yeni bir güne yeni bir hayata derin bir nefes çekip balkonun o muntazam genişliğine gittim gözlerimi kapatıp gülümseyerek nefes alıp verdim tekrar ve yeni geleceğim için temiz bir sayfayla gözlerimi açıp dişlerimi göstererek gülümsedim yoldan geçen insanlara, uçan kuşa, havlayan köpeklere...sevgi o kadar güzel bir duyguydu ki düz duvara bile gülümsüyordunuz, ve bunun tarifi yoktu...evet sevgiler çok çabuk tüketilir harcarlar sonra sizi silip atarlar ama güzel sevmeyi bilene, sevgi sonsuz bir nurdur. Sahillerde soğuk içeceklerimizi içip bol bol resim çekinmiştik, lünaparka gidip gondola binmiştik resmen çocuklar gibi geçirdik günümüzü, fayton vardı bindiğimizde bizi denizin yanından götürürken radyoda Neşe Karaböcek'in Adını Anmayacağım şarkısı çalınca bende taklit etmeye başladım resmen o yıllardaki kadınların dramatik taktiklerini yapıp şarkı söylerken Doğan kahkaha atıp durmuş ve hayran hayran bakıp beni izlemişti, arabaya bindiğimizde restorana gidip öğle yemeğini yemiştik açık alanda konser vardı gidip şarkılar türküler söyleyip eğlenmiştik, akşam üstü olmaya başlayınca yolları gezip hiç görmediğimiz yerleri gördük hiç tatmadığımız yemekleri tatmıştık, akşam olunca bir yat kiralayıp denize açılmıştık yemek yemiştik resmen rüya gibiydi herşey... gece olmaya yakın otele geri dönmüştük tabi akşam yemeğinde biraz içkiyi fazla abartmıştım ve otele girmeye yakın iki sarhoş karı - koca çok tatlı bir kavga ediyorlardı odaya çıkana kadar kadının taklidini yapıp kahkaha atarken Doğan da gülümsüyordu, içeri girdiğimizde gülerek kendimi yatağa attım kadının komik sözlerini tekrarlarken Doğan kapıyı kapatıp yanıma uzandı başımı ona çevirip gülümseyerek yüzüne baktım oda elini yanağıma koyup kurşun rengi gözleriyle beni süzdü. "Nasıl ki bir çiçek suya muhtaçtır açmak için, insanlar da böyledir sevgiye ve güvene açtır bende senin sevgine ve güvenine açtım...ben seninle nefes aldığım her ana şükrettim eu gönlümün yeraltı mafyası, seni ölene dek seveceğim"
"Biliyorum acem kızı"
"Acem kızı sana kurban"
"Bu deli aşık berduş"
"Sevdana yenik düştüm, bak aşk sularından içip aşık oldum"
"Böyle de devam etmeni istiyorum" dediğinde üzerine çıkıp ellerimi yanaklarına koydum kaşlarını çatıp biraz stres içinde ellerini bileklerime koyup hafifçe yerinde doğruldu, gülümsedim.
"Bakıyorum şimdi de sen korkuyorsun? Korkma canını yakmam" dedim kahkaha atıp başımı göğsüne koyarak, kıkırdadı.
"Sen öyle diyorsan"
"Bana hazır olduğumu hissettiğim anda kabul edeceğini söylemiştin"
"Gerçekten hazır hissediyor musun?"
"Bu sarhoş halimle bile biraz tedirgin ve çekingen hissediyorum ama en azından sabah fazla birşey hatırlamamış olacağım"
"Elif gerçekten istemiyorsan sorun değil, kendini kasmanı istemiyorum ben..."
"İstiyorum" dediğimde gözlerimin içine bakıp tekrar kaşlarını çattı sonra hafifçe dişlerini sıkıp tedirgince iç çekince biraz daha yerinde doğruldu.
"Pekala...ama bana söz vermeni istiyorum"
"Ne istersen tutarım"
"Canın yanarsa söyle, hemen" dediğinde başımı salladım, uzanıp öpmeye başladığımda oda vücudum heyecandan acemiler gibi titremeye başlamış bacaklarım zangır zangır yerinde durmuyordu sırt üstü yattığımda elbise nasıl havaya uçtu nasıl inlemeler çıktı ağzımdan bilmiyordum, hafif bir acıyla sarhoş etkisinden çıkıp bağırdığımda vücudu kasıldı hemen geri çekilip terler içinde endişeyle yüzüme baktı ve elini yanağıma koydu. "Özür dilerim özür dilerim canını yakmak istemedim nolur affet Elif özür dilerim" inleyerek yüzüne baktım ve başımı iki yana salladım ellerimi koluna koyup yüzümü buruşturarak terler içinde nefes alıp verdim.
"Sorun yok devam et"
"Hayır geri çekiliyorum canını yaktım"
"Hayır ben iyiyim"
"Olmaz Elif canını yaktım..." deyip geri çekilecekken kollarımı boynuna dolayıp öpmeye başladım, oda dayanamadı hasretle iştahlı bir şekilde öpmeme karşılık verip daha ağırdan daha usulca içime girmeye çalışırken biraz sızlansam da birşey demedim, şefkatli öpücükler ve tatlı tatlı iniltiler odayı sararken ikimizde terler içinde yorulmamıza rağmen devam etmiştik.
Doğan Soysal.
   Çarşafa sarılmış mışıl mışıl uyurken kaşlarımı çatmış pembemsi lekeye bakıyordum, içim çok tuhaftı bir yandan mutluluk hissederken diğer yandan onun o kanını görmem beni üzüyordu neden bilmiyordum ama böyle hissetmiştim bir an... iç çekerek temizlikçiyi çağırdım Elif'i koltuğa yatırıp temizlikçi onu görmesin diye önünde durmuştum genç kadın işini utanarak yapmıştı ne olduğunu bildiği için bana dönüp yüzüme utancından bakmamıştı, işini bitirip gidince tekrar onu yatağına yatırmıştım sarhoş etkisinde mırıldanıp gülerken sırtını döndü gülümseyerek çarşafla sırtını örttüğümde telefonum çaldı kaşlarımı çatarak ekrana baktığımda Simge ablanın aradığını gördüm bizim en yakın akrabamızdı ve o bir mafyaydı kocasıyla beraber işi hallediyorlardı benim gibi yardım ediyorlardı insana, hiç bekletmeden açıp konuştum. "Efendim abla söyle ne oldu?"
   "Doğan mühim bir iş var"
   "Hayırdır nedir?"
   "Biliyorum evlendin ve ilk gecenizde sizi rahatsız etmem çok kötü, bencilce olacak ama tek güvenebileceğim sensin başkasına diyemem anla beni"
   "Simge abla Yiğit'e birşey mi oldu yoksa?" diye sordum hüzünlenmeye başlayıp diğer yandan sinirlenerek, Yiğit onun minik oğluydu.
    "Doğan ağzından yel alsın yok Allah'a şükür öyle birşey mışıl mışıl beşiğinde uyuyor"
    "O zaman nedir konu?"
    "Şehir dışında mısınız?"
    "Evet"
    "İstanbul'a gelmeniz kaç saat sürer"
    "Abla beni korkutma ne oldu söyle"
    "Kaç saat sürer?" iç çekip başımı kaşıdım ve ofladım.
    "Arabayla anca sabah dört saatte geliriz uçakla bir saat"
    "Uçağa bin gel...hemen çünkü Mahir amcanın en yakın dostunun kızı şuan uyuşturucu yüzünden tedavi altına alındı ve Mahir amcayla o adamın babası intikam için adamların peşlerine düşecekler"
                                    🥀
   Uykulu bir halde uçaktan inip arabaya binerek eve gelmiştik, Elif hala sarhoşluğun etkisindeydi onu odaya çıkarıp hemen geleceğimi söylediğimde birşey dememişti bende hemen sabahın ikisine rağmen buluşacağımız yere doğru gitme planı yaptım ama sağolsun Simge ablam dinlenip öyle gelmemi sonradan akıl etti ama fazla da dinlenme denemezdi sabah yedide uyanıp arabaya binmiştim. Geldiğim yerde arabanı durdurup kaldırıma çıktım yarım saat sonra  Simge ablanın arabasını gördüm indiğinde oda uykuluydu aynı zaman da beni şaşırtan şey çocuğuyla beraber ve sırt çantasıyla bana doğru yaklaşması oldu sabah olmasına rağmen çocuk uykusunu almış gibiydi Simge abla yorgun ve çatlak sesiyle konuştu. "Senden birşey istesem yapar mısın Doğan kuzum?"
   "Söyle Simge Abla şimdi"
  "Bizim şu çocuğa bir kaç gün bakabilir misiniz karın bir kaç gün baksın yurt dışına çıkmamız gerekiyor acilen senden başka kimseye emanet edemem"
   "İş için değil mi?" diye sordum oda ciddiye bürünüp gülümsemesini geri yolladı, belindeki silahı hafifçe gösterip dudaklarını büzdü.
   "Dediğim gibi olaylar bundan ibaret silah kaçakçılığı yapıyor uyuşturucu satıyorlar Mahir amcanın yakın dostunun kızına uyuşturucu vermişler zorla...işi halletmemiz gerekiyor"
   "Dikkatli olun Mahir amcaya söyle, yakın arkadaşının da geçmiş olsun dileklerimi ilet"
   "Söylerim canım merak etme bu arada çantada Yiğit'in bezleri ve biberonları emziği falan var" deyip kucağındaki Yiğit'e baktım gülümseyerek beni izliyordu Simge abla evladını koklayıp yanaklarını öpünce bana uzattı çocuğu kucağıma aldım sırtındaki çantayı bana uzatınca alıp tek omzuma astım ve  Simge Ablaya döndüm.
  "İşimiz biter bitmez gelip alacağım"
  "Tamamdır" deyip gülümseyerek yolcu ettiğimde oda lüks aracına binip uzaklaşınca iç çekerek arabama yaklaştım çocuk aralıksız bana bakıyordu aslında çocuk dediğimde bir yaşında falan bebekti daha? Ne fark eder gerçi, gözlerimi çocuğa çevirdiğimde kahverengi gözleriyle kırmızı dudaklarıyla bana gülümsedi kaşlarımı çatıp onu ön koltuğa bindirdim ve kendi yerimi aldım, çete üyelerini oratadan kaldırmak için mücadele ediyordu ama tabi bazı akrabalarımız bunu bilmiyordu bu gizli işlerdi, tekrar iç çekip arabayı çalıştırdım ve eve doğru sürdüm, geldiğimde kapıyı çalmadan önce saate baktım altı buçuk olmuştu anahtarımı almayı unuttuğum için küfür edip mecbur uyandırmak zorunda kalmıştım, kapıyı tıkladığımda içeriden ayak sesleri geldi Elif kapıyı açınca yüzünde hiç görmediğim tatlı ve büyükeyici bir gülümsemeyle yüzüme baktı.
   "Nereye gittin?"
   "Bir işim vardı, bakıyorum ayılmışsın"
   "Çok fazla içmemiştim lütfen abartma" dedi tek kaşını kaldırıp manidar bir şekilde bakınca gülümsedim, ardından gözleri çocuğa kayınca sevinçle ellerini göğsüne bastırıp çocuk gibi ses çıkardı. "Ay biy bebek vay" deyip çocuk gibi sesler çıkarmaya devam edince dudaklarımı büzüp gülümsedim.
"Evet sana bebek getirdim"
"Çok tatlı birşey bu, kimin?" diye sorup hemen kucağımdan alınca erkek bebek hemen gözleriyle hatunumu süzmeye başladı, minik elleri saçlarına gidince dişlerimi sıktım bir bebekten bile kıskanıyordum onu.
   "Simge ablamın, akrabam olur omlarda benim gibi mafya kocasıyla insanlara yardım ediyorlar Mahir amcamın en yakın dostunun kızına uyuşturucu vermişler zorla onlarda yurt dışına çıkmak harekete geçtiler"
  "Adın ne senin?" diye sorunca çocuğa şaşkınlık geçirdim, dediklerimi duymamış mıydı hatunum?
    "Elif az öncekileri duymadın mı?"
    "Duydum, Allah anasını babasını korusun" deyip tekrar çocuğun adını sorunca Yiğit hemen başını gülümseyerek onun göğsüne koydu Elif de çocuk gibi sesler çıkarmaya devam edip sıkıca sarıldı. "Sanırım daha konuşmak için çok çüçüğüz?"dediğinde beni unutup hemen arkasını döndü ve çocukla oynamak için koltuğa yerleşti bende ağaç gibi dikilip bir kez daha kıskanmamak için dişlerimi sıktım ama elimde değildi, çantayı yere koyup kapıyı biraz gümbürtülü kapatınca bebek ürktü Elif'in yüzündeki çocuksu ifade gitmiş bana kızgınlıkla bakmıştı. "Yavaş kapatsana burada bir bebek var korktu senin yüzünden"
    "Aman iyi ki bir bebek var!"
   "Sakin olur musun? Seni bu kadar kızdıran şey nedir söylesene?"
  "Çocuk sana yiyecek gibi bakıyor"
  "Doğan Allah aşkına erkek bebekten bile kıskandığını söyleme bana?" dedi tek kaşını kaldırıp, iç çektim.
   "Kıskanıyorum"
   "E yuh yani"
   "Yuh muh anlamam? Kıskanırım arkadaş!"
   "Bebek daha? Bir bebek"
   "Bebek memek bana ne?"
   "Çocuk gibisin" deyip ayağı kalktı ve sıkıca sarılıp öpücük kondurmaya başlayınca daha deli kıskandım, beni böyle öpmezdi yanağımdan gerçi dün akşamki olanlar göz ardı edilemezdi ama dünde kalmıştı bana ne? Yer cücesi veledi meşhur etmişti arkadaş. Çocukla habire resim çekinip oyunlar oynuyordu şarkılar söylüyordu havaya zıplatıp duruyordu, sinirlerim daha çok bozuluyordu.
    "Balon değil Elif o çocuk, habire zıplatıp durma"
    "Kıskanma yiğidim"
    "Kim? Ben mi? Hıh, sende..." bana tek kaşını kaldırıp manidar bir şekilde bakınca kaşlarımı çatıp iç çektim. "E belki biraz..." daha çok manidar bakınca ofladım. "Tamam çok fazla kıskandım pes ediyorum"
    "Aaa bayk duydun mu Yiğit, kocişim şeni benden kışkanmış" deyip gülmeye başlayınca kollarımı göğsümde bağlayıp sinirli sinirli otururken çocukça gülücükler saçıyordu. Akşam olduğunda Elif bebek maması almam için markete yollamıştı, annelik çok güzel yakışıyordu bebek kollarına öyle tatlı yakışıyor ki büyüleniyordum ama bu bebek maması ve kaka dolu bezleri görmek güzelliği bozuyordu hele o kokuyu düşünmek bile istemiyorum, gidip oksijen tüpü almak ve bebek gidene kadar evde öyle astronot gibi maskeyle gezmek istiyordum. Geldiğimde Elif yapmıştı ve çocuğu kucağına oturtmuş yemek yerken diğer yandan onunla ilgileniyordu, aldıklarımı yere koyduğumda başını kaldırıp gülümseyerek tabakları gösterdi.
    "Gel otur sana da koydum"
    "Eyvallah"
    "Yapma böyle, üvey evlat muamelesi görmüş gibi davranıyorsun"
    "Çünkü üvey evlat gibi hissediyorum"
    "Tamam anneciğim gel koy başını göğüsüme" deyip gülerek alay edince burnumdan soludum ve birşey demeden masaya oturup kaşığı elime aldım, Elif hemen ayağı kalkıp tabakları lavabonun içine koydu çocuğu hop diye kucağıma bırakınca kaşık elimde havada kalmış şaşkınca ona bakıyordum, oda gülümseyerek tatlı tatlı bana baktı. "Sen tutuyor çocuğu, ben yapıyor mamasını"
   "Ben tutmuyor çocuğu, ben yemek yiyor" dediğimde Yiğit elini şap diye kaşığa vurunca kaşıktaki çorba suratıma sıçramış dişlerimi sıkarak dudaklarımı büzerek beklediğimde hem Elif hemde Yiğit gülmeye başlamıştı. Elif mamasını yapıp kucağında onun karnını doyurmak için uğraşırken diğer yandan ninni söylüyordu diğer yandan şefkatle sallıyordu Yiğit arada bir gülümseyip emmeye devam ediyordu, bende koltuğa oturmuş televizyon izliyordum ama gözlerim Elif'deydi, maması bitince Yiğit'in gazını çıkarmak için yüz üstü göğsüne yatırdı ve sırtını okşamaya başladı o anda burnumu elimle tıkadım, bu hareketim Elif'in dikkatini çekince yüzünü buruşturdu.
    "Ne yapıyorsun?"
    "O kokuyu burnuma çekmek, ölmem demektir"
    "Allah aşkına bazen çok abartan insan oluyorsun Doğan"
    "İğrenç kokuyor"
    "O bir bebek, ihtiyaçlarını kendisi karşılayamayacak bir yaşta doğal olarak benim yapmam gerekiyor on yaşında olsa işini tuvalette halleder ama dediğim gibi o bir bebek ve kızmayı bırak artık"
    "Of Allah'ım of" deyip burnumu çektiğimde Yiğit gazını çıkarınca ben tekrar burnumu tıkadım. Geç olduğunda televizyonu kapatıp yukarı çıktım, sevdiceğime sarılıp mışıl mışıl onunla uyuma hayali kurarken odaya bir girdim, erkek bir bebekle beni aldattığını gördüm şaşkınca ve hafif bir sinirle Elif'e baktım çocuğu yatağa yatırmış emziği ağzına vermiş yanına uzanmıştı başını bana çevirince kıskançça sordum. "Bekle biraz...o burada bizimle mi yatacak?"
  "Doğan o daha henüz bebek Allah korusun düşer müşer bir yerden, sonra ne hesap vereceğiz? Emanet çocuk sonuçta"
   "Yer cücesi velet" dediğimde tek kaşını kaldırdı.
   "Duydum"
   "Sevindim"
   "Çocuklar nefret ettiğini bilmiyordum"
   "Çocukları benden daha fazla sevdiğini bilmiyordum"
  "Çocuk başka...sen daha başkasın? Sen benim aşkımsın, korumacı aşk meleğimsin sen benim ruhumun hayatıma güneş gibi Doğan bir efsanesin" dediğinde kalbim sevinçle ve mutlulukla hızlanmaya başlamış çocuklar gibi sevinmiştim, hayatımda ilk defa böyle sevindiğimi daha önce hiç hatırlamıyordum içimdeki sevgi ve aşk daha çok büyümüş ve bir kez daha acem kızına aşık olmuştum.
    "Bu beni sevindirdi" dediğimde gülümsedi ve yatağı gösterdi.
    "Hadi yat uyu çok yorgunsun gözlerinden okunuyor istersen yarın işe gitme beraber birşeyler yapalım, mesela çocuk parkına gidebiliriz"
   "Daha eğlenceli birşey yok mu?"
   "Hayır"
   "Neden soruyorum ki zaten?" deyip yorgun bir şekilde yatağa uzandım, Elif bebeği ortamıza koyup benden yana döndü elimi tutup sıkınca gülümseyerek bende ondan yana dönüp elini sıktım gözlerimi kapattığımda kıkırdadı ve sessizce konuştu.
    "İyi geceler meleğim emzik ister misin? Kollarımda uyu" dişlerimi sıktım.
    "Eliiif" diye uyar bir şekilde konuştuğumda güldü sessizce ve kolumu sıvazladı.
    "Şaka yapıyorum bir tanem kızma" dediğimde gülümsedim.

🥀 MAFYA : Acem Kızı 🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin